Gelecek nesiller herhalde bu seçimleri kasetlerle hatırlayacaklar. Bir kaset siyaseti ne yazık ki siyasetçilerin çoğunun ipliğini pazara  çıkarttı. Kasetler sadece kaset işine karışanları değil bundan medet umanları ve kasetlere verdikleri tepkilerle ucuzlaşanları da afişe etti. Siyaset açısından cidden vahim bir tablo bu. Ama en vahimi ne biliyor musunuz? Türkiye’de siyasetçilerin ne gitmeyi ne de gelmeyi  beceremeyişlerinin bir sonucu olarak siyaseti dizayn etmek isteyenlerin böyle rezil bir yola başvurup sonuç almaları. Baksanıza, bir  partinin başkanı, başka türlü gitmediği için ancak kasetle gönderiliyor. Gönderiliyor ama gitmiyor, hala partisinde siyasete devam  edebiliyor, dahası yeniden başa gelebileceği anı kolluyor. Kasetle mesajı veren neyi nasıl verdiğini biliyor, alan da öyle… Etikmiş, ahlakmış, namusmuş, bu kavramların mesajına kulak vereni Hak getire… Türkiye siyaseti bu kadar düşmemeliydi.

Mehmet Köprülü'ın Yazısı.