Eş Şebab Haklı mı Haksız mı?
Geçtiğimiz günlerde Somalili Eş Şebab örgütünün Kenya’da bir alışveriş merkezine baskını sonucu 72 kişi hayatını kaybetmişti. Bu saldırı ile ilgili aldığım notlar:
• Suriye’de, Mısır’da, Afganistan’da olan ne ise Somali’de de olan odur. Sürekli birbirini doğuran, besleyen bir hasımlar savaşı.
• Batılı amcalar bir ülkeye şirin ve seçkin varisler tayin edince halk içinde otomatikman kendisini haksızlığa uğramış olarak gören bir kitle oluşur. Ve bu ülkelerin iç politikalarının kendi güncel referansları yok sayılmaya başlanır.
• Somali’de batılı egemenlerin hâkimiyetini tanımayan Eş Şebab örgütü de Kenya’ya bu yüzden düşman. Çünkü Kenya, Somali devletinin terörle mücadelesine askeri yardımla destek oluyor. Eş Şebab örgütü ise kendisini vatansever olarak görüyor ve tüm mücadelesini beyaz adama, onun varislerine ve destekçilerine karşı verdiğini söylüyor.
• Halkı açlık ve kuraklıkla boğuşan ülkeler için bir “iç savaş” üretmek o ülkenin tüm enerjisini bu savaşa aktarmak ve dışa bağımlı hale getirmek anlamına gelir. “İslami terör” algısını zihinlere yerleştirmek ise taşın vurduğu diğer kuş olarak haneye yazılmaktadır.
• İşin üzücü yanı ülkemizde Eş Şebab örgütünün bu eylemini aklama çabasına giren insanların olmasıdır. Oysa Müslüman zulüm görse de zulmeden haline dönüşemez. Özellikle bizim gibi tarihi şanlı mücahitlerle dolu olanlar. Biz mücadele denilince astronomi, fizik gibi alanlarda tahsil yapmış ve manevi ilimlerde yücelmiş İbrahim Hakkı hazretlerini, dört dil bilen hekim, öğretmen,hafız, şair Mehmet Akif’i, fen ve İslami ilimlerin birlikte okutulacağı bir üniversite hayalleri kuran Said Nursi’yi; bilimde ve tasavvufta olduğu gibi, tıp ve eczacılık alanında da büyük bir üne sahip Akşemseddin’i hatırlarız. Bizi Eş Şebab haklı mı haksız mı derdine düşürenlerin tek derdi; bize ecdadımızın meselesini unutturmak, İslam dinini bir “ölme- öldürme” alanına indirgeyerek ona şüphe ile yaklaşmamızı sağlamaktır.
Alamet-i Afrika
Beni tarayan hüzün
“Yaşam koskoca bir incinme” demiş Bachmann. Hatırladım ve yutkundum. Çünkü bir fotoğraf Afrika dosyasından ayakucuma düştü. Kağıtlarda düzenlediğim mükemmellik, devrimler, burjuvazi, magazin ve çok laf düştü ayakucuma. İnsan bir çocuğu kucaklarsa güzeldir. Çocuk için devrim budur. Ama bazı yerlerde dört yaşında bir çocuk civa kuyusunun kenarında oturur. Havadaki metal ve civa partikülleri, ince beyaz bir tabaka halinde yüzüne ve ciğerlerine yerleşir. Amalgam ve civa dumanı bu kadar netken, Minamata sözleşmesi flulaşır. Küçük ölçekli altın işletmeleri büyük ölçekli felaketler doğurur çocuklar için. Tanzanya’da çocuk olmak demek İngiliz sömürgesinden ve başarısız bir sosyalist rejimden artakalanları “kıtlık” adı altında yaşamak demektir.
Müzik Beyaz ya da Siyah Değildir, Renkli Bi`Şeydir.
Gnawa nedir? müziği nasıldır?
Batı Afrika’dan Fas’a şeker kamışı tarlalarında çalıştırılmak için getirilen siyahi kölelere Gnawa deniliyor. Gnawa’lar İslamiyet’i kabul etikten sonra kendilerine önder olarak kendilerinden pek çok parça buldukları Bilal-i Habeş efendimizi seçiyorlar. Onun izinden giderek vuslata ermeyi arzuluyorlar. Bu vuslat arzusu, tasavvufi bakış ve kurtuluşa çağırma şekli müziklerine de ilahi şeklinde yansıyor. Geleneksel Gnawa müziğini ben en çok Maalem Hamid El Kasri grubunun dilinden dinleyerek sevdim. Modern Gnawa müziğinde ise en çok dinlenen gruplardan biri Gnawa Diffusion.
Karakutu
Somali’de trafik karışık, ama kömür trafiği…
Somali ile ilgili filmlerin pek çoğu ya “Black Hawk Down (2001)” gibi ABD askerinin üstünlüklerini ya da “Captain Phillips(2013)”, “A Hijacking(2012)” gibi batılıların Somalili korsanlar elinden çektiklerini anlatan filmler şeklindedir. Genelde bütçe sorunu yüzünden Somali halkını anlatan filmler göremeyiz. Buna rağmen Fatima Jibrell’in yazdığı ve yönettiği; Charcoal Traffic(2006) filmi ses getirmeyi başarmış bir film.
Film, ağaçları keserek kömür üreten eli silahlı insanlar ile hayatını hayvancılık yaptığı için doğaya bağlı olarak geçiren köylüler arasındaki çatışmayı dramatik olarak anlatıyor. Açlık ve yoksulluğun karşı karşıya getirdiği insanları, iç savaşın gölgesinde silahın kolay teminini, paranın tahrip edici gücünü gözler önüne seren film kaş ile göz arası Somali’deki khat kullanımına da dikkat çekiyor. Bir sahnede masada para ile khat yan yana dururken para yerine bazıları bu ota sarılabiliyor. “Khat” Somali, Kenya gibi ülkelerde çiğnenen ve insanı rehavete sürükleyen uyuşturan bir ot.
Doğru söze “Amin” denir!
“Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda ise bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı.”
Bu meşhur sözün Jomo Kenyatta (Kenya Kurucu Devlet Başkanı) ait olduğu söyleniliyor.
Suret-i Hak
Ku Klux Klan diye bir örgütü duydunuz mu hiç bilmiyorum. Zaten duyulmaya değer işler yapmamışlar. Irkçılar ve siyahların Amerika’dan Afrika’ya dönmelerini şiddetle arzulamışlar. Fotoğrafta sedyede yatan bahtsız adam ise bu örgütün bir üyesi. Kaderin bir cilvesi ile bu ırkçı amca acil servise düşer. İlk müdahaleyi yapanlar ise fotoğrafta görüldüğü üzere o sevmediği ırkın mensuplarıdır. 1865’te kurulan örgüt halen cılız da olsa bazı yerlerde varlığını sürdürüyor.
Abdurrahman Sumaid kimdir?
Geçtiğimiz Ağustos ayında Kuveytli bir Müslüman sessizce hayata gözlerini yumdu. Medyada yer almadı, kim olduğu ve çizdiği yol sorgulanmadı, ölümü vesilesi ile hayatı gözden geçirilmedi. Sadece Turan Kışlakçı’nın attığı bir tweet süzüldü sosyal medyada: “6 milyon Afrikalının Müslüman olmasına vesile olan Dr. Abdurrahman es-Sumaid hayatını kaybetti”
34 yıl Afrika’da bulunan, 2 kez kalp krizi geçiren, onlarca kez suikasta maruz kalan, bulaşıcı hastalıklara tutulan Dr. Sumaid’in anılarını okurken bana en ilginç geleni şu oldu:
“2 yıl Antimur kabilesiyle yaşadım. 1 milyon nüfusu var. Domuz yemiyorlar. Kuzeyden, Mekke’nin sevilen adamı Muhammed’in köyünden geldik diyorlar. Kıbleye doğru ibadet ediyorlar. Kutsal kitaplarında ayetler, yaşamlarında İslam adetleri var. Mescid yapıp etrafında yedi kez tavaf ediyorlar. Bin sene önce buraya geldiklerini söylüyorlar. Fakat Müslüman olduklarını bilmiyorlar.”
Ayın Afrikalısı
Bu ayın Afrikalısı bana göre Obama’dır. Adamın hükümetini kapattılar, kepenklerini indirdiler daha ne olsun:)
Ayşegül Genç'ın Yazısı.