Araştırmalar gösterdi ki, normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde beyin aktiviteleri, sezaryen ile doğan bebeklere oranla daha iyi gerçekleşmektedir.

Üniversite yılları... Yine gergin bir derse girdik... Gerginliğin nedeni derste başarısız olmaktan dolayı değil; derste anlatılanların bir kısmının, iman ettiğimiz değerlerin hor gösterecek şekilde ifade edilmesi ve bizim de bunları duyarak dersi geçmek zorunda kalışımızdan ötürüydü. Evrim dersi...

Daha birkaç dakika dolmamıştı ki ‘bayan’ hoca nasıl olduysa konuyu ‘normal doğum’a getirip şu soruyu ortaya gülerek savuşturuyordu: ‘Madem yaratıcı her şeyi mükemmelen yapar, neden öyleyse bayanlar çok acı çekerek böyle zor bir yolla doğum olayına maruz kalıyor?’ diyordu. Ve bir bakıma sezaryenle doğumun hem acısız hem de çok kolay olmasıyla güya daha doğru olduğunu ima ediyordu. Böylece yaratılışla kadınlara verilen normal doğum ‘hakkının’ nerdeyse acı çektirmek için yapıldığını dalga geçer bir edayla anlatıyordu. Gülüşmeler fazla uzun sürmeden son yapılan araştırma sonuçlarını söyledik: ‘Hocam, yapılan çalışmalar göstermiştir ki normal doğum ile dünyaya gelen bebekler hastalıklara karşı sezaryenle doğan bebeklere göre daha dirençli olmaktadır.’ Bir an durdu ve ‘bunu araştırıp döneceğim’ deyip derse devam etti.

Oysa gerçekler, küçük bir cevapla geçilemeyecek kadar önemliydi. Çünkü normal doğumun hikmetlerinin o an bildiğimizden bir hayli fazla olduğunu yıllar geçtikçe görüyorduk.

Anneler ve bebeklerinin arasındaki sır; dokunmak...

Yaratılış öyle güzel dantela şeklinde işlenmiştir ki, hayatın her anı hatta yere düşen tek yaprak bile Allah’ın bilgisi dışında gerçekleşmemektedir. (En’âm, 59) Aynen öyle de anne karnına düşen bir nuftenin bebek haline dönüştürülmesinden, normal doğumun en son anına kadar geçen bütün süreç birçok hikmet barındırmaktadır. Bu nedenle, sezaryen yöntemiyle bir bakıma normal doğumun en son süreçleri atlanmakta ve mutlu sona kestirme yollardan gidilmeye çalışılmaktadır. Ancak hikmet ile kundaklanmış bir bebeğin dünyaya gelmesinde en son doğum süreci dahi, çok önemli ve pas geçilmemesi gereken olayların gerçekleştiği bir zaman dilimidir.

Sezaryenle doğan bebeklerin normal yolla doğan bebeklere oranla yüksek oranda solunum yolu rahatsızlığına ve astıma yakalanma şansının görülmesi bunun sadece birkaç gerekçesi. (1)

Bununla birlikte, normal doğum yoluyla bebeklere bulaşan bakterilerin de bebeklerin temel bağışıklık sisteminin kazanılmasında büyük rol oynadığı bilimsel olarak yorumlanmaktadır. (2)

Araştırmalar gösterdi ki, normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde beyin aktiviteleri, sezaryen ile doğan bebeklere oranla daha iyi gerçekleşmektedir. Bu durumun nedeni ise normal doğan bebeklerin beyin hücrelerindeki bir proteinin sezaryenle doğan bebeklere oranla daha çok üretilmesi olarak gösterilmektedir.(3)

Bu gerçeğe paralel olarak bebeklerin psikolojilerini kıyasladığımızda, normal yolla doğan bebeklerin stresli durumlarla daha kolay başa çıkabildiği; diğer taraftan sezaryenle doğan bebeklerin ise zor koşullara aşırı tepki verdiği görülmüştür. (4)

Bunun gibi, anne ile bebeğin doğumdan hemen sonra birbirine dokunmasının sağlanmasıyla bebeklerin daha az ağladığı, bebek ile anne bağının daha güçlü sürdüğü ve bebeğin anne sütü ile beslenmesinde daha yüksek başarı elde edilebildiği istatistiksel olarak değerlendirilmektedir (Dünya Sağlık Örgütü, WHO).

Değil mi ki, cennet annelerin ayakları altındadır...


Kaynakça:

1- CC Buhimschi et al. Advantages of Vaginal Delivery, Clinical Obstetrics and Gynecology, Volume 49, Number 1, 167-183

2- Prof. Patricia Conway, School of Biotechnology and Biomolecular Sciences at the University of NSW

3- Julia Simon-Areces et al. Ucp2 Induced by Natural Birth Regulates Neuronal Differentiation of the Hippocampus and Related Adult Behavior. PloS One. 2012

4- Hannah Dahlen, Australian College of Midwives


Cihan Taştan'ın Yazısı.