Bir Çelişkiler Şehri Manila
Başkent Manila yaklaşık 20 milyon kişinin yaşadığı bir şehir… Bir yanda gökdelenlerin, lüks alışveriş merkezlerinin bulunduğu şehrin öbür yanında ise evsizler, meteliğe kurşun atanlar yaşıyor. Manila bu yönüyle tam bir çelişkiler şehri…
Seyahate çıktığımda girdiğim bir şehri eğer doya doya gezemediysem o şehir içimde bir huzursuzluk olarak kalır. Şehirle ilgili zihnimde tamamlanmış bir siluet oluşmadıysa bu gezi eksik bir gezi olmuştur. Filipinler’in başkenti Manila da içimde huzursuzluk olarak kalan şehirlerden biriydi. Bir önceki Filipinler ziyaretimde Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları güneydeki Moro Adası’na giderken sadece bir günlüğüne uğradığım Manila’yı merak ediyordum. Bundan dolayı ikinci kez Moro Adası’nı ziyaret ederken dönüşte üç gün Manila’da kaldım ve şehri altını üstüne getirdim. Önce size biraz Filipinler’le ilgili bilgi vereyim. Daha sonra da 15 saatlik bir uçak yolculuğunun ardından ulaştığım Başkent Manila’yı anlatmaya başlarım.
İKİ BİN YILLIK ÇELTİK TARLALARI
Batısı’nda Güney Çin Denizi, Doğusu’nda Filipinler Denizi, güneyinde ise Celebes Denizi ile çevrili olan Filipinler; Güneydoğu Asya’da Malay Takımadaları bölgesinde bulunuyor. 105 milyonluk bir nüfusa sahip olan Filipinler’in iki resmi dili var. Bunlar Filipince ve İngilizce... Filipinler’in ekonomisinde muz üretimi önemli bir yer tutuyor. Yerli Avustralyalılar, Çinli, Hintli ve Arapların bir arada yaşadıkları Filipinler Güneydoğu Asya ülkeleri arasında turistlerin en çok ziyaret ettiği ülkelerin başında geliyor. Filipinler özellikle çeltik tarlalarıyla ünlü olan bir ülke… 2 bin yıllık olan bu tarlalar Filipinlerin en önemli tarihi mirası olarak kabul ediliyor. Filipin kültürü, İspanya ve Amerika kültüründen yoğun şekilde etkilenmiş bir kültür. Sömürgecilik döneminin izlerini taşıyan bu etki başta edebiyat, mimari ve din olmak üzere birçok alanda göze çarpıyor.
ADALAR ÜLKESİ
Filipinler baştan aşağı adalardan oluşan bir ülke… Tam 7107 ada bulunuyor ve bu adaların 5 bininde insanlar yaşıyor. Diğer adalar ise şu an boş durumda… Filipinler’in en önemli adaları Lüzon, Visayas ve Mindanao Adaları... Başkent Manila ise Lüzon Adası’nın üzerine kurulmuş bir şehir. Bu arada sizlere önemli bir bilgi daha vereyim: Filipinler de birçok Güneydoğu Asya ülkesi gibi Türkiye vatandaşlarından vize istemiyor. Ülkeye ilk girdiğinizde 21 gün vizesiz kalış izni alabiliyorsunuz. Eğer kalış süresini uzatmak istiyorsanız herhangi bir göçmen bürosuna başvurup 2 bin Pezo, yani 80 TL karşılığında kalış sürenizi 59 güne uzatabilirsiniz.
MANİLA’NIN İKİ YÜZÜ
Başkent Manila yaklaşık 20 milyon kişinin yaşadığı bir şehir… Bir yanda gökdelenlerin, lüks alışveriş merkezlerinin bulunduğu şehrin öbür yanında ise evsizler, meteliğe kurşun atanlar yaşıyor. Manila bu yönüyle tam bir çelişkiler şehri… Şehirde ulaşım daha çok Jeepney ismi verilen araçlarla sağlanıyor. Manila’da bulabileceğiniz en ucuz toplu taşıma aracı olan Jeepneyler Amerikalılardan kalma askeri araçların dolmuşlara çevrilmesiyle oluşturulmuş. … Başkent Manila da diğer Güneydoğu Asya ülkeleri gibi kalabalık bir şehir. Kaos, gürültü almış başını gidiyor. İşte ben Güneydoğu Asya ülkelerinin en çok bu yönünü seviyorum. Kaosun, gürültünün içinde tatlı bir huzur buluyorum.
ZORLA HIRİSTİYANLAŞTIRILAN MÜSLÜMANLAR
İslam Filipinlere 13. yüzyılda Müslüman tüccarlar vasıtasıyla girmiş ve kısa zamanda bütün ülkeye yayılmış. 15. yüzyılda İspanyol sömürgecilerin gelmesiyle birlikte halk zorla Hıristiyanlaştırılmaya başlanmış. Şu an yüzde 80’inden fazlasının Hıristiyan olduğu ülkede Müslümanların nüfusu ise sadece yüzde 10… Filipinli Müslümanlar başkent Manila’da daha çok şehrin arka sokaklarında, varoşlarda yaşıyorlar. İnşa ettikleri cami ve kültür merkezleri vasıtasıyla da dini kimliklerini korumaya çalışıyorlar. Bir zamanlar ahalisinin büyük bir kısmı Müslüman olan Manila’nın sömürgecilerin eliyle zorla Hıristiyanlaştırılması Müslümanlar tarafından hiçbir zaman unutulmamış. Manila’da tanıştığımız, sohbet ettiğimiz her Müslüman özellikle buna vurgu yaptı.
MAKATİ BÖLGESİ
Manila’nın en bilinen yerlerinin başında Makati bölgesi geliyor. Makati lüks alışveriş merkezlerinin, uzun katlı binaların bulunduğu bir bölge. Şehrin ekonomisinin kalbi de Makati’de atıyor. Manila’ya sadece Makati’deki gökdelenlerden, lüks alışveriş merkezlerinden bakıldığında modern, gelişmiş, düzenli bir şehirle karşı karşıya olduğunuz hissine kapılıyorsunuz. Fakat gerçek hiç de böyle değil. Filipinler dünyada kapitalizmin en vahşi şekilde yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Ülke gelirlerinin %97’si ülkenin altıda birinin, zengin ailelerin kontrolü altında… Bundan dolayı fakirlerle zenginler arasında müthiş bir uçurum oluşmuş. Manila’da gezerken sık sık evsizlerle, sokakta yaşayanlarla karşılaşıyorsunuz. Evsizlerin hemen gökdelenlerin, lüks alışveriş merkezlerinin kenarlarında yaşamaları ise ortaya ilginç bir görüntü çıkarıyor.
SIRT ÇANTALI SEYYAHLARIN MEKÂNI
Başkent Manila’nın bir başka ünlü mekânı ise Mabini bölgesi. Mabini daha çok gençlerin, sırt çantalı seyyahların takıldığı bir yer. Ucuz otellerin yanında hostellerin, pansiyonların bulunduğu Mabini bölgesi şehrin bir başka yüzünü yansıtıyor… Dilencilerin, sokakta uyuyanların eksik olmadığı Mabini’nin etrafında ayrıca bol miktarda Lübnan ve Ürdünlülere ait lokantalar bulunuyor. Biz de karnımızı doyururken herhangi bir yanlışlık yapmayalım diye Filipinlilerin mutfağından uzak durduk. Yemeklerimizi Lübnan ve Ürdünlülere ait lokantalarda yedik. Bu arada genç seyyah adaylarına bir hatırlatma yapmak istiyorum… Yola çıktığımızda yemek konusuna mutlaka dikkat etmeli, ne yersek yiyelim yediğimiz şeylerin Müslümanların elinden çıkmasına özen göstermeliyiz. Ayrıca Rabbimizin “müşrikler necistir” uyarısını da aklımızdan çıkarmamalıyız.
FİLİPİN HALKININ KAHRAMANI
Her halkın ön açan, örnek olan kahramanları vardır. Onlar fedakârlıkta, kahramanlıkta öncü olmuşlar, halklarını yeniden diriltmişlerdir. Yüzyıllarca sömürgecilere karşı mücadele eden Filipin halkının en ünlü kahramanı ise bir romancı olan Jose Rizal’dir... İspanyollara karşı halkını hürriyet için isyana çağıran Jose Rizal önce hapsedilmiş. Rizal’in çağrısı Filipin halkı arasında büyük bir yankı bulunca İspanyollar bu sefer de Rizal’i idam etmişler. Fakat Jose Rizal’in idam edildiği gün Filipin halkının doğduğu güne dönüşmüş. Çünkü Rizal’in ölümüyle birlikte Filipin halkı önü alınamaz bir bağımsızlık mücadelesi başlatmış. Başkent Manila’nın en önemli parkı olan Rizal Parkt’ta heykeli bulunan Asyalı romancının eserleri, bugün de elden ele dolaşmaya, Filipinli gençlere milli şuur vermeye devam ediyor. BİR TARİH ŞÖLENİ İNTRAMURUS Manila’ya gelindiğinde mutlaka uğranılması gereken yerlerden biri de İntramurus bölgesi… Manila’nın ilk kurulduğu yer olarak kabul edilen İntramurus adeta şehrin tarihinin bir özeti gibi… İspanyollar tarafından inşa edilmiş olan İntramurus’da 5 dolar vererek güzel bir fayton turu yapabiliyorsunuz. Etrafı surlarla çevrili olan İntramurus’un tarihi sokaklarında ilerlerken kendinizi adeta bir tarih şöleninin içinden geçermiş gibi hissediyorsunuz. Birçoğu sömürge döneminde yapılmış olan İntramurus’daki binalardaki İspanyol mimarisinin izleri ise hemen gözünüze çarpıyor. Fakat Manila’da gezerken benim dikkatimi en çok İspanyollardan, sömürge döneminden kalan acıların izleri çekiyor.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ISMARLADIĞI YEMEK
Allah kendi davasına sahip çıkan, dinine yardım eden insanlara izzet ve şeref veriyor, onları tüm insanlara sevdiriyor. Buna bir kez de Manila’da şahitlik ettim. Bir akşam yemek yemek için Mabini bölgesindeki bir Arap lokantasına gittik. Yanımızdaki Filipinli dostlarımızla yemeğimizi yedikten sonra garsondan hesabı istedik. Hesabı ödedikten kısa bir süre sonra kasaya gönderdiğimiz para geri geldi. Tabi bu durum beni şaşırttı ve garsona paranın niçin geri geldiğini sordum. Garson da lokantanın sahibinin bizden para almamasını istediğini söyledi. Bunun üzerine garsona lokantanın sahibinin kim olduğunu sordum. Garsonun işaret ettiği adamın yanına gittim ve ona bizden niçin para almadığını öğrenmek istediğimi söyledim. Lokantanın sahibi ise bana önce “Siz Türksünüz değil mi?” diye sordu. Ben “evet” diye cevap verince bu sefer lokantanın sahibi şunları söyledi: “Bu yemeği size Başbakanınız Erdoğan’ın ikramı olarak düşünün ve Erdoğan’ın kıymetini iyi bilin. Erdoğan Filistin davasına sahip çıktı ve bütün Müslümanlara umut oldu. Ben size bir yemek ısmarlamışım çok mu? İslam dünyasının hiçbir ülkesinden umudumuz yok. Bizim için tek umut Türkiye…”
Adem Özköse'ın Yazısı.