Ayşegül Öztoprak 
 
Sorumlu Sosyal Medya Seferberliği`ne ve İstanbul ekibine ev sahipliği yapmanın verdiği heyecan ile sizleri selamlıyoruz.

Genç Gönüllü Kızlar Konya Ekibi olarak geride bıraktığımız hafta, hayatımız boyunca beraberimizde götürmeye çalışacağımız prensip ve dostlukların haftası oldu. Perşembe akşamı İstanbul’dan bizi ziyarete gelen arkadaşlarımızı karşılayıp, kendileriyle hasbihal ettik. Cuma gününe Konya’ya yaşayan mekânlardan bakarak başladık ve dergâh ziyaretinde bulunduk.

Günün devamında Sorumlu Sosyal Medya Seferberliği`nde Fatih Çal, Serhat Altınevlek ve Muhammed Murat Tutar beyleri dinledik, bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlandık. İnternetin kuruluş amacının savunma teşkilatına hizmette bulunmak olduğunu hatırladık. Doğrusu silahlar ve Facebook arasında bir bağlantı kurulabileceğini daha önce düşünmemiştik.

İsmimizi tırnaklar arasında aratınca büyümenin kötü bir şey olduğunu yeniden anladık. İnternette bıraktığımız hiçbir izin silinmediğine kendi gözlerimizle şahit olduk. Allah’ın Gafur oluşunun ne kadar merhamet dolu bir hâl olduğunu dünyada tatbik etmiş olduk. Telefonlarımızın kameralarına daha manasız bakmaya başladık çünkü biraz paranoya kimseyi incitmez. Sahiden birileri neden bizi gözetliyordu? Biraz düşününce cevabı bulmak zor olmadı: Görenler görünenlerden üstündürler de ondan.

Cumartesi gününe 35. Genç Gönüllüler Buluşması`na dâhil olmak üzere başladık, sanıyoruz ki bildirimlere bakmadan doğrulduk ve yapmamız gereken birkaç işi yoluna koyduk. İman varsa imkân vardır düsturu gereği Mehmet Lütfi abinin konuşmasına Osmanlı 3.0’da yetiştik ve meseleden nasibimizi aradık. Sıra Süleyman Ragıp Bey’e geldiğinde “İşin Mutfağı”nı konuşmak üzere buluşmadan ayrılmak durumunda kaldık. Umarız Konya’ya tekrar gelişlerinde kendilerinin muhabbetlerine de vasıl oluruz.

Her zamanki yerimizde, her zamanki saatimizde misafirlerimizden GENÇ’in merkezinde neler olduğunu dinledik, neler yaptığımızı anlattık. Bir mesele vardı ki etrafında dönüp durduk: nerede olursak olalım, hangi zamana şahitlik edersek edelim “adını sanını bilmediklerimiz bizi bekliyor.”

Bu bizim Mehmet Lütfi abiden ilk işittiğimiz cümlelerdendi, dinlediklerimizi de özümleyip dimağımıza yerleşene kadar bizde kalsın diyor, emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz.  


GENÇ'ın Yazısı.