Beyza Karaöz

“Dünyanın bütün harflerini, ince uzun ellerinde tuttuğunu sanırdık biz öğrencileri. Üsküdar Kız Lisesi’nin edebiyat öğretmeniydi o. O da kızdı aslında, annesinin biricik kızı, ama bir kız lisesinde öğretmen olanların olabileceği kadar kızdı ancak... Yani yaşı kaç olursa olsun ondan beklenen hep annelik, hep fedakarlık, hep irade, hep vatan sevgisi, hep ideal, hep çalışkanlıktı... Mehmet Akif’in şiirlerinden çıkıp gelmiş gibiydi. Sadece kitap hediye etmezdi öğrencilerine, sabah kahvaltısı yapmadığını düşündüklerine gizlice harçlık, yağmurdan ıslandığını fark ettiklerine gizlice palto verirdi…” diye devam ediyordu Sibel Eraslan`ın Ayla Ağabegüm hakkındaki yazısı.

Geçtiğimiz ay, Genç Gönüllü Kızlar olarak, Türk Edebiyatı Vakfı’ndan, Kubbealtı Vakfı’na, Hanımlar İlim ve Kültür Derneği’nden Akoder ve Medyasofa’ya kadar pek çok vakıfta görevli ve de gönüllü olan Ayla Hanım`ı yakın zamanda taşınmış olduğu Validebağ Öğretmenevi`nde ziyaret ettik, hâlini hatrını sorduk, anlattıklarından istifade ettik. Sayesinde Kur`ân`ı Kerîm`in emri olan “düşünmek”in bir kez daha gerekliliğini idrak ettik. Kendisiyle henüz tanışmamış olanlara bir tavsiyemiz olsun: İstanbul Validebağ Öğretmenevi`ni müsait zamanınızda ziyaret ediniz, bu samimi öğretmenimizi ihmal etmeyiniz!


GENÇ'ın Yazısı.