1924 Bellek Kartı
Ayşegül Genç - Sami Yaylalı
Haluk Nurbaki
1924 yılında Nevşehir’de doğar 1997 yılında vefat eder. Yazar, hekim, ve siyasetçi kimliği ile tanınmıştır. 1950 de Büyük Doğu Cemiyeti’nin Necip Fazıl ile birlikte 9 Kurucu’sundan biridir. Geride 25 eser bırakmış, doktorluk mesleğinin yanı sıra İslami İlimler alanında yaptığı araştırmalar ve yayımladığı eserler ile tanınmıştır. “Yola çıkarken bir elime fiziğin bir elime matematiğin fenerini aldım. Gölgelerden korkmayalım diye.” demiş ve pozitif bilimler ile ayetlere farklı bakışlar sunarak yeni yorumlar getirmiştir.
Mübadele yılları
Yunanistan Cumhuriyeti kuruldu. Türk-Yunan mübadeleleri en yoğun bu yıl yaşandı. Yunanistan’da yaşayan Türklerle, Türkiye’de yaşayan Yunanlıların değişimi anlamına gelen bu durum oldukça vahim bir süreçtir. Yunanistan’dan gelen Türklerin büyük kısmı güvenlik gereği Anadolu’nun iç kesimlerine yerleştirilmişler.
Misyonerlik kaygıları
Bağdat Hırsızı, Oz Büyücüsü gibi sessiz filmler Holywood’un uluslar arası gösterime giren ilk film örnekleridir. Bu filmlerin içindeki misyoner kaygıları bugün görmek kolay ama o yıllarda sinema denen -tabiri caizse kerameti- insanlar ilk gördüklerinde akıllarına inanamamış ve perdenin arkasını kontrol etmişlerdi. Hal böyleyken filmin kendilerine neyi empoze ettiğini bilemezlerdi.
Ali Emiri’nin İzinde miyiz?
Kitaplara olan düşkünlüğü ile meşhur olmuş Ali Emiri Efendi 1924 yılında vefat eder. Çocukluktan itibaren sağlığını kaybedecek kadar kitap okumaya meraklı olan Ali Emiri Efendi Millet kütüphanesinin de kurucusudur. Ama onu asıl değerli kılan yönü Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ı Lugat-it Türk isimli muazzam eserini Türk kültür hayatına kazandırmasıdır. 1910 yılına kadar adı bilinen ama kendisine ulaşılamamış olan bu eseri Bağdat’ta bir sahafta keşfeden ve cüzi bir fiyata alan Ali Emiri Efendi uzun bir süre eseri kıyıp da kimseye gösterememiş daha sonra Kilisli Rıfat efendiye okutmuştur. Kilisli Rıfat Efendi sayfaları bozulmuş, cildi dağılmış bu eseri üç kere okumuş düzenlemiş ve numaralandırmıştır. Ali Emiri Efendi bu hizmet karşılığında kendisine bir ev teklif etmişse de kabul etmemiştir. Ali Emiri Hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Taha Kılınç’ın “Ali Emiri’nin İzinde” hatırat kitabını okuyabilirler.
Ve Lenin ölür!
Sovyetler birliği (SSCB) resmen kurulur. Lenin, Petrograd şehrinin ismini Leningrad yaptı. İngiliz birleşik krallığı, Fransa Cumhuriyeti ve İtalya krallığı Sovyetler birliğini tanıdı. Komünist Rusya 1991 yılına kadar ayakta kalacak ve milyonlarca insanın savaş, kıtlık ve işkencelerden ötürü ölümüne sebebiyet verecekti. Ve bu ülkenin en zalim liderleri Lenin ve Stalin insanlık tarihinde kara leke gibi yerlerini alacaktır. 1924ün sonunda Lenin ölür.
Hilafet kaldırıldı mı?
Bilinenin aksine hilafet kaldırılmadı. Hilafet Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsına tevdî edildi.Ama sonuç itibari ile bu da hilafetin kaldırıldığı anlamına gelmekteydi. Son halife Abdülmecid Efendi idi. Aynı yıl şeriye mahkemeleri kaldırıldı ve kadıların yerini hakimler aldı.
Uzun Hikaye
Abdülhak Hamid, Mehmed Akif, Süleyman Nazif, Cenab Şahabeddin, Sami Paşazade Sezai ve Midhat Cemal Kuntay’ı bir yemek masasında gösteren o ünlü fotoğraf Mısır Apartmanı’nda 1924 yılında çekilir. Mehmed Akif’i merkeze alarak, söz konusu davetin sebebini, nerede ve niçin verildiğini, karede yer alan şair ve yazarların birbirleriyle ilişkilerini, o günlerde yaşadıkları dramları, henüz ilan edilmiş olan Cumhuriyet’in hayatlarına nasıl yansıdığını anlamak ve anlatmak için Beşir Ayvazoğlu “1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi” isimli kitabı kaleme almıştır.
Kafka’nın Ölüm Yılı mı Doğum Günü mü?
Dünyanın en çok okunan yazarlarından Avusturyalı Franz Kafka 1924 yılında ölür. Bu aslında onun doğum günüdür. Birçok yazar gibi onun da değeri o öldükten sonra anlaşılmıştır. Dönüşüm, Dava, Şato gibi eserleri konu ve dil bakımından oldukça orijinal eserlerdir.
İlk Anayasa
1924 anayasası olarak bilinen Teşkilat-ı esasiye kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası olan bu anayasa o günlerden günümüzde kullandığımız birçok yasanın temelini teşkil etmektedir. Ayrıca bu yasa ile birlikte kadınlara seçilme hakkı verilmiş, Latin alfabesine geçiş başlamıştır. Aynı yıl tevhidi tedrisat kanunu kabul edildi. Yani eğitimde tekil sistem düzenlendi.
Şapkamızı önümüze koyup düşünelim
İskilipli Atıf Hoca ülkedeki batılılaşma hareketine karşı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” adlı eserini 1924’te yazar. Şapka kanunu çıktıktan sonra İskilipli Atıf Hoca bir buçuk sene önce yazdığı bu kitabı bahane edilerek tutuklanır. Şapka kanununa muhalefetten idam edilir.
İskilipli Atıf Hoca Çorumludur. Eğitimini tamamlamak için İstanbul’a gelmiş, Dar’ül Fünun’da okumuş, Kabataş Erkek Lisesinde Arapça öğretmenliği yapmıştır. Necip Fazıl’ın “Son Devrin Din Mazlumları” isimli eserinde yer alır ve “Kelebekler Sonsuza Uçar” filmindeki hâkimin “hoca şu kafandaki sarığı çıkarıp şu şapkayı taksan ya. İkisi de bez parçası ne farkı var?” sorusuna verdiği “ hâkim bey, sen şu arkandaki Türk bayrağını indirip Fransız bayrağı assan ya. İkisi de bez parçası” cevabı ile zihnimize kazınmıştır.
Ayşegül Genç'ın Yazısı.