Mehmet Erturan

Grup Kardeşlik Çağrısı’ndan “Mavi Emzikli Bebek” parçasını hiç dinlediniz mi? Ben son günlerde dinleyip duruyorum. En son şu aşağıdaki satırları yazmama vesile olan fotoğrafı gördüğümde dinledim ve hala dinliyorum;

1 Ağustos 2014 gecesi gördüğüm bu fotoğraf Anadolu Ajansı’nın (AA) facebook hesabından paylaşıldı. AA bu fotoğraf için diyor ki:

“İsrail‬’in ‪‎Gazze‬’nin Beyt Hanun kentine düzenlediği saldırılarda bölgedeki evler yerle bir oldu. Filistinliler, evlerinin uğradığı yıkıntıyı görünce üzüntü yaşadı.”

AA, tarafsızlık ilkesi gereği kalıplaşmış habercilik dilinin sınırları dışına taşmamak istediği için bu fotoğrafı sıradan bir haber için kullandığı ifadelere benzer cümlelerle servis etti.

Siz olsanız ne yapardınız? Ben de tam bunu düşündüm işte.

Canı Cehenneme Gündemler

Binlerce yaralı ve iki bine yaklaşan şehid sayısıyla Gazze’de yaşananlar bize hiç de basit ve düz şeyler söylememiz gerektiğini göstermiyor. Her yerin kan koktuğu bir ortamda ozona yatırılmış cümleler kurmak o kadar hassas, sabırlı ve zor oğlu zor bir iş ki…

Bu fotoğraftaki Müslüman hanımı gördükten sonra benim hayatımda çok ama çok şey anlamsızlaşıyor ve terk edilmeyi daha önce hiç olmadığı kadar hak ediyor.

Futbolmuş, transfer dönemiymiş, Avrupa kupaları ön eleme maçlarıymış, saatliği 80 lira olan halı sahaymış...

Dizilerin yeni sezon çalışmalarıymış, yeni bir Zeki-Metin projesi olan Ahmet-Murat ikilisiymiş, filmler üzerine yamanan +30 dakikalarmış...

Yeni kıyafetlermiş, mevcutlar eskimişmiş, alışverişlermiş, AVM’lerde mağaza gezmeleriymiş, vizyona girecek filmlermiş, gazete manşetleriymiş, cumhurbaşkanlığı seçimleriymiş, akıllı telefonlarmış, kampanyalı elektronik ürünlermiş...

Birleşmiş Milletler (BM) savaş suçlarını araştırma komisyonuymuş, BM iyi niyet elçileriymiş...

Ağlamak Kardeşliği Bozmaz

Ülkemin ya da dünyanın gündemi bunlar olabilir ama bir gencin dünyasında her şeyi sıfırlamaya ve yeni bir başlangıca; elleri, yüzü ve kıyafetleri toza batmış, binlerce vatandaşını kaybetmiş, komşularını artık göremeyecek olan, evi yıkılmış, şehadet parmağı havada, sırf Filistin topraklarında yaşıyor ve Siyonizm’in razı olacağı hizaya gelmiyor diye zulme uğramış gözleri yaşlı Gazzeli bir kadın yetiyor.

Erkekler olarak bizlere de erkek gibi yaşayamıyorsak eğer kadın gibi ağlamak düşüyor!

Ağlamak zaten korkulacak bir şey değil çünkü namazı ya da (şevval ayı) orucu bozmadığı gibi kardeşliğe de herhangi bir zarar vermiyor!

Sizce Hazreti Peygamber aleyhis salatu vesselam niye “Ürpermeyen kalpten sana sığınırım Allah’ım; yaşarmayan gözden sana sığınırım Allah’ım” gibi dualar ediyor?

Beni en çok rahatlatan ve öfkemi dizginleyen cümle Hz. Ömer’e ait: “Bizim ölülerimiz cennete, sizin ölüleriniz cehenneme gidecek!” Size şiir kitaplarında kalmış bir sır vereyim mi? Mesele aslında bizim hatırlamaktan korktuğumuz ama Cahit Zarifoğlu’nun bağıra bağıra söylediği gibi beyler;

“…Bir gün ister istemez/ Karşısında olacaksın kaçtıklarının./ Dua et, / O gün henüz mahşer olmasın!”

İşte fotoğraf deyip bakıp geçtiğimiz bu karedeki Beyt Hanunlu bir kadın tek başına bize bu kadar şeyi ve daha fazlasını tebliğ ediyor!

“Ne demek istiyorsun sen?” diyenler için son hatırlatma Reis Bey’den: “Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz…”


GENÇ'ın Yazısı.