Yüzde 100 GENÇ!
Niçin mi GENÇ? Bir neslin 100 akı olma yolunda aşk, vecd, iman ve irfanla yürüyen insanlardan oluşur çünkü GENÇ! 100 kızartan değil 100 ağartandır. 100’ü yumuşak, eli 100’ü temiz insanlardır.
"Niçin Genç?” sorusuyla bismillah demek istiyorum.
Açıkçası böyle bir soruya daha tutarlı cevap verebilmem için, öncelikle “bakış açımın” değişmesi gerektiğini yeni anladım. Zira bu soru, içerden bakıldığında değil, dışardan bakıldığında benim için çok daha anlamlı bir hale geldi. Hasılı, bu sorunun cevabını GENÇ’ten ayrıldıktan, GENÇ bünyesi dışında mesai yapmaya başladıktan sonra bulabildim…
2009 yılına tekabül ediyor GENÇliğim. İdris Topçuoğlu’nun -tabiri caizse- elimden tutup beni Lütfi Abi’nin yanına; “Abi sana derginin sonraki sayılarını yapacak genç bir grafiker getirdim” demesiyle başlamıştı serüvenim. Hayatımın dönüm noktasıymış meğer.
Sinan Abi’yle birlikte Tarih Gastesi’ni yapmaya başladık. Bir yandan da etrafıma bakıyordum. Gözleri çakmak çakmak yağız delikanlılar vardı etrafımda. Her birini sıksanız içinden taş gibi fikirler çıkacak GENÇler... Lütfi Abi’nin kaptanlığında; Semih Taneri, Sinan Özgenç, Ali Düz, Murat Sözer, Bilgehan Eren, Süleyman Ragıp Yazıcılar, Abdurrahim Yüce, Bilal Çankır, Bilal Çetin ve daha birçok yıldız GENÇle tanışıyordum, ufkum genişliyordu.
Nar gibi kırmızı elmaların içerisinde olgunlaşmamış bir elma gibi kaldığımda durup düşündüm. Ne yapıyorum? Fe eyne tezhebûn?! GENÇlerin teşvikiyle okumaya, yazılar yazmaya çalıştım. Fikirler edinmeye, gözlem yapmaya; bir de işim olan grafik tabii... “Niyet ettim adam olmaya” yazan tişörtü en çok ben giymişimdir herhalde, adam olmaya niyet ederek… Dertsizsem, asıl derdin ben olduğumu anladığımda niçin GENÇleşmem gerektiğinin çünkülerini biriktiriyordum farkında olmadan.
Niçin mi Genç? Bir neslin 100 akı olma yolunda aşk, vecd, iman ve irfanla yürüyen insanlardan oluşur çünkü Genç! 100 kızartan değil 100 ağartandır. 100’ü yumuşak, eli 100’ü temiz insanlardır GENÇler! Rahmetli Hâce Musa Topbaş’ın sağlığında “Ne mutlu yüz akı ile ahirete göç edebilene” sözünü düstur edinen, 100 akıyla ahirete göç etmek isteyenlerin adıdır GENÇ.
Günümüzde 100lerine tükürüldüğünde yağmur yağdığını zannedecek yozlaşmış, benliğini kaybetmiş, batı özentisi gençlerin aksine, 100üne tükürüldüğünde kimsenin 100üne bakamayan çocukların adıdır Genç.
GENÇ’in kaptanı, gönülden dertli Lütfi Abi’nin dert çağrısına cevap veren, onun derdiyle dertlenen, 100lerce kilometre yol kat ederek kendileri gibi gönüllü gençlerle Gönüllü Buluşmalar çerçevesinde buluşan, tanışan, kaynaşan insanlardır GENÇler. Toplumsal olarak çöküş yaşadığımız, Nuh Tufanı misali kargaşaların, yozlaşmaların, ahlaksızlıkların vb. yaşandığı günümüzde, Nuh’un Gemisi’ne binenlerin adıdır GENÇ. Ömer Üründül’ün hasretini çektiği “sırtı dönük oynayabilen forvet”tir. Kaleye 100ü dönük olmasa da, topu doksana gönderebilendir. Nitelikli, şahsiyetli, beyefendilerdir, onları 100lerindeki parıltılardan tanıyabilirsiniz.
Asım’ın neslidir GENÇ. Destanlarımıza destanlar eklemek isteyenlerdir. Başta Kara Kıta olmak üzere kıtalararası taşırlar dertlerini. GENÇ sadece bir dergi değildir. Bir okuldur, bir ideolojidir. Bir davettir, bir birliğin, bir kucaklaşmanın adıdır… GENÇ, “pazarlıksız Allah ve Resulü” diyenleri kucaklayan, Nuh’un yeni gemisidir.
Futbol teamüllerinde 100 gol atan futbolcu dalya yapmış sayılır, 100’ler kulübüne gider. Gönlümüzde dalyayı çoktan yapmış olan GENÇ, fiziken de dalya yapıyor Allah’ın izniyle. Maksat adet (âdet değil) yerini bulsun…
Gönül ve hizmet okyanuslarına açılan rotamız hiçbir zaman şaşmasın ve yolumuz GENÇ ile hep açık olsun. Böyle bir yazıda son söz bana düşmez. Üstad Necip Fazıl noktayı koyar. (Üstad yaşasaydı GENÇ Dergi okurdu:)
“Müslüman Anadolu gençliği! Birleşiniz! Gerçek İslâmlığın bu sahada ruhu kurtarıcı ve muvazeneyi kurucu hakikatini bütün insanlığa arzederek, her haliyle yeni ve güzel örneği nefsinizde çizgileştiriniz, renklendiriniz, maddeleştiriniz! Ve dünyaya haykırınız: Ben İslâmın gerçeğindeyim; ve gerçek İslâm bende!.. 20. Asır tufanından kurtulmak isteyen, Nuh’un yeni gemisine buyursun!”
Evet, ey yeni gençlik! Sana düşen, bu tayfun ve kasırga asrında Nuh’un yeni gemisini kızağa koymaktır.
Hak yardımcın olsun!..
Mahmud Sami Erdem 'ın Yazısı.