Libya lideri Muammer Kaddafi gibi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad da aklı izanı kaybetmişçesine, ülkesini sonu karanlık bir  geleceğe doğru sürüklüyor. Haftalardır süren özgürlük taleplerine kurşun yağdırarak cevap veriyor. Arap Baharı’nın estiği Ortadoğu  coğrafyasında Libya’dan sonra en çok insanın katledildiği ülke haline geldi Suriye. Bu satırlar kaleme alındığı sırada 900 Suriyeli çılgın  bir rejimin güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla katledildi. Tutuklananların sayısının 10 bini aştığı belirtiliyordu.

Suriye’deki vahşetin telin edildiği gösterilerden birinde “İngiltere’de doktor, Suriye’de kasap” şeklinde bir pankartı taşıyordu göstericilerden biri.

Hakikaten Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, akraba-i taallukatıyla yönettiği Suriye’de yaptıkları kasaplıktan başka bir şey değil. Suriye halkının; “40 yıldır ensemizde boza pişirdiğiniz yeter, özgürlüğümüzü istiyoruz” şeklinde taleplerine tıpkı babası gibi şehirleri top ateşine tutarak bastırmaya çalışıyor modern doktor görünümlü kasap. Ülkeyi ahtapot gibi ören “Muhaberat”ı vasıtasıyla  belledikleri insanları gece yarısı evlerinden toplayıp bir meçhule gönderiyor, protestolara zemin hazırlıyor diye insanların camilere  gitmesini engelliyor. Bu zihniyet; “hele bir fırsat verin reform” yapacağız sözlerine Suriye halkının inanmasını bekliyor. Suriye halkının  bu palavralara artık karnı tok.

Velhasıl, İngiltere’de doktor, Suriye’de kasap olan zatın Suriye halkını yönetmesi bundan sonra çok zor. Çünkü o kadar çok kan akıttı ki, akıttığı o kanda boğulmaması mümkün değil.


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.