Bir Okuldur Afrika!
Gönüllüler Derneği, yıllardır Orta Afrika’nın birçok bölgesine ulaşıyor ve güzel yardım faaliyetlerinde bulunuyor. Sağlık, beslenme, giyim, barınma ve birçok konuda yardıma muhtaç insanlara ulaşan gönüllüler, yardımlarını sürdürmeye devam ediyor. Derneğin kurucusu olan İbrahim Ceylan ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yardım çalışmalarınıza ilk önce hangi ülkeden başladınız ve neler yaptınız?
Yaptığımız araştırmalarda ön plana çıkan Nijer’den başladık. Genelde doktor problemi olmayan başşehirlerde faaliyet yapmıyoruz, kimsenin gitmediği ve doktor olmayan kalabalık bölgeleri tercih ediyoruz. Her ne kadar Mali, Burkina Faso ve Çad’a gidiyor olsak da yoğunlaştığımız ülke Nijer. 2005 yılından günümüze kadar 14 kez gittik, gitmeye de devam edeceğiz. Ayrıca, Açe, Bangladeş, Pakistan’daki afetlerle, Somali, Arakan kamplarına acil yardım çerçevesinde yardım götürdük, götürmeye devam ediyoruz.
Sağlık çalışmalarınızda öne çıkan hastalıklar nelerdir?
Göz ameliyatları ve takip gerektirmeyen cerrahi ameliyatlar en önem verdiğimiz sağlık çalışmaları. Dâhiliye, çocuk hastalıkları, KBB, genel cerrahi, üroloji, kadın-doğum, göz ve diş hastalıkları branşlarında poliklinik hizmetleri vermekteyiz. Her seyahatimizde ortalama poliklinik sayımız 3.500 civarı, 14. seyahatimizde bu sayı 4.400’e ulaştı. Geçtiğimiz gün itibari ile polikliniklerimizde dokunulan hasta sayımız 62.411 oldu.
Poliklinik sonrası cerrahi müdahale edilmesine karar verilen hastalara yapılan başlıca ameliyatlar; fıtık, kadın hastalıkları, üroloji, lipom…
Tüm malzemeleri Türkiye’den götürmekteyiz. Ekibimiz her seyahatte 300’ün üzerinde anestezi uygulayarak ameliyat gerçekleştiriyor, bugüne kadar anestezi verilerek yapılan ameliyat sayımız 2005’e ulaştı.
Katarakt en önemli sağlık problemlerinden birini oluşturuyor. Kırsalda bir milyon kişiye bir göz hekimi düşse de gittiğimiz bölgelerde maalesef hiç göz hekimi yok. Afrika’nın özellikle Ekvator çizgisine yakın Sahra altı ülkelerinde, güneş ışınlarının dik gelmesi, yetersiz beslenme, güneş gözlüğü kullanma imkânı olmaması nedeniyle birçok Afrikalı 30 yaş civarı katarakt olmakta ve hekime ulaşamadıkları için yıllarca kör olarak yaşamlarını sürdürmekteler. Ön tetkikleri biyomikroskop ve biometri cihazı ile yapılan ve ameliyat olmasına karar verilen hastalara son teknoloji olan, FAKO yöntemini uyguluyoruz ve tüm cihazlarımızı Türkiye’den götürüyoruz. Her seyahatte ekibimiz 300`ün üzerinde katarakt ameliyatı gerçekleştirebiliyordu. Son seyahatte doktorlarımız 549 sayısına ulaştılar, toplamda ameliyat sayımız 3113 oldu.
Sağlık çalışmalarından başka faaliyetler yürütüyor musunuz?
Su kuyuları bunların başında geliyor. Su, bölgesine göre 30 ile 100 metreler arasında çıkıyor. Kuyu fiyatları arazi şartları ve derinlik durumuna göre 3000 Dolar ile 18.000 Dolar arasında değişebiliyor.
Kuyu açılmasına destek olmak için tek başınıza kuyu açma zorunluluğu yok. Hayır sahiplerimiz imkanlarının elverdiği ölçüde kuyu bağışı yapabilir. Kuyu havuzunda toplanan bu paralar bir kuyu parasına ulaştığında kuyu siparişini çalıştığımız kuruluşa bildiriyoruz ve açımına başlanıyor.
Günümüze kadar açılmış 200 üstündeki kuyuların ve açılması için sipariş verilmiş yapımı devam eden bütün kuyuların yerleri, bizzat bizler tarafından görülerek araştırılarak tespit ediliyor. 2012 sonu itibari ile kuyu açılması için talep gelen 60 köy gezilmiş ve 40 tanesine kuyu açılmasına karar verilmiştir. Hayır sahiplerinden talep geldikçe sırası ile bu kuyular sipariş edilmektedir.
2011 yılında evi barkı sele kapılmış sokaklarda, teneke barakalarda yaşam mücadelesi veren, kalacak ve gidecek hiçbir yerleri olmayan ailelere yıkılan evlerinin olduğu yerde olmak kaydı ile ev kampanyası başlattık. Bir ailenin rahatça yaşayabileceği evler yaptırmak sureti ile bu insanları sefaletten kurtarmayı amaçlıyoruz.
Her biri 5500 Dolar’a mal olan bu evlerin sayısı şimdilik 12`ye ulaştı. Kampanyamızı en az 30 ev olana kadar devam ettirmek istiyoruz.
Bangladeş’teki kamplara sığınan 600 bin Arakanlı Müslümandan 2010 senesinde Kutupalong bölgesindeki kamplarda kalan 52`si çocuk, 30`u kadın olmak üzere 104 kişinin açlıktan ölmesiyle bölgeye ulaşmış ve 30 ton gıda yardımında bulunmuştuk. 2010 yılından bu yana bu kamplarla irtibatımızı kesmedik periyodik olarak yardımlarımızı devam ettiriyoruz.
Ayrıca, altı ayda çift doğum yapan süt keçilerinin dağıtımı en iyi sonuç aldığımız projelerden biri. Seyahat öncesi yerel kuruluşlarla işbirliği yaparak her defasında farklı bir bölgede dul, yetim ve çok fakir aileleri tespit ettirerek bir liste oluşturuyoruz ve belirlediğimiz bir günde bu aileleri çağırıp gönüllülerimizle teslimatları yapıyoruz.
Yurt içi faaliyetlerinizden söz eder misiniz?
Yurt içindeki faaliyetlerimizin başında çocuklar geliyor. Yaklaşık beş yıldır yetiştirme yurtlarında kalan, bayramda gidecek kimsesi olmayan 12-18 yaş arası çocuklarımızla her iki bayramda da güzel mekânlarda iki yüz kişilik bayram yemeği organize ediyoruz. Yemek sonrası toplu bayramlaşıyoruz, bayram harçlıkları veriyoruz ve birlikte güzel bir gün geçiriyoruz.
Aslında bu çocuklarımızın hiçbir şeye ihtiyaçları yok ve devlet her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Onların tek eksiği sevgi ve güvenebilecekleri bir büyüklerinin sayısının yok denecek kadar az olması. Bir yaşam kılavuzuna ihtiyaçları var. Hayata atıldıklarında danışacak ağabeyleri, ablaları olsun istiyoruz.
07-12 yaş grubu çocuklarımızla lunapark veya çocuk sineması programları düzenliyoruz. 500 çocuğumuzun katıldığı bu etkinliklerde öğlen yemeği sonrasında dağılıyoruz.
Yeni başladığımız bir diğer projemiz Gönül Evlerimiz; yetiştirme yurtlarında kalan 2-4 yaş grubu çocuklarımızı protokol çerçevesinde alıyor onları kiraladığımız evlerde aile ortamında yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İlk evimizi Esenkent`te açtık, şimdilik ev sayımız beş. Bu yıl ev sayımızı 10 a çıkarmayı hedefliyoruz.
Bir fotoğraf karesinin birçok duyguyu içinde barındırdığı düşüncesi ile gönüllülerimizin seyahat esnasında çekmiş olduğu fotoğrafları mümkün olduğunca çok kişi ile paylaşmaya çalışıyoruz. Bu amaçla fotoğraf sergileri ve tanıtım programları düzenliyoruz. Etkinliklerimizde ve sergi alanlarında yılda en az 6 fotoğraf sergisi açıyoruz. Yazılı ve görsel medyada Afrika gerçeğini kamuoyuna elimizden geldiğince aktarmaya gayret gösteriyoruz.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Müsaade ederseniz Afrika’da gönüllülük mesajı ile tamamlayalım söyleyişimizi. Gönüllülülüğü kısaca ifede edecek olursak durumdan vazife çıkarmak diyebiliriz.
Gelin sizde katılın bizlere, nerde bir çığlık duyarsak gidelim birlikte çare olmaya. Gurura kapılmadan, kibirlenmeden kazanalım gönülleri. Çok değişeceğinizi biliyoruz, bizim değiştiğimiz gibi. Her gittiğimiz ülkede bir şey öğrendik, değişik kültürdeki çaresiz bu insanlardan. Sabrı, azla yetinmeyi, yoklukta mutlu olabilmeyi, kendine ait olmayana el uzatmamayı, kısacası yokluğa şükretmeyi öğretti bu insanlar.
Yaşamımızdaki olmazsa olmazlarımız, “olmasa da olur” oldu bizler için. Bir okuldur Afrika, ne yazıyla ne de resimlerle anlatamazsınız Afrikalıyı, onlara dokunmanız, ellerini tutmanız gerek başka yolu yok! Bir kez dokundunuz mu, vazgeçemezsiniz onlardan.
Siz de bu insanlar için bir şeyler yapmayı aklınızdan geçiriyorsanız, gelin bizim gibi GÖNÜLLÜ olun, bizlere katılın. Ülkemizin yoksulu, yetimi, öksüzü ve dünyanın çaresiziyle birlikte olalım.
Alpaslan Öngel'ın Yazısı.