Bazı fotoğraflar görürsünüz, suda yansıması neredeyse aslından çok daha güzel görünür. Hatta sadece yansıması görünen fotoğrafların ayrı bir cazibesi vardır. Peki neden böyledir?

Birincisi, yansıma fotoğrafında kompozisyonun ana öğelerinden iki unsur ön plana çıkar; Perspektif ve simetri. Bu iki unsurun etkisi dolayısıyla ana konu belirgin şekilde ön plana çıkar ve vurgulanır. Ayrıca fotoğraf ciddi bir derinlik hissi kazanır. Tabii yansıma fotoğraflarında en çok dikkatimizi çeken şey simetridir. Çünkü güzel bir manzaranın aynısının durgun bir suda yansıması gerçekten muhteşem bir görüntü oluşturur. Özellikle durgun, açık bir havada sabah erken veya akşamüzeri çekilen fotoğraflarda bu güzellik çok daha belirgin şekilde ön plana çıkar. Bunun yanında durgun olmayan, hafif dalgalı sudaki yansımaların da ayrı bir güzelliği olduğunu unutmamak gerek. Sudaki yansımalarla ilgili fotoğraf çekilecek o kadar çok konu var ki, çekmeye başladığınızda eminim sizler de şaşırıp kalacaksınız. Hatta bugüne kadar nasıl farketmemişim diye hayıflanacaksınız.

Fatih Beyaz’ın Abant Gölünde çekip gönderdiği kare, yansıma fotoğrafı için çok güzel bir örnek olmuş. Fotoğrafı iki unsur bariz şekilde güzelleştirmiş ve dikkat çekici hale getirmiş. Simetri ve perspektif. Her iki tarafta da manzaranın simetrik yansımaları durgun su üzerinde aslı gibi duruyor. Hatta yer yer sanki üzeri cilalanmış bir yüzey gibi daha parlak duruyor. Tabi burada suyun çok durgun olması, en ufak bir dalgalanmanın olmaması, yansıma fotoğrafında nesnelerin hiç bozulmadan, aynada yansımaları gibi düzgün görünmesini sağlamış. Bunun yanında fotoğrafa perspektif çok ciddi bir katkı yapmış. Dikkat ederseniz arkaya doğru daralan ve ufukta birleşen görüntü fotoğrafa çok ciddi bir derinlik hissi katmış. Tabii burada fotoğrafta oluşan perspektif yanında zaten mekanın da doğal yapı olarak zaten perspektif bir yapıda olması bu etkiyi daha da güçlendirmiş.

Bunun yanında fotoğrafın bu kadar güzel olmasında fotoğrafçının güzel bir kompozisyon tercihini, netlik, ışık ve renk ayarlarını da çok düzgün yapmasını da unutmamak gerek.

Kübra Gürsoy birbirinden güzel fotoğraflar göndermiş bize. Hepsinin kendi içinde güzellikleri var. Ancak biz yakın plan kedi fotoğrafını, başkalarına da örnek olması bakımından seçiyoruz. Çünkü birçok insan özellikle evcil hayvan fotoğraflarını sadece geniş açıdan, tamamını kareye yerleştirecek şekilde çekip bırakıyorlar. Oysa fotoğraf bir duyguyu, bir bakışı, hüznü, sevinci vermekse bu insanda olduğu gibi hayvanda da vardır. Hatta bu fotoğrafta olduğu gibi gerçek hayatta gözden kaçırdığımız birçok ayrıntıyı yakın plan fotoğraflar sayesinde yeniden keşfetme imkanı buluruz. Bıyıkları, burun ve gözleri yakın planda baktığımızda aslında ne kadar çok ayrıntı barındırıyor değil mi?

Ayrıca bir önceki fotoğrafta bahsettiğimiz simetri konusunu sadece yansıma, manzara, bina gibi karelerde olmaz insan yüzü, hayvan yüzü gibi birçok konu da simetri için çok uygun karelerdir. Burada da kedinin yüzünü ortadan ikiye ayırdığınızda tamı tamına simetrik iki ayrı görüntü vardır.

Fotoğrafta renk kullanımı ana öğelerden birisidir. Sadece renkleri kullanarak çekilen unutulmaz tarihi fotoğraflar vardır. Çünkü renk bazen konuyu anlatmak için en iyi kompozisyon aracı haline gelebilir. Bu sebeple fotoğrafta ışık ve buna bağlı olarak renk kullanımı en temel ve hayati bir unsurdur. Maşide Narin’in gönderdiği fotoğrafı renk kullanımının etkilerini göstermesi bakımından sayfalarımıza alıyoruz. İlk önce netlik, ışık, renk kullanımı ve karenin kendi içinde düzeni bakımından güzel bir fotoğraf olduğunu söyleyelim. Kahverengi ciltli eski kitap ve aynı renklerde yapraklardan oluşan arka plan ciddi bir uyum sergiliyor. Kitabın üzerinde bulunan eski saat ve kısmen solmuş güller bu uyumu tamamlayan unsurlar olmuş. Yeşil yapraklar ise fotoğrafta zıtlık ve kontrastı destekleyen farklılık olarak hemen dikkat çekiyor. Tabi yeri gelmişken şu hatırlatmayı yapmakta fayda var; bunun gibi kurgu fotoğraflar çekerken en küçük ayrıntılara bile dikkat etmek gerek. Mesela burada saatin zincirleri gül yapraklarının altında sanki kaybolmuş gibi. Onun yerine zincir kısmını ters tarafa yerleştirerek biraz daha görünür kılar ve fotoğrafımıza ayrı bir hava katabilirdik. Tabii bu tercihleri deneme yanılma yoluyla fotoğrafçının kendisinin en uygun hale getirmesi gerekir.

Bahar bu yıl erken geldi ve hızla geçecek gibi duruyor. Bu bakımdan baharla ilgili bir fotoğraf yayınlamasak olmaz. Ayrıca aşağıda duyurusunu yaptığımız ‘en güzel lale’ yarışması için de güzel bir örnek olması bakımından Fatih Akın’ın lale fotoğrafını yayınlıyoruz. Fotoğraf güzel bir noktadan, lalelerin birlikte en güzel görüneceği bir açıdan çekilmiş. Ayrıca arka planda yer alan selvi ağaçlarıyla da ciddi bir uyum göstermişler. Arka planda görünen sisli havada fotoğrafa ayrı bir gizem katmış. Yeri gelmişken bir noktayı da hatırlatmakta fayda var. Bunun gibi çiçek, böcek fotoğraflarını çekerken bulutlu, kapalı ve bu karede olduğu gibi hafif sisli havalar homojen ışık elde etmek bakımından oldukça iyi sonuçlar verir. Bu karede dikkat ederseniz lalelerin hemen hemen her tarafı aynı miktarda aydınlanmışlar. Gerçi farklı ışık şartlarının farklı sonuçları ve güzellikleri vardır. Ancak homojen ışık arayanlar için bu gibi hava şartları bulunmaz fırsatlardır.

H. İbrahim Kurucan'ın Yazısı.