Özlem Doğan

Aldığın kararlardır senin yolunu çizen…

Pişman olmak da senin elinde, şükretmek de.

Ya tek başına göğüslersin hayatın tüm yükünü, ya da paylaşırsın sevdiklerinle.

“Ben tek başıma yüklenmeyi tercih ettim. Kıyamadım sevdiklerime, onların da benimle üzülmesini, acı çekmesini istemedim.

Sorarlar ‘iyi misin?’ diye… Dökülür dudaklarımdan tek kelime ‘iyiyim’, nasıl derim ‘bugün iyi değilim Anne!’

Güçlü durmak adınadır yüzümden süzülen kırık tebessüm, ancak gözlerime bakanlar, anlamak isteyenler bilirler içimdeki hüznü…

Elbet vardır zayıf noktalarım, olmadık yerde ufak şeylere doluverir gözlerim, sebebidir zorla kondurduğum tebessümler.” diye zaman zaman kimilerinin bu sözler dudaklarından, yaşlar ise gözlerinden dökülür…

Hayatta yaşadığımız imtihanın ne olacağını bilemeyiz hiçbirimiz, ama ‘tevekkül’ içinde yaşam sürdüğümüz vakit biliriz ki ‘Mevlam neylerse güzel eyler’. Yaşadığımız sıkıntının arkasında bizim elbette göremediğimiz Rabbimiz`in bir güzel planı vardır. Sabır, sabır otunu yutmak kadar acıdır ve zordur, ama neticesi her zaman tatlı ve kıymetli olur derler ya hani, işte öyle güzel bir plan… Hayatımızdaki ufak şeylerde boğulup, yeni ufuklar açamadığımızdandır tüm bu karamsarlığımız.

İmam Busuri;

‘Gün olur bir olay gelirse başa

Kesip ümidini düşme telaşa

Kereminden mahrum eder mi haşa

Resul’un yaktığı meş’ale sönmez

O kapıyı çalan eli boş dönmez….’

demiş, çaldığın kapıdan seni geri çevirmeyen bir Sevenin(c.c.) var. Yeter ki rahmeti umarak O’na(c.c.) teslim olalım. O’na yüzümüzü dönerek, sırtımızı dayayalım. Sığınağımız O(cc), Dayanağımız O(c.c.) olsun. Zira dayanağı Rab olan bilir ki bu dünya hayatı geçici ve bizi bekleyen bir ‘gerçek’ hayat var. İşte bu sebepledir, ‘sabır’ ve ‘sebat’ kavramları imanımızı ölçer.

‘Keşke’lere sığınmadan yol alabilmek, ‘keşke’lere yer olmayan bir hayat kurabilmektir ölçümüz. Hayal kırıklığıdır, pişmanlıktır, mahzun hatıralardır bizi ‘keşke’lere sürükleyen ve tevekkülü zedeleyen.

‘Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler.’(Yunus Suresi 44. Ayet) Öyle ise kendi kendimize yaşattığımız endişe, mutsuzluk, korku ve kaygılar bizim kendi kendimize yaptığımız bir zulüm değil de nedir? Bu nedenledir, kadere teslim olan biri hiçbir zaman mutsuzluğa, telaşa, sıkıntıya veya karamsarlığa kapılmaz. Allah`ın kendisi için dilediğinin en hayırlısı olduğunu bilmenin huzur ve güvenini yaşar.

O zaman “Allah’a tevekkül et; Vekîl olarak Allah yeter”(Ahzab-3)


GENÇ'ın Yazısı.