Gamsız ve de (A)Damsız Girilmez!
Yansın ateş alev alev sarsın göğü ak dumanlar
Şen izciler halkalansın dile gelsin şu ormanlar hey hey
Lara lay lay lara lay lay lay lay lay lay
Genç, “ideali uğrunda fedakarlık yapabilendir” diyorsanız… Ya da hiç tumturaklı ifadelere başvurmadan kendinizi genç hissediyorsanız, o zaman size çok güzel bir davetimiz var: “Buyrun Çanakkale’ye…”
Amaaannn! Ne Çanakkale’si? Okul gezilerinden bıktık, usandık. Dershane, yurt ve bilumum belediye gezileri de kabak tadı verdi diyorsanız…
Heee! O zaman biz size başka bir tavsiyede bulunalım:
“Buyrun Çanakkale’ye!”
Bu Çanakkale başka çünkü...
Zira bu gezide, şafak ayininin verdiği uykusuzlukla Avustralyalı turistler gibi miskin miskin gezinmek yok! Asalet pazarlaması yapan simsar İngilizler gibi caka satmak, cık o da yok! Çanakkale’nin en güzel koylarında mortoyu çekmiş Fransızlar gibi din ve vatan uğruna can verme neş’esine Fransız kalmak da yok! Gâfil ne bilir neş’ve-i pür-şevk-i vegâyı…
Bu sefer Çanakkale’ye bambaşka bir gezi için gelecek, gezecek ve göreceksiniz.
Üftade Hazretleri’nin talebeleriyle yaptığı kır gezisi ile açtığı çığır günümüzde bambaşka bir şekilde devam ediyor. Sabık Bursa Kadısı Mahmud Efendi, nâm-ı diğer Aziz Mahmud Hüdâyi Hazretleri’nin izcileri olan gençler, ibnü’l-vakt olmanın hakkını verip Çanakkale’de günlerini gün ediyorlar.
Lider Eğitim’in bu projesine biz kısaca 3G diyoruz: Geldim, Gezdim, Görgüm…
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın himayesi, Avea ve TT Net’in sponsorluğunda yürütülen bu proje, kısa bir Ramazan arasından sonra, Ağustos ve Eylül ayında da devam edecek. Bekleriz efendim…
Çanakkale kampı projenin üçüncü ayağını oluşturuyor. Buraya gelmeden önce İstanbul ve Edirne’yi gezen gençler yüzyılları aşan bir tarih yolculuğuna çıkıyorlar...
Birbirinden güzel aktiviteyle dolu üç günlük Çanakkale kampının birinci günü temel izcilik eğitiminden oluşuyor.
Ayakkabısının bağlamaktan aciz çocuklar düğümün binbir çeşidini burada öğrenirken, kendi yatağını toplamayan eşşek kadar gençler, mıntıka temizliğinde koca bir kamp alanını pırıl pırıl temizliyorlar. Okçuluk istasyonu, oryantiring (yön bulma) istasyonu, survivor parkuru ve daha neler neler… Burası Survivor beyler, burda şaka yok, her şey gerçekk!!!
Eğer dağın taşın, dalın yaprağın zikrini duyamayanı varsa, “zikir böyle olur gaaafiiiilll” deyûben cezbeye kapılmış, bir orman dolusu kadiri meşrep ağustos böceğinden zikr-i hakkı tâlim ediyorlar…
Yaklaşık bir asır önce vatan müdafaası için memleketin dört bir yanından koşup gelen imanlı nesillerin torunları bu gün aynı Çanakkale ruhunu yaşatıyorlar. Van, Ağrı, Kayseri, Konya, Antep, Kütahya, Maraş, Rize, Balıkesir, Urfa, Erzurum, Trabzon ve ismini sayamadığımız Anadolu’nun her bir köşesinden kalkıp gelen geleceğin ümidi nesiller burada izcilik kampında buluşuyorlar.
Aklını kaçıran varsa bu programı da kaçırmasında bir beis yoktur.
İstikbal izcilerinin ecdadın izini sürdükleri bu kamp, Genç Gönüllülere tarihin tekerrüründen fazlasını vaad etmemektedir.
Dikkat!
Dikili çadırları görüp de burayı ne idüğü belirsiz iki ayaklıların toplandığı herhangi bir gezi parkı veya bahçesiyle karıştırmayın! Buranın yeşili sıbğatullahtır! Buradaki börtü böcek, “kovaladıkça kaçan ateş böcekleri” veya nerde pislik varsa gönüllü militanı olan “mayıs böcekleri” değildir. Bildiğin Ağustos Böceğidir. Bu sebepten mütevellit: Kamp Alanına Gamsız ve de (A)damsız girilmez! Aidiyetinizin kabul edileceği tek grup “sohbet grubu”dur!!!
Heva ve hevesine değil, Hakk’a Tapan Gençler iki kelime bilir: Biri “tevhid” diğeri “şehadet”!
Harun Kırkıl'ın Yazısı.