Udi Nevres Orhon Bey, evinin kirasını bile ödeyebilecek durumu olmadığı halde, cumhuriyetin kudretli paşalarından biri tarafından kendisine sunulan, üstelik oldukça yüksek sayılabilecek bir ücret karşılığında kızına musiki dersi vermesi teklifini reddetti. Usta udinin, söz konusu teklifi reddetme gerekçesi ise eşine ender rastlanan cinsten…

Meşhur Udi Nevres Orhon Bey’in, uzunca bir süredir geçim sıkıntısı çekmekte olduğu bildirildi. Usta udinin, içinde bulunduğu bütün maddi imkânsızlıklara rağmen sanatından ve sanatçı kişiliğinden ise en ufak bir taviz dahi vermediği ifade edildi. Bu bağlamda, büyük üstadın, geçtiğimiz günlerde, astronomik bir ücret karşılığında bir paşa kızına özel ders verme teklifini geri çevirmesi de şaşırtıcı bulunmadı. Bununla birlikte; olay hakkında daha ayrıntılı bilgi almak amacıyla Udi Nevres Bey’e ulaşmak isteyen Tihaber muhabirinin bu konudaki bütün çabaları sonuçsuz kaldı.

Udi Nevres Bey, konu hakkında herhangi bir yorumda bulunmak istemediğini, gerekli ve ilgili yerlere, gereken ve uygun olan şekilde lüzumlu açıklamaları zaten yaptığını, olayı daha fazla büyütmeye gerek olmadığını söyleyerek, bütün demeç ve röportaj tekliflerini geri çevirdi. Bunun üzerine usta udinin yakın arkadaşı Dr. Kemal Bey’e ulaşan Tihaber muhabiri, Kemal Beyden şu bilgileri almayı başardı: Davranışının nedenini soran arkadaşına udi Nevres Bey şu cevabı vermiş:

“Kızın hiç yeteneği yok. Yarın, öbür gün bu hanımkıza: ‘Hocan kim? Kimden ders aldın?’ diye soracaklar. ‘Udi Nevres Bey’ diyecek. İşte bunu dedirtmemek için istemedim. Bırak ben yoksulluk çekeyim ama kişiliğime ve sanatıma leke sürülmesin…”

Beste ve derlemeleri, yetiştirdiği öğrenciler ve seçkin şahsiyeti ile musikimizde hoş seda bırakan Udi Nevres Orhon Bey (1873-1937); yoksul bir demircinin oğlu olarak dünyaya geldi. Öğrenimini tamamladıktan sonra Bab-ı Ali’de memur olarak çalışmaya başlayan Nevres Bey Kadıköy’e yerleşti ve bu dönemde adı udi olarak zengin konaklarında ve musiki cemiyetlerinde düzenlenen fasıllarda duyulmaya başladı.

1908 yılında Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu’nda verilen tiyatro ve müzik gecesinde Nevres, ilk defa halkın karşısına çıkmış, bu konserde çaldığı ud ve yaptığı taksimlerle halkın beğenisini kazanmıştı.

1936’dan sonra kurulan radyoda çalmaya başlayan Nevre Bey, radyo yayınlarını kalitesiz bulduğu için hiç radyo dinlemezdi. Çok hassas bir kulağı ve üstün bir müzikalite anlayışı olan Nevres Bey hiçbir zaman çalgısını para kazanmak için kullanmadı. İstemediği yerde ve istemediği zamanda katiyen çalmaz, yoksulluk çekme pahasına da olsa yeteneksiz kişilere ders vermezdi.

Hayatı boyunca da bu yoksulluğun pençesinden kurtulamayan Nevres Bey’in en büyük hayali Yakacık’ta bir ev sahibi olabilmekti. Bu hayalini gerçekleştiremeden vefat eden Nevres Bey’in arzusu vasiyet kabul ederek, naşı Yakacık’a defnedildi.

Böylece Nevres Bey, bir türlü ev sahibi olamadığı Yakacık’ta bir küçük mezar sahibi olabildi ancak. Ölümünden sonra; kütüphanesi, İstanbul Belediyesi Konservatuarı’na devredildi.


GENÇ'ın Yazısı.