Doğruyu Söylemenin Vakti Gelmedi mi Arkadaşlar!
Betül Türkeş
Hep sorarlardı küçükken: “Büyüyünce ne olacaksın?” diye. Biz de türlü türlü, her defasında ayrı bir cevapla karşılık verirdik. Nereden bilebilirdik değil mi ne olacağımızı, nasıl olacağımızı, aslında mesleğin değil; onun hakkını verebilecek olmanın hakikat olduğunu, olacağını…
Günler geçti, yıllar geçti ve biz de büyüdük. Artık “kocaman” bir öğretmen olmaya ramak kaldı. Şimdi zihnimizde tam da küçükken sorulan ama net cevaplayamadığımız sorular var. Ben “öğretmen olacağım”… Nasıl bir öğretmen? Ne tür hedefleri olan öğretmen? Bilgiyi kullanan bir öğretmen mi, araştıran bir öğretmen mi? Hakikati uğruna canını verebilecek bir öğretmen mi?
Şüphesiz ilk cevap şu olacaktır: “Ben! Atatürk ilke ve inkılaplarına riayet eden, açtığı yolda gösterdiği hedefte durmadan yürüyeceğim. Bir an olsun laiklik meşalesini elimden bırakmayacağım.” Evet tam da bu cevaplar olacaktı çünkü statükonun önüne koyduğu ilk şart buydu. “Ezberletilmiş”, içi belki hiç ama hiç doldurulmamış birkaç cümle(cik).
Oysa biz hep çocuklarımız için en ideal öğretmeni,en akıllı, en başarılı, en gözüpek, en bilgili öğretmeni isterdik. Neye göre, kime göre akıllı, başarılı vs. Hiçbir zaman,”Her zaman ve her yerde doğru konuşan ve hakkı anlatan bir öğretmen” algısı yerleş(e)medi zihnimize. Belki de o zaman dünyanın karanlıkta kaldığı bir çağda ışık gibi parlayan bir milleti yeniden dirilttik. Yeniden şahlanırdı o yaralı millet.
“Geçmiş asla geri getirilemez” sözüyle meşhur olmuş Konfüçyüs. Belki bu sözü zikrederken ölmüş bir milletin de geri diriltilmeyeceğini kasdetmiştir. O halde yaralı bir milletin dirilmeye, yenilenmeye hakkı ve hukuku var. Tüm bunlara rağmen; İçimizde yaşayan ortaçağ keşişini öldürmenin zamanı gelmedi mi? “Yaşayanları yönetenler ölülerdir.” der Cemil Meriç. O ölüleri ebediyyen öldürmenin zamanı gelmedi mi?
Geldi arkadaşlar. Geldi ve geçiyor…
Dönüp bir silkelenmenin, vatana ve millete menfaat için minnet ve hizmet edenleri üzerimizdeki ölü toprak bilip silkelemenin, kafatasçılık yapanlara, milletin mirasını kendi mirası sananlara, Hakk’a değil cahiliye adeti olan puta tapanlara, küçük zihinleri küçücük fikirleriyle bulandıranlara “doğruyu” anlatma, gerçeği yaşatma zamanı geldi ve geçiyor…
GENÇ'ın Yazısı.