Hüsamettin Ekmel

 Sual: Hocam rüyada Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) görmenin hükmü nedir?

El Cevab: Hayırdır inşallah! Rüyada Efendimiz’i (s.a.v.) gördüğünü iddia eden kişinin önce ahlaki eksikliği var mıdır yok mudur kontrol edilmelidir. Malum: Meşhur hadis toplayıcıları, hadis araştırırken; atını elinde yem varmış gibi kandıran adamın bile rivayetini kabul etmemişlerdir. Bu hususta “Beni rüyada gören, gerçekten beni görmüştür. Çünkü şeytan benim şeklime giremez.” (Hatib) şeklinde bir hadis-i şerif vardır. Ama tabi şimdi bu gibi hadisler, bazı kafa karışıklıklarına da yol açmıyor değildir…

Tamam, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Şeytan benim suretime giremez” demiştir ama şeytanın, rüyada; göze hoş gelecek başka bir şekle girip, sana kendini Peygamber Efendimiz diye yutturmadığı ne malum değil mi ya? İçimizde O’nu yaşarken gören var mı? O’nun; rüyada görüldüğü düşünülen suretini, aslıyla kıyaslayabilecek olan var mı aramızda? Hilye-i Şerife’deki tarifler deme bana sakın! Oradaki tariften yola çıkarak, insan zihninde O’na benzeyen ama aslında O olmayan binlerce suret resmedebilir! Bu bir.

Ve evet; değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez kanunlar vardır. Ama delinmez, delinmesi dahi düşünülemez kurallar yoktur. İş; kanunların etrafından dolanıp, hedefe varmaya gelince; şeytandan, bir de bizim bazı anayasa profesörlerimizden daha mahiri yoktur. Bak bu hususta ben değil haa! İmam-ı Rabbani Hazretleri ne diyor: “Resulullah’ın (s.a.v.) hakiki şeklini rüyada tanıyabilmek çok güçtür. Bunun için rüyalara nasıl güvenilebilir? Şeytan, Resulullah’ın (s.a.v.) yüksek şanına yakışacak bir şekilde, O serverin ismiyle görünemez. Melun şeytan, düşmanlığını burada da gösterebilir. Araya karışarak, olmayan şeyi olmuş gibi gösterebilir. Rüya göreni şaşırtır. Kendi sözlerini ve işaretlerini, onun sözleri ve işaretleriymiş gibi gösterir. Resulullah (s.a.v.) vefat ettikten sonra, bir kimse uykuda, hisleri çalışmazken ve yalnızken, nasıl olur da rüyanın şeytanın karışmasından korunduğunu ve onun değiştirmediğini anlayabilir?”

Günümüzde “Ben rüyada Efendimiz’i (s.a.v.) gördüm. Bana şöyle dedi, böyle emretti, başıma cübbe taktı, sırtıma kaftan giydirdi, altıma araba çekti…” tadında rüyalar anlatan bir sürü sürü var. Sonra bu rüyalara dayanıp, ben oldum artık demeler, şeyhlikler, mehdilikler, halifelikler ilan etmeler, internet fenomeni olmaya yeltenmeler falan… Kardeşim! Rüyalarla ilgili olarak önce şunu kesinlikle bilmek lazım: “En büyük yalan, görmediği halde, “rüyamda şöyle gördüm” demektir” diye hem de Buhari’de geçen bir hadis-i şerif vardır. Bununla şunu demeye getiriyorum: Bir kere rüyada her peygamberi gördüm diyen doğru söylüyordur diye bir şey yok. Pekâlâ; seni bu yolla müstevlilerin siyasi emellerine alet etmek isteyenler olabilir. Bazı devirlerde babana bile güvenmeyeceksin hem! Bazı hususlarda hiç hem de! Rüya anlata anlata adamın imanını alırlar elinden. Yapılmıyor mu zannediyorsunuz? Canınızı alırlar da ruhunuz duymaz!

Bak bu rüya uydurma yahut rüyaya yalan katma hususunda “Her kim yalan yere şahitlik yaparsa kıyamet günü dilinden asılacak ve cehennemin en alt derecesinde münafıklarla beraber olacaktır. Kim de görmediği bir rüyayı görmüş gibi anlatırsa yalan yere şahitlik yapmış gibi olur.” (El-Harîs) şeklinde bir hadis var. Masal değil bunlar hadis hadis!

Yani evet Peygamber Efendimiz (s.a.v.) gerçekten de rüyada görülebilir. Kişiye muhtelif şeyler söyleyebilir, işaret edebilir… Bunlarla amel; şeriata uygunluğuna göredir. Çünkü sonuçta; şeriatın kesin, zahiri, kurallı, kaynağını kitap ve peygamberin sünnetinden alan kuralları vardır. Buna karşılık görülen bir rüya ise sadece rüyadır. Hiçbir şekilde delil niteliği taşımaz. Ve rüyaları gerçekleştirmek için önce uyanmak gerekir. Uyanık olalım ki kardeşlerim, bizi rüyalarla uyutmalarına izin vermeyelim. Sonra tivit atcaz diye parmaklarınız şişmesin…


GENÇ'ın Yazısı.