Hotel Ruanda filmini izlemeyeniniz yoktur. Eğer izlemeyen varsa da hemen izlesin derim. 1994 Ruanda katliamını derinlikli bir şekilde anlatıyor film. Hutu ve Tutsi etnik grupları arasında çıkan şiddet olayları esnasında 100 günde tam 800.000 Tutsi; Hutu’lar tarafından katledilişmiş ve BM yetkilileri olaylara seyirci kalmıştı. Yönetmen Terry George hem acıyı hem acıya seyirci kalanları gözler önüne seriyor bu filmiyle. Film pek çok ödül aldı, filmin müziği de öyle… Zaten Ruanda’ya dair hangi şarkıyı dinlerseniz dinleyin içinden acının geçtiğini hissedersiniz. Bu arada Ruanda’nın %15’i Müslüman. Soykırım esnasında Müslümanlar olaylara karışmamışlar. Hutulardan kaçan Tutsileri Müslümanların sakladığı ve koruduğu söyleniyor. Hatta çoğu Müslüman olaylardan sonra halk kahramanı ilan edilmiş. Kim bilir belki bir gün olayları Müslümanların gözünden izleyeceğimiz filmler de çekilir.

Bu Davulun Sesi Hoş Gelmiyor 

Başrolünde çocukların olduğu filmleri severim. Davulun Sesi filmi de bunlardan biri. Filmde ailesini AIDS’e kurban vermiş küçük siyahi bir çocuk olan Musa’nın hikayesi, başarılı bir dille anlatılıyor. Güney Afrika’daki eşsiz doğa manzaraları eşliğinde içiniz açılıyor. Sonrasında şehrin kaotik ve suç ile bezeli yanlarına şahit olarak bu ferahlıktan uzaklaşıyorsunuz. Film pek çok gerçeği gözler önüne serse de rahatsız edici boyutta yapay tarafları var. Köydeki insanların cehaletini ve şehirdeki insanların sefaletini, kilise ile aşmaya çalışıyor yönetmen. İnsanların başlarına gelenler irdelenmiyor, gelir dağılımındaki eşitsizlik, o ülkenin neden o halde olduğu, işsizliğin nedenleri üzerine sorular sorulmuyor. Kabilelerin geleneksel din anlayışı eleştiriliyor ve tek çare olarak kilise sunuluyor. Çocuğun boynundaki davulun sırrı da burada açığa çıkıyor. Kilisedeki davul ile çocuktaki davulun aynı mesaj için kurgulandığını anlıyorsunuz. Yine de amansız hastalığın pençesinde kıvranan insanların çığlığını/çaresizliğini görebilmek adına film izlenmeye değer.

Bunu Biliyor muydunuz?

Ülkemizde Adana, Sarıçam’da “Muhammed Ali Clay” isimli bir imam hatip lisesi var. 2012’de açılmış. İncirlik’teki hava üssünde yer alan ABD’li askerlere korku salsın diye mi koydular acaba bu ismi diye içimden geçirmedim değil. Malum Muhammed Ali mazlumların yanında olduğunu belirtmesi, Vietnam’a savaşmaya gitmemesi, eski ismini söylemekte ısrar eden bir boksörün suratını dağıtması ile ünlü.

1981 yılında Vietnamlı olduğu iddia edilen 21 yaşında bir genç intihara kalkıştığında onu kurtarmaya çalışanlar ne istediğini sorarlar. Muhammed Ali ile konuşmak istiyorum dediğinde hiç kimse Muhammed Ali’nin bu ne idüğü belirsiz gencin ayağına geleceğini düşünmemiştir. Ancak Muhammed Ali gelir ve intihar etmek isteyen genci yarım saat dil dökerek ölümden kurtarır. Olayın sonunda gazeteler Muhammed Ali’nin o meşhur sözünü aktarırlar: “Bir hayat kurtarmak dünyanın bütün şampiyonluklarından daha değerlidir.” Fotoğrafta işte o an var…

Neden Ben?

Bütün NLP kitabı yazarlarının ve kişisel gelişim uzmanlarının paylaştığı kayda değer bir anekdot vardır. Sürekli karşılaşırsınız. Ben de Ruhsal Detoks isimli kitabın sayfalarını karıştırırken rastladım aynı hikayeye. İstifadenize sunuyorum.

“Wimbledon’un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS’den dolayı ölüm döşeğindeydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan biri şöyle soruyordu:

- Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti? Arthur Ashe cevap verdi:

- Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir. 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, ona nasıl ‘Niye ben’ derim?” Ruhsal Detoks, sf.23

Afrikalı Hanımlar İçin Düz Saç Çok Önemli

Afrikalılar için saç çok önemli, özellikle düz ve uzun saçlı olabilmek için çok fazla para harcıyorlar. Bu harcamaların başında peruk geliyor. Kuaförlerde vakitlerini saç yaptırmaktan ziyade peruk beğenerek geçirenler var. Rasta ve Afrika örgüsü adı ile bilinen saç modelleri Afrika’dan dünyaya yayılmıştır diyebiliriz. Yani onlar nasıl düz saçlı olmak istiyorsa, düz saçlı olan beyazlar da onlar gibi olmak istiyor. Saçları gür ve kabarık göstermek için ideal olan rastanın yapımı da bakımı da zahmetli. Saçlar tiftik hale getiriliyor, plastik karışımlar ekleniyor, örülüyor, yağlanıyor. Amaç kabarık saçlar. Afrika örgüsünde ise saç diplerinden itibaren yapay örgüler eklenerek ilerleniyor. Böylece uzun saçlar elde ediliyor. Lakin kullanılan maddelerin ağırlığı nedeni ile bu saçı kullananlar sürekli baş ağrısı çekiyorlar. En güzeli başı örtüp kurtulmak. :)

Picasso ve Maskeler

Picasso Afrika maskelerinin güzelliğini ve estetikliğini ilk keşfeden sanatçılar arasındadır. Afrika heykel sanatının Picasso ve kübizm üzerindeki etkisi yıllarca birincil faktör olarak kabul edilmiştir. Hatta Louvre müzesinden çalınan bir Afrika maskesinin Picasso’nun grubunda görüldüğü, daha sonra yerine bırakıldığı rivayet edilir. Yıllar sonra Picasso bir tablosunda yer alan kadınların “8” şeklindeki kulaklarını bu masktan esinlenerek yaptığını itiraf edecektir.

En Pahalı Afrika Şehirleri

New York merkezli Mercer indeksine göre; 2014 yılında hayat pahalılığının en fazla yaşandığı 211 şehir belli oldu. Bu listede Angola’nın başkenti Luanda birinci, Çad’ın başkenti Encemine ise 2. sırada...

Encemine’de her şeyin pahalı olmasının en büyük sebebi ulaşım fiyatları olarak gösteriliyor.

Luanda’nın pahalı olmasının nedeni ise yerel hiçbir üretimin olmaması, her şeyin ithal edilmesi.


Ayşegül Genç'ın Yazısı.