Bu Millet İşgüzarı Sevmiyor!
Ömer Öztürk
Seçimler sona erdi, halk seçimini yaptı, halkın iradesi söz konusu olduğuna göre onun iradesine saygı duymaktan başka elden bir şey gelmez. Yenilen liderlerin artık daha fazla ortalıkta dolaşıp dostlar alışverişte görsün misali iş başında görünmeleri pek doğru değil. İstifa etmeleri, yedi cedlerine yetecek servetleriyle emekliliklerini yaşamaları en doğrusu. Belki yerlerine geçecek kimseler daha uzlaşmacı, memleketin huzur, güven ve refahı için daha müşterek hareket eden insanlar olur.
Neden çekilmeliler, derseniz; çünkü iç sıkıntısını, can sıkıntısını gidermenin yolu iki de bir ortalığa çıkıp konuşmak, gündem yaratmayı çalışmak değildir. İş yapanlar zaten yapıyor. Bizim millet işgüzarı sevmiyor.
Hem filler ve çimenler hikâyesi. Biz çimen, siz fil, üzerimizde tepindikçe tepiniyorsunuz. Eziliyoruz yahu, inin sırtımızdan.
Yıl 2014 oldu ama bizler hâlâ medenî ve en önemlisi İslâm ahlakına yaraşır bir seçim yapmayı bile beceremiyoruz. Gördünüz işte, son güne değin gürültü-patırtı bitmedi, süreğen gürültü insanı bir süre sonra asabileştiriyor, ruh sağlığını olumsuz etkiliyor, ama ne yaparsınız, bizde bu işler böyle yürüyor, son beş gün kala ortalık sakinleşmeli, sütliman olmalı idi. Yeri gelince “Hristiyan”, “kâfir”, “gavur” diye küçümsediğimiz milletler böyle yapıyorlar. Ama memleketimizde insanların sınırlarına çok müdahale ediliyor, herkes herkesi taciz etmede kendinde bir çeşit hak görüyor, seçim bahanesiyle olur olmaz vakitlerde yollar tıkanıp insanların işine gücüne gitmeleri engelleniyor.
Seçim arifesinde bile, yâni geçen Cumartesi günü, Kadıköy’de miting vardı, eve güç vardım. Yollarda mağdur olmuşsun, aç-susuz kalmışsın kime ne gam!
Seçimden sonra silahlar çekildi, bilmem kaç kişi öldü ve yaralandı. Artık silah taşımak haybeden işler sınıfına girdi. Memleket Teksas’a dönmüş, kimsenin umurunda değil. Pek yakın zamanda yolda, işte, güçte her birimiz milletçe bellerimizde silahlarla gezmeye başlarsak sakın şaşırmayın. O vakit seyreyleyin, gümbürtüyü. Bana yan mı baktın, “Daan” alnına bir kurşun. Yok düz baktım, alnının şakına bi tane daha! Ne güzel kısa ve kolay yoldan nüfus planlaması.
Şaka bir yana da neyi paylaşamıyoruz? Üç günlük dünyada üç günlük hırsların peşinde savrulmanın anlamı var mı? Kazansak da kaybetsek de bu memleket bizim değil mi? Alt tarafı basit bir muhtarlık seçimi kaybettim diye ortalığı kana bulamayı, hele de yüzde doksan dokuzu müslüman bir ülkede, inanın aklım almıyor. Herhalde sizinki de almıyordur.
GENÇ'ın Yazısı.