Her Şey Senin Elinde!
“Bu ellerimizle, ayaklarımızla bir şeyler yapamaz mıyız?” diyordu ve devam ediyordu Nuri Pakdil Usta: “Tırnaklarımızla oyamaz mıyız anlamsızlığı? Bir yol açamaz mıyız bir metre ötesine? Biraz ilerideki bir çiçeğe varsak mı? Belki bir kırlangıca rastlarız. Olasılık… Belki bir çocuğa. Sıkıştık kaldık ortasında gürültünün.”
Şu ellerine bir bak arkadaş! Şu ellerini küçük görme, hor görme. O eller senin ellerin. Elbette emanet. Ama sana emanet! Senin ellerin onlar, senden sorulacak hesabı. Yaptıklarının değil sadece; yapabilecek güçte- takatte iken yapmadıklarının hesabı da sorulacak!
Şu ellerini küçük görmeyi bırak artık kardeşim. O eller tüm yeryüzünü adaletle kuşatabilecek eller. Bilmiyormuş gibi dolaşıp durmayı bırak artık. O ellerinde Allah’ın 99 esması gizli. O ellerde Ay gizli, Merkür gizli, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn gizli. Âdem Aleyhisselam gizli, Hz. İsa Mesih, güzeller güzeli Yusuf Nebi, İdris Nebi, Adil Kral Davud (a.s.), “beyaz elleriyle” Musa Peygamber, Halilürrahman İbrahim Aleyhisselam gizli.
Âdem’in (a.s.) şahsında toprak gizli o ellerinde; İsa’da (a.s.) manevi bilgiler, Yusuf ’da (a.s.) güzellik ve sanat, İdris’de (a.s.) aracı ilimler, Davut’da (a.s.) siyaset ilmi, Musa’da (a.s.) ibadet, İbrahim’de (a.s.) iman gizli o ellerinde.
Dua ederken ellerimizi açıyor oluşumuzu boşuna mı sanırsın.
“Derd çekmeyince devlet-i vuslat ele girmez
Sabr etmeyince zilletle izzet ele girmez”
demiş Kuddusî Baba. Hem derdin olacak, büyük derdin. Ümmet derdin hem kendi derdin… İnsanlığı düşünmek zorundasın hem; hem de sabretmek zorundasın. Neden el alarak yürür yolunu dervişler. El almadan nere gideceksin hey deli gönül? Masivadan bir elini eteğini çekecek bir el alacaksın. Nasibinde varsa tabii. Ortalığı hep masiva kaplayınca masiva kelimesinin anlamını da bilemez hale düştük. Tıpkı fıkhı iplemeye iplemeye fıkıh ne demek, hiç bilmez hale gelmesi gibi gençliğin. Hicabı umursamaya umursamaya, “dış görünüşe göre insanları yargılamamak lazım” diye diye hicab nedir insanların bilmez hale gelmesi gibi.
El almak diyorduk. Kolay mı öyle el almak. Sen el aldım sanırsın bir bakmışsın o eller uçuvermiş. Hissiz, meraksız insanlar görüyorum etrafımda. Rahmani olana meraksız tabii. Yoksa onlar da abur cubur ne varsa meraklılar canım, insanı insanlıktan çıkaran, küçülten ne varsa onun peşine düşmekte çok başarılılar. Bir ellerini açabilseler; Allah’tan dilemeyi bir becerebilseler el açıp… Hakka el açan insanda ne kuvvetler gizli…
Eller, ellerimiz… Ne kadar çok şey yapabileceğimizi yeterince bilemediğimiz ellerimiz.
Asım Gültekin'ın Yazısı.