Altı Günlük Mucize
Hüseyin Erdoğan
Kur’ân’ı Kerim’de bahsedilen “altı gün” meselesi evrensel saat ile hesaplandığında Büyük Patlama teorisineöyle uyum gösteriyor ki sormayın gitsin...
Kur’an-ı Kerim bizi her yönüyle kendisine çeker. Bakmasını bilen bambaşka diyarlara gider. Okumasını bilen ahenginde kaybolur. Gitmesini bilen uçsuz bucaksız diyarlara göç eder. Edebiyatı utandırır fakat edebiyat kitabı değildir. Bilimi hayrete düşürür fakat bilim kitabı değildir. Kur’an her şeydir. Bu da onu “kutsal” olarak nitelendirmemizdeki yek sebeptir.
Kur’an bilim kitabı değildir, evet. Lakin o ilmi sonsuz olan Allah’ın (c.c) kitabıdır. Bilime aykırı değil paraleldir. Kur’an’dan şifreler çıkarırcasına çeşitli çalışmalar yapılıyor. İnsanlar kıyamet gününü hesaplamak gibi haddini aşan bir işe kalkışıyor. Oysa Kur’an apaçık bir kitap değil mi` (Hacc 16) Gaybın bilgisinin, o günün bilgisinin kendinde olduğunu bildirmiyor mu`
Kur’an’da bizatihi beni ürperten bir ifade başta Hadid sûresinin dördüncü ayetinde karşılaştığım ve tefsir kitaplarında ise daha çok Secde sûresinin dördüncü ayetinde olan “altı gün” ifadesi.
“Allah gökleri ve yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arşa hükmedendir. Sizin için O’ndan başka ne bir dost ne de bir şefaatçi vardır. Hiç ibret almaz mısınız`” (Secde 4)
Kur’an-ı Kerim’de yerlerin ve göklerin yaratılışlarını tamamlama süreleri on ayette belirtilmekte olup bunlardan yedisinde “altı gün” kavramından bahsedilmektedir. Diğer ayetlerde ise kademeli bir biçimde iki gün gibi devirlerden bahsedilmektedir. Peki, nedir bu altı gün` Big Bang (Büyük Patlama) teorisi evrenin oluşum sürecine dair yapılan en geçerli teori ve bu teoride evrenin 0(sıfır) noktası denilen bir noktadan aniden patlamasından söz ediliyor. Bu patlama ise 10-43 saniye sürüyor. Akla hayale sığmayan bir patlama ve süresi ise akıl almayacak derecede küçük, küçücük… Burada “yevm” yani gün kelimesini irdelememiz gerekiyor.
Bizim gün dediğimiz şey Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönmesiyle oluşan süre ve bu gün ifadesi değişkenlik arz ediyor. Öyle ki farklı gezegenlerdeki gün kavramına değinmesek bile Dünya’nın kutup bölgelerinde gün dediğimiz kavram değişiklik arz ediyor. Öyleyse “yevm” kelimesi bugün birçok tefsir kitabında söylendiği gibi “evre” olarak tercüme edilebiliyor. Peki, bu evre ne kadar uzunlukta`
Ayetlerde gün ifadesinin 1 000 ve 50 000 yıl olduğuna dair ifadeler var. Mearic sûresinin dördüncü ayeti şu şekilde:
“Melekler ve Ruh(Cebrâil) miktarı (sizce) elli bin sene olan bir günde O’na (arşına) çıkarlar.”
Evrenin oluşumunu “arş günü” olarak değerlendirmemiz bin yıl gibi evrene görece kısa bir süreden daha mantıklı duruyor. Ayrıca bin yıl olduğunu söyleyen ayetlerde direkt söylenmeyip “öyle gibi” anlamı verildiğinden bu sürenin daha uzun veya daha kısa olduğu tefsirciler tarafından çıkarılabileceği vurgulanıyor. Nitekim altı gün ifadesi 300 000 yıla tekabül ediyor.
Elimizde bu sefer 300 000 yıl var. Büyük Patlama teorisine bakıldığında patlamadan “300 000 yıl” sonra ışığın serbest kaldığından bahsedilir. Burada ışığın serbest kalabilmesi patlamadan sonra Hidrojen ve Helyum elementlerinin elektron tutmasıdır. Yani evrende bulunan elementlerin oluşumları demektir. Ayrıca ışığın serbest kalabilmesi evrenin gözle görülebilir bir hâl aldığını belirtir. NASA’nın COBE uydusu 1992 yılında uzayda çeşitli fotoğraflar çekmiş ve bu fotoğraflar patlamadan 300 000 yıl sonra ışığın serbest kaldığı düşüncesini destekler niteliktedir.
Yukarıdaki anlatmaya çalıştığım durum ilhamla gelen fikirlerin ardından tefsir kitaplarını araştırmamla oluştu. Bu “altı gün” meselesi evrensel saat ile hesaplandığında Büyük Patlama teorisine uyum gösterdiği gözleniyor. Evrensel saat ile uyumunun açıklanmasına buradan bakabilirsiniz: http://www.sorularlaislamiyet.com
Anlattığımız tüm durum Kur’an’ın muhteşemliğini göz önüne sermiyor mu` Bizim seviyemize indirilen Kur’an’ın yüceliğini bir kez daha gözler önüne seriyor…
GENÇ'ın Yazısı.