Çünkü beyaz adamdan ben bile sıkıldım:) Şaka bir yana dünyada Afrika denilince tek bir ülkeyi düşünen insanlar varmış. Oysa Afrika 54 ayrı ülkeden oluşan bir kıta ve dünya üzerinde adı sadece ‘Afrika’ olan bir ülke yok. Ve bu 54 ülke birbirinden farklı kültürlere, hayat tarzlarına sahip. Yani zihinlerde bırakılan o ‘küçük, aç, sefil, kara parçası’ algısı yanlış. Bu ve buna benzer yanlış algıları, Afrika’ya dair daima es geçilen güzellikleri bu sayfa ile yeniden gündeme getirmeyi planlıyorum. Ağarmak için yapıyorum bunu. Tuttuğum notları, okuduğum kitapları, sizinle paylaşmayı, sizden gelen Afrika keşiflerini buradan yayınlamayı düşünüyorum.

Malum insanlar Afrika’yı yeniden keşfediyor. Beyaz adamların sadece sömürmek ve köle ticareti yapmak için uğradığı bu kıta sosyal iletişim ağları ve medya sayesinde yeniden keşfettiğimiz, tüm değerleri ve özellikleri ile olduğu gibi kabul ettiğimiz yeni bir mecraya dönüştü.

Pahalı safarilerden, ucuz turlara, internet sitelerinden, dergi sayfalarına kadar Afrika bir adım ötemizde artık.

Bagamoyo Afrika!

Sayfanın adı neden bu? İzah edeyim. Bagamoyo aslında Tanzanya’da bir şehir ve Darüsselam`da köle ticaretinin yapıldığı bir limanın adı. Svahilice bu kelime “yüreğimi buraya bıraktım” anlamına geliyor. Habeşistan’a hicret eden ve Necaşi’nin misafirperverliği ile buluşan ilk Müslümanları hatırlarsanız, kalbimizin neden Afrika’da kaldığını neden ve neden orası için attığını anlarsınız sanırım.

MÜZİK SİYAH YA DA BEYAZ DEĞİLDİR, RENKLİ Bİ’ŞEYDİR.

Afrika’daki yağmurlara teşekkür

Aslında Afrika müziği denilince akla yerel müzik gelir, gelmeli. Bir de içinde Afrika geçen müzikler var. Beyaz adamın günah çıkarması olarak nitelendirilir çoğu kişi tarafından. Seksenli yıllarda Amerikalı rock grup olan Toto tarafından söylenen Africa şarkısı aslında bir aşk şarkısı olup o yıllarda çok tutmuştur. Bana ne elin soft-rock terennümlerinden demeyin, şarkıyı dinliyorum şu an gayet güzel. Özellikle şarkının “Afrika’daki yağmurlara teşekkür” dizesi de gayet manidar.

EN BEYAZ SİYAH ADAM!

Malcolm X’i öldürenler şimdi ne yapıyor?

Bana göre dünyanın en beyaz siyah adamlarından biridir Malcolm X. O bir efsanedir. Bir taş at der bir taş daha at. Durağan insanların örsüne indirilmiş bir çekiçtir o. Onun hayatı ile ilgili pek çok şey malumunuzdur. Bilmiyorsanız zaten ayıbın en büyüğünü yapıyorsunuz. Ben onunla ilgili en çok merak ettiğim şeyin izini sürmeyi tercih ettim. Onu şehit edenler ne ceza aldı ve şu an ne yapıyorlar? Malcolm X tam 16 kez vuruldu. Suikasti işleyen üç kişiydi ve üçü de Müslüman olduğunu iddia ediyordu. Cinayeti itiraf eden Thomas Hagan 45 yıl hapis yattıktan sonra 2010’da tahliye edildi. Diğer iki zanlıdan biri olan Talmadge Hayer 1987’de tahliye oldu ve Mücahid Halim olarak tanınmakta, Norman Butler ise Muhammad Abdül Aziz olarak 1985’te tahliye oldu ve Harlem camisinde görev yapmakta… Öldürme sebepleri ise bağlı oldukları İslam ümmeti liderine malcolm X’in karşı gelmesi.

NO PROBLEM, LA MÜŞKİL, HAKUNA MATATA

Osmanlı Afrika’yı sömürdü mü?

Bu sayfayı hazırlarken ve beyaz adamı eleştirirken aklıma ilk gelen soru buydu. Yani elin Avrupalısını yerden yere vuracağız tamam ama Osmanlı oralarda niye bunca yıl hüküm sürmüş ve hatırı sayılır 5 eyalet ile varlığını neden konuşturmuştur. Araştırdım bakın tarihçiler ne diyorlar:

-Osmanlı’nın Afrika’da bulunma gerekçesi hizmet etmek ve hizmet almak içindir. Mesela Bizans ve sonrasında Avrupa devletleri Afrikalıları köle ve işçi olarak kullanırken, Osmanlı ordularında Afrikalı asker yoktur.

-Sadece haremde sayıları birkaç yüzü bulan ve kendilerine köle değil ağa denilen Harem Ağaları vardır. Bunun dışında Osmanlı’da Afrikalı sınıfı diye bir sınıf yoktur. Ayrımcılık uygulanmamıştır.

-Müzelerimize ulaşan Afrika menşeli materyal sayısı Avrupa’ya oranla yok denecek kadar azdır. Paris’te Louvre müzesinde Fransızların Mısır’da kaldıkları birkaç yıl içinde neredeyse hiçbir tarihi eser bırakmadan hepsini kaçırdıklarını görmeden edemiyoruz.

-Osmanlı Afrika ile ilişkilerinde daima insani boyutu öne çıkarmıştır. Dini, siyasi, askeri ve hatta ticari konularda hep Afrikalılar yararına bir davranış göstermiş, bu yüzden asırlarca kaldığı kıtadan çekilirken arkasında büyük bir saygınlık bırakmıştır.

-O zaman topluluk olan şimdilerde ülke olan bazı bölgeler Osmanlı’ya kendiliğinden bağlanmışlardır. Özellikle Portekizlilerin saldırıları yüzünden orada bulunan en eski Müslümanlar kendileri gibi Müslüman olan Osmanlı’dan yardım istiyordu.

-Osmanlı Afrika’dan elde ettiklerini yine oranın insanı için kullanmış, bulunduğu yerlere cami köprü okul liman yapmıştır.

Yine de detaylı bilgi için Ahmet Kavas’ın “Osmanlı Afrika İlişkileri” kitabına başvurabilirsiniz. Kitap Kitabevi yayınlarından çıkmış bir kitap, biraz kalın ama doyurucu bilgilere yer veriyor. Tavsiye ederim.

ALAMET-İ AFRİKA

Afrika’nın ilk mescidi

Afrika’nın ve Mısır’ın ilk camisi Amr bin el-As Camisi ‘Camilerin Tacı’ olarak nitelendirilir. 641 yılında Amr bin As tarafından inşa ettirilen bu değerli tarihi eser özellikle Ramazan ayında milyonlarca Müslüman tarafından ziyaret ediliyor. Kadir gecesinde namaz kılanların sayısının yarım milyona ulaştığı söyleniyor. Mısır’daki devrim sürecinde pek çok tarihi eser tahrip edilip çalınırken tarihi bu cami halk tarafından özel bir ihtimamla korundu. Fotoğrafta caminin genişletilmiş hali görülüyor.

AYIN AFRİKALISI

Yerinden bile kımıldamadı

Taksim’de başlayan ve ülke geneline yayılan ve herkese özgürlük söylemi adı altında eylem yapan gezi eylemcileri zaman zaman korkutan tavırlar sergilediler. Özellikle Kanyon AVM’de çekilen bir görüntüde Gezi Parkı’na destek amacıyla alkışlarla sloganlar atılıyor ve o sırada masasında yemek yiyen ve telefonla konuşan bir adam ayağa kalması ve eyleme katılması için taciz ediliyor. Masanın etrafını saran ve çoğunluğu kadınlardan oluşan eylemciler dakikalarca adamın başında dikilip ıslık sesleri yuhalamalar ve “kalk kalk kalk” sloganları ile mahalle baskısının güzide bir örneğini sergiliyorlar.

Beyaz Türk’ün bu tacizine yerinden kalkmayarak sabırla direnen ve en sonunda “bana karışmayın ben size karışıyor muyum” diyerek tepki gösteren bu sabır ve hoşgörü abidesi adam bana göre ayın değil yılın Afrikalısıdır.


Ayşegül Genç'ın Yazısı.