Zaman zaman liseli ya da ortaokullu öğrencilerin okul çıkışı hâllerine şahit oluyor, neler konuştuklarını duyuyorum. Geçtiğimiz ay farklı  farklı yerlerde, 15-16 yaşlarındaki genç kızlardan öyle küfürler duydum ki kıpkırmızı kesildim. Hatta beni farkettiler ve “abi rahatsız mı olduuun?” şeklinde kendilerince şirinlik(!) yaptılar.

Dileyen görsün, dileyen görmesin, genç kızlar arasında “erkekleşme, erkek gibi konuşma ve küfretme” salgın bir hastalık gibi yayılıyor. Ve bu yaygınlık kazandıkça toplumsal anlamda seviyemiz düşüyor, ahlakımız bozuluyor, nezaketimiz kayboluyor.

Bu manada, bir yazıyla elbet çok şey değiştiremem ama hatırlatmak istiyorum anne ve babalara: Lütfen çocuğunuzun dershanesini düşündüğünüz kadar kötü arkadaşlarının ona nasıl zarar verdiğini de düşünün. Notlarını dert ettiğiniz kadar ahlakını ve konuşma tarzını da dert edinin. Gerekirse üzerine fazla titreyin.. Çünkü bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil. İpin ucu kaçmadan, özellikle genç  kızlarınızın üzerine çok eğilin derim. Güzel bir çiçek gibi büyüyebilmeleri için – Hz. Meryem’e selam olsun- kol kanat gerin üzerlerine. Her taraftan yağan çamurlara karşı “iffet, edep, hâyâ” şemsiyesi ile korunmalarını sağlayın. Emin olun bundan daha değerli bir şey veremezsiniz onlara. Neden? Çünkü Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Anne-babanın çocuklarına bırakabileceği en güzel miras güzel ahlak ve terbiyedir.”

(Not: Övünerek değil şükrederek söylemek istediğim bir şey var: Evlatlarınızı Genç Gönüllüler’le tanıştırın, buluşturun, kaynaştırın. Onları anlayacak ve bir nebze olsun fayda sağlayacak bilgi, ilgi ve gönül fazlasıyla mevcut Genç Gönüllüler’de. Deneyin, pişman olmazsınız...)


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.