Ocak 2015 Yazı Atölyesine Gelen En İyi Yazı

Yazı Hakkında Metin Karabaşoğlu`nun Yorumu: Evinden uzakta okuyan her öğrencinin hayatının neredeyse ayrılmaz bir parçası olan ‘hamamböcekleri’ne dair bir hatıradan yola çıkan, içinde tadında bırakılmış bir mizah da barındıran, rahat okunur bir yazı göndermişsin. Elbette dört dörtlük bir yazı değil, yazdıkça gidereceğin eksikler de var yazında; ama tutarlı bir şekilde akıp gitmesi, meselenin tatlı bir şekilde bir ibrete bağlanması, yazını ‘Ayın Yazısı’ olarak seçmeye beni mecbur ediyor.

Diğer yazın da, Afrika’ya ve Afrika üzerinden bize, kendimize dair çok önemli dersler içeriyor. Ama anlatım olarak diğerinin biraz daha gerisinde buldum. Bununla birlikte o da, neredeyse ‘Ayın Yazısı’ olabilecek kıvamda. Bir seviyeyi tutturman ve önemli ölçüde koruman, önemli. Devamını beklerim…

Furkan Kılıç

Okumak için gittiğim şehirde beni bekleyen sürprizi ancak sene sonunda fark edebildim: hamam böcekleri. Kaldığım her evde gördüğüm bu canlı ona karşı hamle yapmam ile ölüyor ve hayatını tamamlıyordu. Öğrenci evlerinin hijyensiz ve rutubetli oluşu bu canlıları sıkça görmemize sebep olan en önemli etkenlerdendi. Bu böcekleri öldürdüğüm zamanlarda onlar hakkında öğrendiğim tek şey ilkel canlılar olduklarıydı.

7 ay boyunca bu canlılarla aynı evde kaldıktan sonra kendime daha temiz olduğunu düşündüğüm bir ev bulmuştum. Çünkü artık hamamböceği görmekten tiskinti gelmişti ve ailemin yanına her gittiğimde çantamdan hamamböceği çıkıyordu. Tabiî olarak bu durum beni huylandırmıştı ve son bir ayımı rahat bir şekilde geçirmek için evimi değiştirmeye karar vermiştim.

Yeni çıktığım evde odamın pencerelerini döven uzun bir ağaç vardı. Bu ağaç her sabah pencerelerimi dövdükçe bende bu durumdan rahatsız olmuştum. Ta ki mutfaktaki küçük bir delikten bir hamamböceği çıktığını görünceye dek. O anda beynimde vurulmuşa dönmüştüm. Hamamböceklerinden bir türlü kurtulamıyordum. Kirayı ödedikten sonra evden çıkmamız da sorun olacaktı. Bu sebeple onların varlığına alışmaya çalıştık.

Hamamböceklerine alışmaya çalıştıkça onlarla aramızda bir bağ oluşmaya başladı ve bu bağ gün geçtikçe kuvvetleniyordu. Bu evin asıl sahipleri onlardı ve biz onları öldürmedikçe onlarda bize karşı hep dürüst ve saygılı oldular. Böylece hamamböceklerinin çok misafirperver canlılar olduğunu bir aylık süre zarfında öğrenmiş oldum. Kimi zaman yorulup onların yerinde yatmama bile ses çıkarmadılar kendilerine başka köşe buldular ama gidip benim yatağıma da yatmadılar, bunu yapabilirlerdi ama yapmadılar, hiç şikayetçi değillerdi bu durumdan. Kimi zaman yeri geldi bize mutfakta yemek yaparken yardım ettiler, yeri geldi biz aç kaldık onlar bize yemeklerini ikram ettiler ama biz onlara bunu yapamazdık çünkü onların yemek bulması bizden daha zordu ve yaşamaya devam etmeleri için ellerinde olanı yemeleri lazımdı.

Sınavlarım bitip memleketime döneceğim gün en acıklı olayı yaşadım. Dostum Fred oda kapımın önünde sessiz, soluksuz yatıyordu. Bu durum beni tedirgin etmişti. Hemen nabzını kontrol ettim, nabzı atmıyordu. Kalp masajı yapmaya başladım ancak artık her şey için çok geçti Fred ölmüştü. Arkadaşları ve ailesine haber gönderdim. Fred için güzel bir cenaze yapmalarını istedim. Cenazesi öğle namazını müteakiben defnedilecekti ancak ben biletimi daha önceden aldığım için cenazesine katılamayacaktım. Onu almaya gelen eşine, dostuna sarılıp ağladım ve sadece ‘Allah taksiratını affetsin, mekanı Cennet olsun, Allah bizi Cennette komşu eylesin’ diyebildim.

Gitme vaktim yaklaşıyordu. Ancak içimde derin bir acı hissediyordum. Benim hayatımı değiştiren bu medeni canlı; hamamböceği arkadaşım ’Fred, ona bir teşekkür bile edemeden gitmişti. O an şunu düşündüm; Bende bir hamamböceği olabilirdim. İnsanların iğrenerek baktığı, hakaretler savurduğu, zehirlemeye ve hatta öldürmeye çalıştığı bir hamamböceği olabilirdim. Oysa herkesin bir yolu var ve herkes o yol üzerine gitmeye çalışıyor. Kimse bunu hak edecek bir şey yapmadı ama bu bir imtihandı. O sebeple Rabbimin beni insan olarak yaratmasındaki gayeyi öğrenmeye adadım kendimi. O anda ise öğrendiğim şey şuydu: insanlarla ve hayvanlarla dostça geçinip gitmek, onlara merhamet etmek, yardımlaşmak ve paylaşmak. Dinimizde güçlünün güçsüzü ezmesi diye bir şey söz konusu değil. Bu ister bir hamamböceği olsun ister başka bir şey, sana zarar vermeyene sen de zarar vermeyeceksin. Ben bir hamamböceğinden ders çıkararak doğruyu bulmuş bir insanım. Teşekkürler Fred.


Metin Karabaşoğlu'ın Yazısı.