İstemedin Değil Nasibin Yokmuş
Yeni Şafak’ta Salih Tuna, 2006’da Nuriye Akman’ın Mustafa Sarıgül ile yaptığı söyleşiden hayretlere düşüren bir anekdot paylaşıyor: ”Ne kadar dindar falan olduğunu anlatmak için, ‘Milletvekili dönemimde, Salih Özcan’ın davetlisi olarak Suudi Arabistan’a gittik. Turgut Özal da vardı o ziyarette. Hac ziyaretine katıldım’ deyince, Nuriye Akman, ‘Övünerek anlatıyorsunuz, ama o ziyarette bütün ritüelleri yaptınız. Tam Arafat’ta vakfeye durulacağı zaman ortadan kayboldunuz’ karşılığını veriyor. Sarıgül bunu ‘Hiç öyle bir şey yok...’ diyerek ilkin inkâr ediyor. Sonra mı? İsterseniz sonrasını ben hiç araya girmeyeyim de birlikte okuyalım, müthiş eğlenceli.
N. Akman: ‘Var! Ortadan kaybolduğunuzu fark edip ‘Neden?’ diye soranlara, ‘Hacı olmak istemiyorum’ dediniz.’
Sarıgül: ‘Gerek yok ki. En doğrusu benim yaptığım (...)’
N. Akman: ‘Bir dakika. Tavafını yaptın, Safa-Merve arasında yedi kez gidip geldin, ehramını (doğrusu ‘ihram’ S.T) giydin.’
Sarıgül: ‘Doğru.’
N. Akman: ‘Tam Arafat’ta hacı olunacak, istemedin.’
Sarıgül: ‘İyi yaptım, iyi yaptım. Şu anda da istemiyorum hacı olmak...’
N. Akman: ‘Çok doğal, çünkü başkanlıktan önceki söylemlerinizde dine referans yoktu.’
Sarıgül: ‘Belediye başkanı olarak yurttaşlarımızla bütünleşiyorum. Onların örflerine, törelerine, geleneklerine ve inançlarına saygı duyup, hislerine de tercüman olmakla mükellefim. Ben ne içki ne de sigara içerim. Yok, içki arada sırada içerim. Ama öyle aşırı bir şeyim yok. Ama işte hacı olduğunuz zaman, yapmamanız gereken, metruk olan olaylar var.’
N. Akman: ‘Metruk değil, mekruh.’
Sarıgül: ‘Olabilir. Benim fazla öyle bilimsel derinliğim olmaz. Onun için rahat rahat söyleyebilirsin.’
N. Akman: ‘Affedersiniz. Ahmet Hakan ile konuşmanızda da bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiniz.’
Sarıgül: ‘Nemahrem diyecektim, namehram.’
N. Akman: ‘Yok, namahrem olacak.’
Sarıgül: ‘Niyet önemli hanımefendi! Yürek önemli, senin boynun kopmasın! Yerin dibine girmeyesin sen. (Gülmeler) Kelimeye takılıyorsun. Alime tarife gerekmez.’
N. Akman: ‘O da ‘arife tarif’ olacaktı.
İbrahim Özkahyaoğlu'ın Yazısı.