Müslümanlar Onu Kıyamete Kadar Hatırlayacak!
Musab Yılmaz
Enes bin Malik‘ten (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
- “Ümmetimin en merhametlisi Ebu Bekir, Allah’ın dini hususunda en şiddetlisi, yani sabitkadem olanı Ömer, en ziyade hayâya malik olan Osman ve feraizi(ahkâm-ı dîniyyeyi) en iyi bileni Zeyd bin Sabittir.”
Çocukluğu
Peygamber Efendimiz’in “ne güzel bir çocuk” övgüsüne mazhar olmuş olan Zeyd bin Sabit, Hicret’ten 11 yıl önce Medine’de doğmuştur. Babası, Buas harbinde ölmüştü. Bu yüzden küçük yaşta yetim kalmıştı. Hazreclerin Neccaroğulları kabilesine mensuptu. Musab bin Umeyr’in vasıtasıyla daha buluğa ermeden 11 yaşında Müslüman olmuştu.
Zekâsıyla ön planda olan Zeyd bin Sabit, küçük yaşta on bir sure ezberlemişti. Bunu öğrenen Peygamber Efendimiz çok memnun olmuştu. Zeyd bin Sabit’e iltifatlarda bulunmuştu. Okuma yazmayı öğrenmesiyle birlikte çocuk denecek yaşta Peygamberimiz’in (s.a.v.) vahiy kâtipleri arasında yerini alacaktı.
Yaşının küçüklüğünden dolayı Bedir ve Uhud savaşına katılamamıştı. Hendek savaşında, hendek kazımında gösterdiği yararlılıklarından dolayı “ ne güzel bir çocuk” övgüsüne mazhar olmuştu. Hendek savaşına ise yaşıtları arasında sadece Zeyd bin Sabit ve Abdullah bin Ömer katılmıştı.
İLMİ VE ZEKÂSI
Sahabeden ve tabiinden birçok kişi Zeyd bin Sabit’in ilmine ve zekâsına dikkat çekmiştir. Çünkü 45 yıllık hayatında birçok kişinin altından kalkamayacağı işler başarmıştı. Bunlar:
1- Peygamberimizin (s.a.v.) emriyle 15 gün içinde İbraniceyi, 17 günde ise Süryaniceyi öğrenmişti. Hatta bazı rivayetlere göre Habeşçe, Rumca ve Mısırlıların dillerini de bilmekteydi.
2- Yemame Savaşı’nda birçok hafız şehit olmuştu. Bunun üzerine Kur’an’ı Kerim’in toplatılmasına karar verildi. Bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun başına Zeyd bin Sabit getirildi. Bu görevi hakkıyla yerine getirdikten sonra Zeyd bin Sabit şöyle dedi: “Allah’a yemin ederim ki, bana bir dağı taşımayı teklif etselerdi, Kur’an’ı toplama işinden daha ağır gelmezdi.”
3- Hz. Osman döneminde Kur’an’ı Kerim’in çoğaltılma işi yine Zeyd bin Sabit’e verilecekti.
Görüldüğü üzere ilmi meselelerde görev verileceği zaman Peygamberimiz (s.a.v.) olsun, halifeler olsun, hiçbiri kişinin yaşına bakmıyorlardı. Bu işi layıkıyla kim yapacaksa, görevi o kişiye veriyorlardı. Bunun için kişiye direkt olarak kendini gösterme fırsatı tanıyorlardı. Günümüzde ise, Zeyd bin Sabitler, Fatihler, Selahaddinler, Mus’ablar yetişmesin diye gençlerin önüne onlarca fuzuli sınavlar çıkararak nesillerin yok olmasına sebep oluyorlar.
Zor Günde, En önde
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat etmişti. Muhacir ve Ensar halife seçimi hususunda toplanmışlardı. Ensar’ın hatipleri şöyle dedi:
- “Ey muhacir topluluğu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sizden birini vali tayin edince, bizden birini de onunla beraber gönderirdi. Buradan anlıyoruz ki, bu hilafet işini de iki kişi üstlenmeli, biri bizden biri sizden.“
Ensar’dan birçoğu aynı şeyi tekrar tekrar dile getirdi. İşte tam bu sırada Zeyd bin Sabit ayağa kalkıp:
- “Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) bizzat Muhacirlerdendi. Öyleyse devlet başkanı da ancak Muhacirlerden olur. Biz onun Ensar’ı yani yardımcılarıyız. Nitekim Rasulullah’ın da Ensar’ı idik.” Dedi. Daha sonra Ebu Bekir’in (r.a.) elini tutarak ona biat edenlerden ilki oldu.
Gerçekten de Hulefa-ı Raşidin döneminde Zeyd bin Sabit, halifelerin en büyük yardımcısı konumunda olacaktı. Halifeler Medine dışına çıkacakları zaman genellikle onu yerlerine vekil olarak bırakacaklardı. Bir konuda Zeyd bin Sabit’in görüşünü almadan işe koyulmayacaklardı. Eğer Zeyd bin Sabit o gün öyle bir konuşma yapmamış olsaydı. Belki de Ensar ve Muhacir birbirlerine kılıç çekeceklerdi.
Vefatı ve Hakkında Söylenenler
Ömrünü ilme adamış olan Zeyd bin Sabit vefat ettiğinde 45 yaşındaydı. Kısacık ömründe birçok önemli işe imza atmıştı. Onun vefatı üzerine yol arkadaşları şöyle dedi:
Hassan bin Sabit (Peygamberimiz’in (s.a.v.) Şairi) :
“ Hassan ve oğlundan sonra kafiyelerden kim anlar?
Zeyd bin Sabit’ten sonra ayetlerden kim anlar?”
Ebu Hureyre: “Bu ümmetin derin âlimi vefat etti. Umulur ki Allah, İbni Abbas’ı onun halefi kılar.”
Abdullah bin Ömer: “Hz. Ömer zamanında insanların âlimi ve geniş bilgi sahibi kimsesiydi.
Abdullah bin Abbas: “Allah’a yemin ederim ki, bugün pek çok ilim gitti.”
Zeyd bin Sabit, ilmiyle, Peygamber Efendimiz’in tercümanı olmasıyla ve Kur’an’ın toplanıp kitap haline gelmesinde başrol oynamasıyla kıyamete kadar Müslümanların hafızasından silinmeyecek. Allah ondan razı olsun.
GENÇ'ın Yazısı.