İran’da Tahran, Sari, İsfahan, Kaşan, Tebriz, Kum, Tebriz, Şiraz; Suriye’de Şam, Halep, Humus, Hama; Bulgaristan’da Burgaz, Varna; Makedonya’da Üsküp, Ohri, Tetova, Gostivar; Kosova’da Prizren, Priştina; Moğolistan’da Bayanülgey, Hoton, Ulan Batur; Sri Lanka’da Colombo, Kandy, Beruvala; Bangladeş’te Dakka, Şitagong, Coxbazar ve ismini sayamadığım şehirler ne olur şahitlik edin; hepinizde, hepinizde secde ettim Rabbime; şükürler olsun BEN MÜ’MİNİM!

Bir sabah uyandığımda Mekke’deydim. Heyecanla sabah namazına yetişmek için Kabe’ye yürüdük arkadaşlarla. 1998’in son günleriydi. Bir Ramazan günüydü.

Bir sabah uyandığımda Selanik’teydim. Namazımı kapatılmış bir caminin önünde kılmıştım hüzünle.

Başka bir sabah Korint Boğazından geçiyorduk tam da. Trende abdestimi alıp kıldım namazımı. Ateist İspanyol yol arkadaşımız Miquel’le sohbetimize devam ettik yol boyunca.

Bir sabah uyandığımda bir gemiyle İtalya’ya gidiyordum Brindisi şehrine doğru. Gemide öyle güzel bir sabah namazı kılmıştım ki. İtaki adasının yakınından geçmiştik. Şiirde “West İndies Kızılelma İtaki Maçin” diye geçen şehir.

Napoli’de mescidde yeni Müslüman Cemaleddin ile nasıl Müslüman olmayı seçtiğini konuşmuştuk.

Roma Camii’nde Cuma namazını kılmış, iki dilde hutbeyi dinlemiştim. Ardından Vatikan’a geçmiştik. Baktım, ikindi geçmek üzere. Roma’da öyle İstanbul’daki gibi adım başı mescid, cami olmadığından Vatikan meydanında ikindiyi kılmam gerekti. Yanımızda seccademiz vardı zaten her daim.

Milano’da gece bir camide kalmıştım. Camide kalan Konyalı pide ustasının anlattığı hayat hikayesi hayatta umutsuzluğa asla yer olmaması gerektiğini öğretmişti bana.

Roma gibi putlar şehri, güzeller güzeli Floransa’da Michelangelo Tepesi’nde namazımı kılmıştım;

Venedik’te San Marco Meydanı’nda...

Viyana’da İslam Kolejini ziyaret edip apartman altı mescitlerinden birinde ilk namazımı kılmıştım. Yaz kursunda çocuklarla sohbet etmiştim. Münih’te üniversiteli arkadaşlarla birçok camiyi ziyaret etmiştim. Berlin’de Türkiye’ye gelişini Sultanahmet’e Kitap Fuarına denk getiren Halil Ağabeyleydim hep. Manheim’a ulaştığımda 17 Ağustos gecesiydi. Depremden bir yıl sonrası. Duisburg’a gidiyordum. Yolda kalmıştım. Ne pasaportum ne kimliğim ne de param; hiçbiri yoktu. Arkadaşım kaybolmuştu; her neyim varsa onunla beraber kaybolmuştu. Allah’ın beni bırakmadığını öyle açık seçik görmüştüm ki o gece. İstasyonda O’na tam teslim bankta kılmıştım namazımı.

Aşık olunası Heidelberg’te Philozophe Weg Tepesinde ve meydanında kılmıştım namazlarımı.

Frankfurt’tayken Kitap Fuarı’nda ve otelde kılıyordum 3 gün boyunca namazlarımı. Fuarın bütün salonlarını üç günde güç bela bitirebilmiştim.

Köln’de o kaba Dom’un dibinde kılmıştım. Bir sonraki gidişimde Yusuf Kaplan ile gezmiştik şehri.

Amsterdam ve Zaandam’da güzel mü’min şair, imam H. Kerim Ece’yle kıldım namazlarımı.

Brüksel’de bir Arap Camiinde kılmıştım akşamı. Arkadaşım Türk Camiine gidelim demişti. Türk Camisine hep gidiyoruz zaten deyip Arap Camisine gitmek istediğimizi söyledim bize yardımcı olan Cezayirli yaşlı amcaya. O da bize ümmet ne demek muhteşem güzellikte göstermişti! Allah onu cennetine koysun!

Paris’te Fatih Camii’nde kalmıştık Strasbourg Saint Denis Caddesi’nde. Ömer isminde güzel bir kardeş ile tanışmıştım. Muhammed Hamidullah o tarihlerde yaşıyordu, onu ziyaret etmek istemiştim ama Amerika’ya götürmüşler; görüşememiştik. Eyfel’deyken ikindi geçmeye kalkıştı, olmaz dedim, Eyfel’in tepesinde kıldım ikindimi. Strazburg’un büyük camisinde Selman Tan Ağabeyin babasıyla kılmıştım namazlarımı. Brest Fransa’nın en batısındaki şehir. Orada da Atlas Okyanusu’nun kenarında kıldım namazımı. Aklımda Zarifoğlu’nun okyanusu görünce tüm namazlarını yeniden kılma isteğinin gelişi…

Saraybosna’da yağmurlu bir gün Aliya İzzetbegoviç’in cenaze namazını kılmıştım yüzbinlerce mü’min ile.

Nice, Marsilya, Montpellier, Lion, Kırım, Akmescit, hüzünlü Akmescit ve güzeller güzeli Bahçesaray.

İran’da Tahran, Sari, İsfahan, Kaşan, Tebriz, Kum, Şiraz; Suriye’de Şam, Halep, Humus, Hama; Bulgaristan’da Burgaz, Varna; Makedonya’da Üsküp, Ohri, Tetova, Gostivar; Kosova’da Prizren, Priştina; Moğolistan’da Bayanülgey, Hoton, Ulan Batur; Sri Lanka’da Colombo, Kandy, Beruvala; Bangladeş’te Dakka, Şitagong, Coxbazar ve ismini sayamadığım şehirler ne olur şahitlik edin; hepinizde, hepinizde secde ettim Rabbime; şükürler olsun BEN MÜ’MİNİM!


Asım Gültekin'ın Yazısı.