Kitap Sevgisi Engel Tanımadı!
Asım Fevzi Durmaz
Geçenlerde kitaplığmı düzenliyor, bazı kitapları başka yerlere taşıyıp yenilerine yer açıyordum. Daha önceden okuduğum kitaplara bakıyor, insanın eşya ile olan irtibatına hayret ediyordum. Bizde anısı olan nesneler, başka zaman olsa aklımızın ucundan geçmeyecek olan bazı hatıraların anahtarı hükmüne geçiyor, o hatıralara ait mücevher kıymetindeki duygularımızın sandukçasını açıyor. Böyle şeylerle zihnim meşgulken gözüme uzun zamandır görmediğim, ara ara ismini hatırlamaya çalışıp da hatırlayamadığım bir kitap ilişti gözüme. "Gönül Dili".
3-4 sene önce Pendik`te üç arkadaş geziyor, güzel havanın tadını çıkarıyorduk. Sahile doğru yürürken bir banka oturuverdik. Güle eğlene muhabbet ederken, biraz uzaktan tekerlekli sandalyesiyle bize doğru yaklaşan bir kardeşimiz dikkatimi çekti. Gerçi, o olaydan önce engelli insanlara karşı pek duyarlı birisi değildim. Duyarlı değildim derken, şahsi olarak ve toplum olarak üstümüze düşen sorumluluklardan bahsediyorum yoksa onlar da hayatın birer parçasıydı benim için.
Dikkatimi çekmesinin sebebine gelince; önünde birkaç kitap duruyordu. Yaklaştı ve bunları kendi yazdığını ve ailesine yardım amaçlı sattığını söyledi. Kabul ettik, ellerini tam bir verimle kullanamadığı için parayı gösterdiği yere bırakabileceğimizi söyledi. Kitabı satın aldık, ve yazmaya devam etmesi için teşvik etmeye çalıştık. "Bırakmayacağım" dedi. Ses tonundan bunun onun için bir geçim meselesinin çok ötesinde bir şey olduğu anlaşılıyordu. Herhangi bir şey de satabilirdi pekala. O an teşvik etmeye çalışmamızın falan yersiz olduğunu hatta belki de bir nevi terbiyesizlik olduğunu düşündüm. Belki de her insanın hatta her varlığın fıtratında olan "kendini ifade etme" sırrını normalin çok üstünde taşıyordu. Bu meleke onda iyi sivrilmiş, hayatı bunun zaruretini daha iyi öğretmiş belki de...
Sonra teşekkürleştik, birbirimize dua ettik ve ayrıldı. Kendi yoluna doğru devam etti. Kitabı karıştırmaya başladım, içinde denemeler, şiirler ve sevdikleri için yazdığı yazılar mevcuttu. Bir büyüğüm "insan gerçekten bir kitap yazarken adeta doğum sancısı gibi bir hale bürünür" demişti. Demek kitap yazdıktan sonra da ona yeni doğmuş bir bebek hassasslığıyla bakılıyor olmalı. Bunu elimdeki kitapda yazılmış şiirlerin sırasında bile anlayabiliyordum.
Engelli bir kardeşimizin doğumundan büyüklüğüne kadar, yemesine içmesine, çevresiyle olan ilişkilerine, sevinçlerine, üzüntülerine doğru hayalinizi bir gezintiye çıkarın, sonra kendinizinkilerle bir kıyaslayın. Gerçi bunu bir çoğumuz yapmış ve en basit zannettiğimiz şeylerdeki büyük lezzetlerin kıymetini biraz daha anlamışızdır. Bu kıyaslamadan sonra, hayata tutunabilmiş, elindekilere kanaat edebilmiş ve hislerini bir şekilde kitap olarak ifade edebilmiş engelli bir kardeşimizi düşünün. Ne olabilirdi sizce kitaba yazdığı ilk üç şiir? Kendi hayatını, hayallerini, sevinçlerini, elemlerini, en derin duygularını anlatmaya hangi şiirlerle başlamalıydı?" Ey Sevgili Peygamberim
Hasret kaldı bu gönüller sana... "
diye başlayan "EN SEVİLENE" şiiri,
içinde :
"Güne kalktığım ilk nefeste
Yokluğun vardı annem..
...Ellerimi bırakma sakın annem
Sakın bir yıldız gibi kayıp gitme annem
Kimseyi sırtından vurmadım anne
Kalleşliği, çekip gitmeyi öğrenmedim
Senin gibi zoru seçtim, kolayı sevmedim, sevemedim"
dizelerini barındıran gerçekten insanı son derece duygulandıran "ANNEM" şiiri,
"Bazen bir yağmur kadar ıslak bazen toprak kadar kuru,
Benim gecelerim kadar soğuk geçer siz bilir misiniz?
Belki doslarım kadar yakın belki düşmanım kadar uzak,
GECELERİM SESSİZ GEÇER SİZ BİLİR MİSİNİZ?
GECELERİM SESSİZ GEÇER SİZ BİLİR MİSİNİZ?
Bütün bunları siz nerden bileceksiniz,
Ki, hiçbiriniz ben değilsiniz,
Acaba, acaba neler hissederdiniz?
Uzatmak istediğinizde
Tutmayı dilediğinizde
Öylece kalsaydı elleriniz.."
mısralarıyla biten "NEREDEN BİLECEKSİNİZ" adlı şiiri..
Bu ilk 3 şiir belki de herşeyi anlatıyordu anlatmak istediği.. Şöyle bir arkasından baktım, içimden geçen duygu sadece saygı duymak oldu.
Şimdi internetten baktımda kendisi epey ilerleme kaydetmiş. Başbakanın kitaplığına kitabını koydurtmuş, tiyatro oynamış ve üçüncü kitabını çıkarmış. Allah muvaffak eylesin Yasin Büyüksanık kardeşim..
Herşey dilediğince olsun, yolun açık olsun..
GENÇ'ın Yazısı.