Bu ay Rusya’ya misafir oluyoruz. Rusya Müftüler Konseyi ve İslam Kültürü ve Araştırma Desteği ile 2009 yılında yayın hayatına başlayan, Rusya’nın Müslüman hanımları için çıkarılan Musulmanka dergisinin editörü Nasima Bokova ile birlikte dergileri hakkında hoş bir söyleşi gerçekleştirdik.

nce sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Rus bir ailede dünyaya geldim. Doğruyu söylemek gerekirse dinle herhangi bir bağı olmayan bir ailem vardı, dolayısıyla ben de o şekilde yetiştirildim. 18 yaşımda İslamiyet’le tanıştım. Çok dikkatli ve yavaşça ilerliyordum ve İslam ile kendi kendime tanıştım. İlk zamanlar korkunç bir buhran içerisindeydim, hayattaki her şey bana anlamsız görünüyordu. İslam hayatıma girdikten sonra yepyeni bir yol açıldı bana ve bütün sorularımın cevaplarını tek tek buldum. Kafamdaki soruların cevaplarını Hıristiyanlıkta ya da diğer dinlerde bulamamıştım. Müslüman olduktan kısa bir süre sonra eşimle tanıştım. O da Müslüman. Şimdi iki oğlum ve bir kızım var. Üniversitede gazetecilik okuyordum ama henüz mezun olamadım, buna rağmen çok iyi bir iş tecrübem oldu. Son dört yıldır Musulmanka dergisinde editör ve yazar olarak çalışıyorum.

Rusya’da Müslüman hanımlar için bir dergi çıkarma fikri nereden aklınıza geldi?

Bu ekibe katıldığımda dergi bir yılını doldurmuştu ama düşüncesinden sapmıştı. Ben önceden şekillendirilmiş ama dikiş tutturulamamış ve ideolojisinden kaymış olan bu projeye katıldım. Hızlı bir şekilde kendi ekibimi kurdum. Bugün Rusya’da Müslüman hanımlar için yayın yapan bizden başka hiçbir dergi yok. Bu alanda tekiz. Dergi yalnız hanımlar için değil aslında, eşlerin ve çocukların da faydalanabileceği yazılarımız var. Aile ve kadın dergisi olarak yayın yapıyoruz. Müslüman hanımların tasarımları, moda algısı, aile hayatları, eşleri, çocukları ile ilgili yazıları sosyal ve dini görüşlerimizi de göz önüne alarak hazırlıyoruz.

Peki Rusya’da Müslümanlar arasında nasıl karşılandı derginiz?

Müslüman hanımlar tarafından çok beğenildi ve çok okundu, hâlâ da okunuyor. İlk zamanlar bazı kesimler tarafından kapağımızda hanım fotoğrafı koyduğumuz için eleştiri aldık fakat biz kendi işimizi yapıyoruz ve bunu da Allah’ın ve Rasûlü’nün emirleri altında en doğru şekliyle yapmaya çalışıyoruz.

İslam ve Moda dediğimde aklınıza ne geliyor? İslam’da modaya yer var mı sizce?

Moda İslamiyet tarafından reddedilen bir olgu değil esasında, çoktan içinde var olan bir şey. İslami çevre ve Müslümanlar tarafından hayatlarında yer eden bir durum moda, trendler, renkler vs. tabii Şeri hükümler dahilinde. Bazı tasarımcılar müşterilerinin istekleri yönünde çok güzel tasarımlar yapıyorlar. Bu çok normal ve helal bir endüstri. Ama şunu söylemeliyim ki stil daha farklı bir şey. Müslüman kadınlar kendi zevklerine göre ayakkabıları, ipek eşarpları ya da giysileri tercih edebilirler, kişiden kişiye göre değişir bu durum.

Şunu sormak istiyorum, size göre İslami hayatla modayı barındıran hayat arasında bir denge var mı? Ya da birbirinden tamamen ayrı şeyler mi?

Bu soru bana biraz yabancı aslında. İslamiyet orta çağlardaki gibi bir şey değil, modern hayat içinde de en doğru şekilde yaşanan bir din. Şunu söyleyebilirim ki İslamiyet benim yaşamım ve benim yolum, çevrem, dünyam ve Allah’ın karşısına çıkana kadar ve kıyamet gününe kadar temiz bir kalp ile imanımızı korumamızı isteyen bir din. Siz bu durumu her çağ ile birleştirebilirsiniz. İslamiyet yaşayan bir din, modern hayat içinde de kendi çevrenizle birlikte yaşayabilirsiniz.

Son olarak Rusya’da Müslüman hanımların sosyal hayatta varlığı üzerine konuşalım.

Rusya’da Müslüman hanımların kamuda öğretmen ya da doktor olmaları pek kolay değil, çünkü tesettüre karşı bir hoşgörüsüzlük mevcut toplumda. Şimdi okullarda da kız öğrencilerin başörtüsü ile eğitim almaları yasaklandı. Fakat çok sayıda Müslüman tasarımcımız ve iş kadınımız var özel sektörde.

Çok teşekkür ederim röportaj için.

Rica ederim.

Hatice Sarı Tan'ın Yazısı.