Entelektüel Akıl Kudüs`e Yönelmeli
Merve Kurtoğlu
Bir Cuma namazını Filistinli kardeşlerinizle kıldığınızı hayal edin. Onlarla birlikte Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmamak için ilim halkalarına katıldığınızı… Akşamları Kudüs sokaklarında ezan ile birlikte yürüdüğünüzü hayal edin. “ Kudüs sevilmedikçe insanlığa girilmez.” der Nuri Pakdil. Biz Kudüs duruşunu çok eskilerden Efendimiz’den (s.a.v.), sahabelerden biliriz. Bilal-i Habeşi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) vefat ettikten sonra ezan okumamıştır. Ta ki Mescid-i Aksa fethedildikten sonra Cebeli Mükebbir olan dağa çıkarak ezan okumuştur. Kudüs, Mescid-i Aksa bizim için bu kadar önemlidir işte. Geçtiğimiz günlerde 16 Mart Dünya Vicdan Günü’nü ve Rachel Corrie’yi gözlerimiz yaşararak andık. Bunun üzerine Kudüs’e çok kez gitmiş, oraları iyi analiz etmiş Hilal Söylemez hanımefendiyle konuştuk, dertleştik…
udüs bize bırakılan bir miras ve inanıyoruz ki bizler bu mirasa sahip çıkmadığımızda hesap gününde Kudüs, Mescid-i Aksa bizden hakkını isteyecektir. Amacımız kaybettiğimiz Kudüs bilincini yeniden diriltmek, siz neler söylemek istersiniz bu konu hakkında?
“Kudüs bizim neyimiz olur?” diye kendimize bir soru sorarak başlayalım izninizle. Kudüs, ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz, üçüncü haremimiz. Biz Müslümanlar üç yıla yakın yüzümüzü, yönümüzü, kalbimizi Kudüs’e dönerek durduk namaza. İnsan neye yönelirse oradan beslenir. Yüzümüzü, kalbimizi döndüğümüz yerden gelir enerjimiz. Miraç, göğe kurulmuş bir merdivense bir ayağı Mekke’ye konulmuş diğeri Kudüs’e. Miraç, Kudüs’ü Mekke’ye kardeş kılar. Mescid-i Aksa’yı Mescid-i Haram’ın yanına koyar. Kur’an’da anılan peygamberlerin çok büyük bir kısmı “Kudüs Peygamberi”dir. Kudüs, “asitane-i enbiya”dır. Kudüs, kutsal emanetler sandığıdır. Bizim Peygamberimiz olan nice nebinin hatıratı ile birlikte Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v.) Miraç hatırasını bağrında saklar. Kudüs, bizim vahiy coğrafyamıza, bizim imanımıza dâhildir. Kudüs, namazın yeryüzüne değdiği ilk yerdir, bu yüzden “belde-i salât” tır. Peygamber Efendimiz’in, diğer peygamberlerimize namaz kıldırdığı yerdir. Bu yalnız bir namaz değil bir törendir, bir tasdiktir. Bütün peygamberler tarafından insanlığa getirilen “kadim insanlık irfanı”nın temsilcisi de taşıyıcısı da Efendimiz’dir (a.s.v.) artık. Bütün bunlarla birlikte Kudüs hakkındaki ayet ve hadisler de değerlendirilirse bir Müslümanda “Kudüs bilinci” vazgeçilemez bir değerdir. İlk Müslümanlarda ve sonrakilerde Kudüs bilincini görüyoruz. Ne var ki Kudüs’ü terk etmek zorunda kaldığımız 1917 tarihi aynı zamanda Kudüs bilincini de yitirdiğimiz tarihtir. 2014’te Kudüs’süz geçen 97 yılın ardından asıl kaybımızın “Kudüs bilinci” ve “Harem bilinci” olduğunu görmek ve kaybımızı telafi etmek zorundayız.
Peki, Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa için neler yapabiliriz?
Sevgili Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde, “Mescid-i Aksa’da namaz kılınız. Kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderiniz.” buyuruyor. Bu hadisteki zeytinyağını lafzen anlamanın yanında bir remz olarak da ele almalıyız. Mescid-i Aksa’nın kıyamete kadar mescid olarak kalması, berhayat olması için yapılabilecekler zeytinyağı kapsamında değerlendirilmelidir.
Kudüs ve Mescid-i Aksa için yapılabilecekler her seviye için ayrı ele alınmalıdır. Evvelen, Kudüs bilinci kazanmak, bunun için okumak ve araştırmak. Sonra Kudüs’ü ziyaret etmek. Bu o kadar önemlidir ki, Kudüs’te yaşayan Filistinli kardeşlerimize ne zaman “bizden beklentiniz nedir?” diye sorsak, “Gelin ve burada namaz kılın. Gelin ve Aksa’nın sahipsiz olmadığını gösterin.” dedikten sonra ilave ediyorlar; “Siz gelirseniz kardeşinizi sevindirir, düşmanınızı korkutursunuz.”
Daha üst düzeyde Kudüs için yapılacaklar, entelektüel aklın Kudüs’e yönelmesiyle mümkün olacaktır. Kudüs’ü yeniden muhayyilenin konusu haline getirmek zorundayız. Muhayyilenin yani sanatın ve edebiyatın konusu. Kudüs’ü, şiire söyletmek; romana, resme, sinemaya… Kudüs’ü evrensel dil olan sanat ve edebiyatın dili ile söylemek, Kudüs’ü, evrensel bir değere dönüştürür. Kudüs, adaletin, estetiğin, erdemin sembolü haline geldiğinde özgürlüğün de remzi olacak. Düşünen ve eser ortaya koyan genç nesilleri bekliyor bu ödev. Birlikte Kudüs’e gidebilmek duasıyla, teşekkür ederim...
GENÇ'ın Yazısı.