Sifonu Çekmeden
Dışkının sıklığı, rengi, kıvamı ve miktarı bize içerde neler olup bittiğine dair önemli bilgiler verir. “Çok da merak etmiyorum doğrusu, ıyyhh” diyenleri duyar gibiyim. Lakin işaret edebileceği hastalıklar ve önemli durumlar dolayısıyla bu bilgiler yol gösterici niteliktedir.
Bağırsaklarımız sindirim artığı ürünleri dışarı atmak için hareket eder. Günümüzde endüstrideki entegre sistemlere benzetebiliriz. Farklı seviyeleri farklı işlev görür. Kısaca ifade edecek olursak sindirim enzimleri salınır, sindirilen gıdalar ve su bağırsak duvarından emilir. Kalan artıklar ilerletilerek dışkı formunda dışarıya atılır.
Dışkının sıklığı, rengi, kıvamı ve miktarı bize içerde neler olup bittiğine dair önemli bilgiler verir. “Çok da merak etmiyorum doğrusu, ıyyhh” diyenleri duyar gibiyim. Lakin işaret edebileceği hastalıklar ve önemli durumlar dolayısıyla bu bilgiler yol gösterici niteliktedir. Göreceğiniz bir değişiklik, hayatta düzeltmek gereken bir eksiği size söyleyebilir hatta bazen hayat dahi kurtarabilir. Hastalığınızla ilgili doktorunuzla konuşurken doğru bilgiyi doğru şekilde vermenizi sağlayabilir.
Sıklık
Dışkı sıklığının normali günde ortalama 1-2 kere çıkarılmasıdır. Fakat bu ortalama değerdir. Birçok insan daha seyrek, birçok insan da bundan daha sık yapabilir ve hâlâ normal olabilir. Her insanın kendi normalinin olduğunu söylesek yeridir.
İshal: i. (Ar. suhūlet “kolay olmak”tan ishāl) Tabiî olandan daha çok, daha sık ve daha sulu dışkı çıkarma, amel, sürgün. Tanımdaki “daha çok” için bir sınır belirtmek gerekirse günde 3 kereden fazla diyebiliriz. Yediğimiz içtiğimizin üstüne tükürük, mide, duodenum, safra ve pankreas salgılarının da eklenmesi ile günde yaklaşık 10 litre sıvı bağırsağımızdan geçer. Bunun çok büyük bir oranı geri emilerek 150 ml kadarı dışkı ile dışarı çıkar. Bu emilimin bozulması ya da salgının artması ise ishal durumunu oluşturur.
Birçok bakteri, virüs, parazitler ve bazı ilaçlar ishale sebep olabilir. Gıdaların çok iyi yıkanmasına, temiz yerlerde, temiz ellerde (huzur-u kalb ile olması da tercih sebebidir) ve çok iyi pişmesine dikkat etmemiz bundandır.
Eskiden ishal olan kişiye zaten çok sulu bir durumda olduğu düşünülerek su verilmez, kurutmaya yönelik şeyler yedirilirmiş. Lakin günümüzde biliyoruz ki ishal ciddi manada sıvı (ve içindekilerin) kaybına sebep oluyor, kişiyi kurutuyor ve bitkin düşürüyor. Bu durum da daha ciddi, hayati tehlikelere yol açıyor. Bundan dolayı ishal olan kişilerin bol sıvı alması ve istirahat etmesi gerekir. Şekerli su yahut meyve suları kullanılabilir. (Kutu meyve suları değil mümkünse.)
Kanlı ishalin de oldukça tehlikeli olduğunu söylemeye hacet yok.
Kabız: i. (Ar. ḳabż “tutmak”tan) Büyük abdest yapmakta çekilen güçlük, tabiî olarak ve gerektiği kadar dışarı çıkamama, peklik, inkıbaz.
Karında şişkinlik, huzursuzluk olur, tuvalete gidildiğinde ise dışkının çıkarılmasında zorlanılır, ya çok az çıkarılır ya da hiç çıkarılamaz. Çıkarılan dışkı ise sert ve küçük parçalardan oluşur. Bunun sebebi lifli gıda tüketiminin azalması, yeterince su içmemek, fiziksel aktivitenin yetersizliği, bazı ilaçlar ve ruh halimiz olabilir.
Şekil ve Kıvam
Küçük, sert topaklar şeklinde parça parça geliyorsa bu sıvı ve lifli gıda alımının oldukça az olduğunu gösterir. Daha fazla su içmek ve meyve sebze yemeli. Bu kadar olmasa da normalden daha sert ve normalden daha küçük parçalar şeklinde olması da sıvı ve lif alımını arttırmanın gerektiği anlamına geliyor.
Normal dışkı yumuşak, yüzeyi düzgün ve uzunca parçalar halinde olmalıdır.
Diğer taraftan tamamen cıvık, sulu olarak gelmesi, içinde katı parçalar bulunmamasına da yukarıda bahsettiğimiz üzere ishal deniliyor malumunuz.
Tuvalet taşına yapışan, bulaşan tarzda sarı renkli olması ise dışkıda fazla yağ olduğunu, yağın başarılı şekilde emilemediğini gösterir. Bunun sebebi yağlı beslenme, pankreas gibi yağları sindiren enzimleri üreten organlarda bir sorun olabileceği gibi bağırsağın emilim fonksiyonunu bozan bir hastalık da söz konusu olabilir. Devam ettiği takdirde doktora görünmekte fayda var.
Renk
Dışkının normal rengi kahverengi, bu rengi sağlayan şey ise safradır. Safra: karaciğerde üretilip, safra kesesinde depolanan, sonra da bağırsağa dökülen bir sıvıdır. Yağların sindirilmesinde önemli yeri vardır. Bununla beraber idrara ve dışkıya rengini verir.
Bağırsak hareketlerinin hızlanması dolayısıyla gıdaların bağırsakta kaldığı süre kısalabilir ve renk yeşile doğru açılır.
Daha açık, gri kil renginde bir dışkı, rengi veren safranın bağırsaklara dökülmesinde bir soruna, safra yollarında bir tıkanıklığa işaret eder.
Siyah bir dışkı ise içerde bir kanama olduğuna işaret eder. Kırmızı olan kan, sindirim enzimlerine maruz kalınca dışkıyı siyaha boyar. Kıvamı ise katran gibi yapışkan olur, tuvalet taşına bulaşır. Bu kanama mide ya da bağırsaktaki bir ülser ya da kanser sebebiyle olmuş olabilir. Böyle bir durumda hemen acil servise başvurmak gerekir.
Kanama çıkışa ne kadar yakınsa kan daha az sindirime uğrayacağından o kadar kırmızı olur. Dışkının üzerine damla damla düşen kırmızı kan ise basura (hemoroid) işaret eder. Yani makat bölgesindeki kanlanması yüksek bölgenin yapısının bozulması, ağrıması ve kanaması.
Tabi muhtevasında demir bulunan ilaçların da dışkıyı siyaha boyama özelliği olduğu, bunlar dışında yediğimiz yiyeceklerin, gıda boyalarının da dışkıyı boyayabileceğini belirtmek lazım.
Kokudan da bahsedelim, dışkının kötü kokusunun sebebi bakterilerdir. Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri yaşamaktadır. Bize dost olan bu iyi bakteriler de bir yandan sindirime yardımcı olurlar. Hatta bizim faydamıza olan bir takım malzeme ve vitaminler salgılarlar. Bu sindiriminin doğal bir neticesidir o kötü koku.
Bize rahatsızlık veren şeyleri giderip, sıhhat ve afiyet veren Allah’a hamd olsun.
Dışkı Nakli
Dışkı nakli, orijinal adıyla Fecal Microbiota Transplant, test edilmiş bir bağışçıdan alınan dışkının bir takım sıvılar katılıp süzüldükten sonra hastanın bağırsağına kolonoskopi gibi yöntemlerle yerleştirilmesidir.
Vücudumuzdaki bakterilerin ilişkisi mafyaların mahalleleri tutması gibidir. Biri zayıflayıp baskılansa (mesela bizim antibiyotik kullanmadaki edepsizliğimiz yüzünden) yerini diğeri kapmaya çalışır. Dışkı nakli yapmaktaki amaç da yanlış antibiyotik kullanımı gibi sebeplerden dolayı ölüp yerlerini kötü bakterilere bırakan dost ve iyi bağırsak bakterilerini yerine geri koymaktır. Zira bu kötü bakterilerden bazıları ölümcül ishallere sebep olabiliyorlar.
Kökeni 4. yüzyıla kadar uzanan bu uygulamanın başarı oranının yüksek olduğu belirtilmekte ve farklı hastalıklardaki etkileri üzerine günümüzde çalışmalar yapılmaktadır.
Kaynaklar:
bestpractice.bmj.com/best-practice/monograph/143.html
Hüseyin Küçükali'ın Yazısı.