Yezidiler ve Yezidilik
Dünya medeniyetlerinin doğduğu yer olarak kabul edilen Ortadoğu, içinde barındırdığı farklı kültür ve gizemli dinlerle insanın ilgisini cezbeden bir coğrafya. İlk defa 2006 yılında Irak’a yaptığım yolculuk esnasında dikkatimi çeken Yezidiler de bölgenin ilginç topluluklarından biri…
Yezidiliğin ortaya çıkışı 11. Yüzyıl’ın sonlarına dayanıyor ve Yezidiler Adiy bin Musafir isimli bir tarikat şeyhini dinlerinin kurucusu olarak kabul ediyorlar. Lübnan’ın Baalbek Bölgesi’nde 1116 yılında doğan Şeyh Adiy, Irak’ın kuzeyindeki Dohak ile Musul şehirlerinin arasında bulunan Laleş Vadisi’nde eski bir Hıristiyan manastırını dergâha çevirerek etrafına müritler toplamıştır. Şeyh Adiy 1162 yılında öldüğünde Laleş Vadisi’ndeki dergâha defnedilmiş ve türbesi Yezidiler tarafından kutsal bir mekâna dönüştürülmüştür. Yezidi inancına göre hacı olabilmek için 6 Ekim’de Laleş Vadisi’ne gelip Beyaz Çeşme’de vaftiz olduktan sonra Şeyh Adiy’in mezarını 3 kere tavaf etmek gerekiyor. Her Yezidi, ömründe en az bir kere 10 gün süren bu hac farizasını yerine getirmek zorunda. Ayrıca Yezidilerin tamamına yakını Kürtlerin Kırmançi kolundan oluşmaktalar ve Yezidiler tıpkı Yahudiler gibi kendilerini Allah tarafından seçilmiş bir topluluk olarak görüyorlar. Bu nedenle de sonradan Yezidi olunamıyor ancak Yezidi olarak doğuluyor…
ŞEYTANA MI TAPIYORLAR?
Yezidilerle ilgili halk arasındaki yaygın düşünce şeytana taptıkları yönündedir. Fakat Yezidiler bu iddianın gerçek olmadığını ve asla şeytana tapmadıklarını söylüyorlar. Fakat durum hiç de Yezidilerin ifade ettikleri gibi değil. Yezidiler’e göre Allah önce dünyayı yaratmış, dünyayı biçimlendirme ve insanı yaratma görevini ise Melek Tavus’a vermiş. Melek Tavus ise şeytandır. Yezidiler ibadetin Allah’a değil, Melek Tavus’a yapılması gerektiğine ve iyilik ile kötülüğün kaynağının aslında Allah değil; Melek Tavus olduğuna inanıyorlar. Şeytanın yaptığı hatalardan dolayı tövbe ettiğini iddia eden Yezidiler, bu tövbenin sonucunda da Allah tarafından affedildiğini söylüyorlar. Allah tarafından affedilen Melek Tavus, yani şeytan Yezidilere göre meleklerin en kutsalıdır. Kutsal bir varlık olarak kabul ettikleri Melek Tavus’a şeytan denmesini ağır bir hakaret olarak kabul eden Yezidilere göre şeytan cehennemde kaldığı 7 bin yıl boyunca tövbe gözyaşlarıyla doldurduğu 7 testi ile cehennem ateşini söndürmüştür. Yezidilerin bina ve duvarlarında en çok kullandıkları figür de Tavus kuşu figürüdür.
REENKARNASYONA İNANIYORLAR 
Yezidiler Mushaf-ı Reş ve Kitab-ı Cilve denilen iki kitabı kutsal kitap olarak kabul ederler. Bu kitaplardan bazı bölümleri okuma imkânı buldum. Kitabı Cilve’de daha çok dünyanın ve insanoğlunun nasıl yaratıldığı anlatılırken, Mushaf-ı Reş’de ise bir Yezidi’nin uyması gereken emir ve yasaklardan bahsediliyor. Yezidilerin kutsal kabul ettikleri bu iki kitapta Hz. Adem, Hz. Şit, Hz. Nuh, Hz.Yunus ve Hz. İsa’dan da bahsediliyor. Yezidiler ahiret hayatına inanmıyorlar; fakat ruhun ölümsüz olduğuna inanıyorlar. Onlara göre insan öldükten sonra reenkarnasyon yoluyla tekrar dünyaya döner ve yaptığı iyiliklerin veya kötülüklerin karşılığını bu dünyada da görür. Bir Yezidi öldüğünde ölünün kıymetli elbiseleri ağaç parçalarına giydirilir ve elbiselerin üzerine kokular sürüldükten sonra ağaç parçalarının etrafında dönülmeye başlanır. Cenazeye katılan Yezidiler ölünün iyiliklerinden bahsedip ağlayarak dövünürler. Bu şekilde süren tören üç gün devam eder. Ölünün ağzına, kulaklarına, gözlerine ve kalbinin üzerine Şeyh Adiy’in türbesinin toprağından yapılmış çamur sürülür. Ayrıca Yezidi inancına göre ölen bir Yezidi’den geriye kalan miras yalnız erkek çocuklarının hakkıdır. Eğer erkek çocuk yoksa miras ölen Yezidi’nin kardeşlerine, amcalarına, bunlar da yoksa ailedeki diğer erkeklere geçer.
ŞEYHLER, PİRLER VE KARDEŞLER
Yezidi dinine inanan her kişinin mutlaka bir şeyhi vardır. Şeyhler Yezidi Dini’nin kurucusu olarak kabul edilen Şeyh Adiy’in müritlerinden veya kardeşlerinin soyundan olmak zorundadırlar. Evleri, Yezidiler için kutsal bir mabet olarak kabul edilen Yezidi şeyhleri beyaz bir elbise giyip, siyah bir sarık sararlar. Oruçta, bayramlarda, evlenmelerde, cenazelerde, sünnet merasimlerinde yapılan törenler bu şeyhler tarafından yürütülür. Yezidilikte şeyhler son derece kutsal kabul edilir ve bu dine mensup olan kişi eğer güç yetirebiliyorsa her gün şeyhinin elini öpmelidir. Yezidilikte şeyhlik babadan oğula geçer ve genelde çiftçilikle uğraşan Yezidi müritler şeyhlerine düzenli olarak vergi verirler. Yezidilikte kutsal olarak kabul edilen bir başka din adamları sınıfı da pirler adı verilen kişilerden oluşur. Elbiseleri siyah olan Yezidi pirler başlarına siyah veya kırmızı tüylü sarık takarlar. Pirlerin görevi ise Yezidileri günahlara karşı korumaktır. Ayrıca her Yezidi kendi denkleri arasından biri erkek, diğeri kadın olmak üzere iki ahiret kardeşi edinmek zorundadır. Bu kardeşler ömür boyu birbirlerine yardım edip armağanlar verirler.
YEZİDİLER’DE EVLİLİK
Yezidilerin inancına göre Yezidi bir genç asla başka bir dine mensup olan biriyle evlenemez. Böyle bir durum gerçekleşirse o kişi dinden çıkmış sayılır ve o kişinin öldürülmesi gerekir. Yezidilerin bu inancı bana geçmiş yıllarda Irak’ta gerçekleşen bir olayı hatırlatıyor. Daha önce Yezidi olan; fakat daha sonra İslam’a girip Müslüman biriyle evlenen bir genç kız Yezidiler tarafından linç edilip öldürülmüş ve genç kızın linç ediliş görüntüleri internet sitelerinde ve televizyonlarda yayınlanmıştı. Bir genç kız Yezidiler arasından olması şartıyla kendi kocasını seçme hakkına sahiptir. Yezidi erkekler eğer isterlerse birden fazla kadınla evlenebilirler. Fakat bugün Yezidiler arasında yaygın olan evlilik çeşidi tek eşliliktir. Yezidilerde evlenme, kutsal zat olarak kabul edilen Yezidi şeyhinin bir ekmeği ikiye bölünüp, yarısını geline yarısını da damada vermesi ile gerçekleşir. Düğünlerde gelin kırmızı beyaz bir elbise giyer. Damat, gelin eve girerken ona bir elma ile vurur. Bu davranış kadının erkeğe itaat etmesi gerektiğini simgeler. Bekâr olan bir Yezidi erkeğin başka bir dine mensup olan bir kadının yüzüne bakması ise günah olarak kabul edilir. Yezidi inancına göre doğan çocukların vaftiz edilmesi ve erkek çocuğun sünnet edilmesi büyük önem taşır.
KUTSAL GÜNLERİ ÇARŞAMBA 
Yezidiler, çarşamba gününü kutsal gün olarak kabul ederler. Cumartesi günü ise Yezidiler için dinlenme ve eğlenme günüdür. Bayramları Sersal adını verdikleri yeni yıl bayramıdır. Yezidiler her yılın nisan ayının ilk çarşamba günü, en güzel elbiselerini giyip kırlara çıkarak Sersal Bayramı’nı kutlarlar. Kırda öğle yemeği için hazırlık yapılır ve hazırlanan yemekler hep birlikte yenir. Sersal Bayramı 3 gün sürer. Yezidilerde de tıpkı Müslümanlarda olduğu gibi oruç ibadeti vardır; fakat bu oruç sadece 9 günden ibarettir. Yezidilerde şarap içmek helaldir; marul, lahana, salatalık gibi sebzelerden yemek ise haramdır. Yezidilerin balık, geyik ve horoz eti yemeleri de dinleri tarafından yasaklanmıştır. Beyaz, kahverengi, kırmızı, yeşil ve siyah renkleri kutsal renkler olarak kabul eden Yezidiler, mavi rengin uğursuzluk getireceğine inanırlar. Bundan dolayı Yezidi kadınlar mavi renkli elbise giymemeye dikkat ederler. Yezidiler için ateş kutsaldır ve kutsal olduğu için ateşe asla tükürülmemelidir. Ateşin su ile söndürülmesi de Yezidi inancına göre büyük günahlar arasındadır.
NÜFUSLARI 1 MİLYON
Bugün dünya genelinde nüfusları 1 milyonu bulan Yezidilerin en kalabalık olarak yaşadıkları yer Kuzey Irak’ın Sincar Dağları çevresi, Musul ve Suriye’dir. Yezidiler 13. ve 14. Yüzyıl’da Moğollar’ın Anadolu’yu istila etmeleri sonucu oluşan otorite boşluğunu kullanarak Hakkari, Botan Çayı Yöresi, Cizre, Midyat, Nusaybin; Viranşehir, Ceylanpınar, Suruç, Bismil, Nusaybin, Mardin ve Van’a yerleşmişlerdir. Geçmişte Anadolu topraklarındaki nüfusları 30 bin civarında olan Yezidilerin bugünkü nüfuslarının ise 15OO civarında olduğu tahmin ediliyor.
Adem Özköse'ın Yazısı.