Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının sahneye çıkışı 99 Marmara Depremi sonrasına rastlar. Avrupa Birliği uyum süreciyle birlikte, devlet tarafından sivil toplumun teşvik edilmesi bugün gelinen noktaya büyük katkı sağladı. Bugün uluslararası birçok Türk sivil toplum kuruluşu, yeryüzünün farklı noktalarında uzman oldukları alanlarda faaliyetlerini yürütüyor. Fakat çeşitlilik, tematik STK’ların artması konusunda eksiklikler devam ediyor. Örneğin, Müslüman camianın henüz bir çevre örgütü yok. Sivil toplumun gücünün her geçen gün arttığı bir dönemde yaşarken, faaliyet alanları büyük ölçüde çeşitlenmiş, sosyal hayatın tamamını kapsayacak yetkinlikte sivil toplum kuruluşlarına ihtiyacımız var. Bu konuda acil adımlar atılmaması halinde, özellikle gençlerin sosyal hayatındaki eksikliklerin negatif unsurlarla doldurulma riski taşıyor.


İbrahim Özkahyaoğlu'ın Yazısı.