Cafcaf Mizah Dergisi son sayısı ile Osmanlıca tartışmalarını farklı bir noktaya taşıdı!

Cafcaf Mizah Dergisi Ocak sayısı ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Üsküdar Yedi Güzel Adam ve Öncüler Kütüphanesi`nde Çarşamba günü düzenlenen basın toplantısında, derginin sahibi ve çizeri Faruk Günindi, yayın danışmanı Asım Gültekin ve diğer çizerler de bulundu.

Osmanlıca ile açıklamaları yayın danışmanı Asım Gültekin yaptı. Gültekin şunları söyledi:

"Biliyorsunuz; Osmanlıca dersleri ile ilgili bir tartışma yaşadık. Bu meselenin birilerinin çözdüğünü zannettiği gibi bir gecede bitirilecek bir mesele olmadığını; çeşitli veçhelerle sık sık gündeme geleceğini düşünüyoruz. Biz Cafcaf Mizah Dergisi olarak bu dersin liselere konulmasını pek de faydalı bulmuyoruz. Şunların yapılmasını lüzumlu görüyoruz:

Dersin adı mutlaka değiştirilmeli! Osmanlıca olmamalı!

Latin ve Arap harfleri diye bilinen harfler için Üstad Sezai Karakoç, İncil harfleri ve Kur`an harfleri tamlamalarını kullanır. Bu kullanımdan hareketle, bizler de Kur`an harfleri ile yazılan Türkçe`ye "Kur`an harfli Türkçe", "Kuran harfleri Türkçesi" daha kısa olarak da "Kur`an Türkçesi" demeyi tercih ediyoruz.

Tarihini terk eden Cumhuriyet ideologlarının Kur`an harfleri Türkçesi demek yerine "Osmanlıca" ifadesini kullanmalarının, yazıdan uzaklaştırdıkları halkın dedelerinin dilini farklı bir dil gibi, bir yabancı dil gibi algılamalarına yol açtığını düşünüyoruz. Bizce dedelerimizle açılan bu mesafeyi kapamanın yolu tekrar iyi niyetle Osmanlıca`ya dönmekten geçmez; Yeni Türkçe`ye ve Yeni Türk harflerine dönmekten geçer!

Dersi Liselere Koymak Yanlıştır!

Yanlıştır zira, Türk gençliğinin okuma oranı lise yıllarında aşırı şekilde düşmektedir. Üniversiteye hazırlık sistemi bu düşüşü hızlandırmaktadır. Kitaplarla alakası kalmamış bir gençliğe hangi alfabeyi verirseniz verin, boşa kürek çekmiş, gecikmiş olursunuz. Bu yüzden yüzyıllarca kullandığımız imlâ ve dile geçebilmek için giriş aşaması olarak Kur`an Türkçe`si dersi İlkokul birinci sınıftan itibaren verilmelidir. Asla ağır Osmanlıca kelimeler olarak bilinen kelimeleri öğretmeye çalışarak verilmemelidir.

Ders verilecekse ilk bir kaç yıl mutlaka harekeli olarak verilmeli ve basit olarak verilmelidir.

İlk 3 yıl Osmanlı imlâsı öğretilmeye çalışılmamalı. 3 yıldan sonra Osmanlı Türkçesi ismi verilen 2. kademe ve sonra daha üst kademelere geçilebilmeli. Bunu yaparken Osmanlıca ile Osmanlı Türkçesi ifâdelerinin de farklı olduğunu hatırda tutmalı.

Osmanlı Türkçesinde "o" "ö" "ü" seslerinin her birini birbirinden ayıran oturmuş ayırdedici bir harekesi, işareti olmalı.

Osmanlıca`da oturmuş bir şekilde "o" "ö" "u" ve "ü" sesini veren işaretler yok.

Şemsettin Sâmi`nin bir önerisi var bu sesler için; Cafcaf o öneriyi daha pratik ve günümüzde Kur`an okumayı bilenin rahatlıkla okuyabileceği bir şekle sokarak kamuoyuna sunuyor.

Ötre kelimede üste yazıldığında bilindiği gibi "u" sesi verir.

Kur`an harfli Yeni Türkçe`de ise Cafcaf bunun şöyle olmasını öneriyor:

Ötre üste yazıldığında yine "u" olsun, fakat harfin altına yazılırsa o olsun

Ötrenin üzerine iki nokta konursa "ü" okunsun, harfin altına iki noktalı ötre konulursa "ö" olsun diyor.

Sekiz yıldır Dünya`da tek!

Dünya`da İslâm`la barışık tek mizah dergisi olarak 8 yıldır (şimdilik sadece Türkiye`de Türkçe olarak) yayın hayatını sürdüren Cafcaf, bundan yıllar önce, ilki Haziran 2009`da, ikincisi Eylül 2012`de olmak üzere iki defa Osmanlıca köşeler, çizgi hikâyeler yayınlamıştı.

Cafcaf 65. sayısı olan (Ocak 2015) son sayısında kapağı Kur`an harfleri ile Türkçe yaptı. İçeride de iki sayfayı Osmanlıca`yı savunanların kullandığından farklı bir imlâ ile hazırladı. Cafcaf`ı yaysat bâyilerinde bulmak mümkün.

Cafcaf Mizah Dergisi

Akşemsettin Mahallesi Balipaşa Caddesi No: 17/A Fatih/İstanbul

www.cafcafdergisi.com

Tel: 0212 533 28 580212 533 28 58


GENÇ'ın Yazısı.