Aziz Mahmud Hüdayi Camisi Açıldı
Dün Üsküdar’da restorasyonu tamamlanan Aziz Mahmud Hüdayi Camisi ibadete açıldı. Açılış törenine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Şeref Başkanı Osman Nuri Topbaş Hocaefendi ve birçok Hüdayi gönüllüsü katıldı.
Arınç konuşmasında şunları söyledi: "Cuma günü bu açılışımızı yaparken sağolsunlar Aziz Mahmud Hüdayi Vakfımız, camimiz, müftülüğümüz, açılışımızla birlikte biraz sonra hepimiz katılacağı Som`daki madende hayatını kaybeden kardeşlerimiz adına hatim duası hem de mevlid-i şerif tertiplediler, onlara da teşekkür ediyorum. Herhalde o kardeşlerimiz için en anlamlı anma böyle olabilirdi. Allah hatimleri, duaları kabul etsin onlara rahmet etsin. Ailelerine ve bütün milletimize baş sağlığı ve sabırlar diliyorum."
İstanbul`un vakıf eserleri konusunda çok bereketli ve zengin olduğunu ifade eden Arınç, "Ama dökülüyordu, tükenmişti. Allah`a hamdolsun hamiyetli bir el geldi, onları son yıllarda ayağa kaldırdı. Ecdadımızın bedduasını değil, hamdolsun duasını almaya başladık. Üzerimizden beddualar kalkarsa daha çok rahatlayacağız. Daha çok bereketli işler bulacağız. Daha çok birbirimizi kucaklayacağız" diye konuştu.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, İstanbul’da pek çok eski eserin restorasyonunu gerçekleştirdiklerini ifade etti. Erdem, Aziz Mahmud Hüdayi Camisi’nde daha önce hiç kullanılmayan bodrum katının temizlendiğini ve ibadethaneye dahil edildiğini, hünkar mahfili bölümü de dahil olmak üzere caminin tüm restorasyonunun tamamlandığını aktardı.
Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı Şeref Başkanı Osman Nuri Topbaş Hocaefendi ve vakıf yetkilileri açılış kurdelesini kestiler.
Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi sohbetinde şunları ifade etti:
“Osmanlı’nın hükümran olduğu bütün topraklarda bu ifadelerin canlı numuneleri yüzyıllardır devam etmektedir. Onun çil çil hutbelerde, kalem gibi minarelerde okunan ezan sesleri hiç şüphesiz ki onlar için onları inşa ve ihya eden ecdadın iman ve vecdlerine kıyamette şehadet edecektir. Bize bir vefa borcu olarak düşen vazife ecdadımızdan kalan eserlerin tekrar ihya edilmesidir. Muhterem kardeşler! Ben, imam hatip okulunun ilk talebelerindenim. Hatırımda kaldığı kadarıyla o zamanki İstanbul’dan birkaç manzarayı, o gün ile bugünü kıyaslamak babında, anlatmak istiyorum size.
İlk imam-hatip okulunun açıldığı yer Vefa semtidir. O Vefa semtinde Vefa bozacısı vardır ve yanında da ufak bir mescit vardır. Bu mescit bir Ermeni nalbanda kiralıktı ve at girip çıkardı. Şehzadebaşı’nın arkasında güzel bir mescit vardı, o da bir marangoza kiralıktı. Süleymaniye Camii’nin, Sultanahmet Camii’nin ve Şehzadebaşı Camii’nin avluları mahallenin top sahasıydı. Civarındaki külliyenin medreseleri ise Romen vatandaşlara verilmişti. Onlar da harap haldeydi. Camilerin halıları lif lif kalkmıştı. Kırılan pencereler de ancak kartonlarla kapatılırdı. Elhamdülillah, bugün Allah’ın bir lütfu, ülkemize gelen büyük bereketli yağmurlar ile bütün bu vakıf arazileri ve vakıf eserleri ihya ediliyor. Gayrette bulunanlara tekrar tekrar Allah rahmet etsin, bereket versin. Onlara çok teşekkür ederiz, Allah razı olsun.
Muhterem kardeşlerimiz! En güzel kulluk vazifesi namazla başlıyor. İlk farz olan ibadet namazdır. Her Fatiha sûresini okuduğumuzda “İyyake na’budü ve iyyake nestain” diyoruz. Ancak böyle içtimai olarak, toplu olarak kıldığımız namazlar, yaptığımız ibadetler vs. bütün amellerimiz Allah’ın yardımına bir sebeptir. Sonra “İhdines-sırat el-müstakim” diyoruz. O da bir cemi olarak geliyor bize. Demek ki inşallah cümlemiz sıratı müstakim üzare olacağız. Camilerimizi, namazlarla ve ibadetlerimizle ihya edeceğiz ve rahmet-i ilahinin tecellisine nail olacağız.
Mü’minun suresinde huşu ile kılınan bir namaz istiyor Cenabı Hak. “Müminler felah buldu. Onlar ki namazlarını huşu ile kılarlar” buyuruyor. En güzel huşu ile kılınan namazlar da yine mescitlerde kılınmaktadır. Rabbimiz “Ben insanları ve cinleri bana kulluk etsinler diye yarattım” buyuruyor. Kulluk çok mühim. Kulluk bu kadar mühim olduğundan dolayıdır ki toplu ibadetlere de ihtiyaç olan kulluk mekânları mescitler ve camileri Cenabı Hak bizzat kendine izafe etmiştir. Allah’ın evi, mescidullah gibi ifadeler bunun en güzel örneğidir.”
Cuma hutbesi için minbere çıkan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, mescitlerin birlik ve beraberlik açısından önemine vurgu yaparken, diğer yandan da restorasyon ile ilgili bazı şikayetlerini dile getirdi. Caminin iç kısmında bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin elbiselerini değiştirdiği, zikirlerin yapıldığı şeyh dairesinin aslına uygun bir şekilde restore edilmediğini ifade ederek, bunun düzeltilmesinin gerekli ve önemli olduğunu söyledi.
Kaynak: www.islamveihsan.com
GENÇ'ın Yazısı.