Konya`yı Ne Kadar Tanıyorsunuz?
Asude Usluer Uğurlu
Orda çare olmuş daha nelere
İlim nasip olmuş divanelere
Semazenler dönmüş pervanelere
Gez dünyayı gör Konya’yı demişler
Konya’da da Mevlana’yı demişler Konya M.Ö. 7000’li yıllardan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi açıdan önemli bir merkez.
Anlatılanlara göre bir zamanlar bu şehre Medüz denen bir canavar musallat olur. Zeus’un oğlu Perse, Medüz ’ün başını keserek şehri kurtarır. Halk da Perse’nin bir heykelini şehrin meydanına diker. Bundan sonra şehrin ismi “heykel şehri” demek olan “İkonium” olur. Sonradan yerleşen medeniyetlerle değişerek Konya haline gelir.
Alâeddin tepesi de Konya’nın en önemli yerlerinden biridir. 450*350 metre boyunda 20 metre yüksekliğe sahip olan bir tepedir. Söylendiğine göre bir zamanlar padişahın biri halkının ne kadar çok olduğunu görmek için bir haber yayar. Memleketteki herkesin bir miktar toprak getirip şehir meydanına yığmasını söyler. Herkes biraz biraz toprak getirir. Derken Alâeddin tepesi oluşur.
Diğer bir anlatıma göre Sultan Alâeddin şehrin merkezine bir cami yapılmasını ister. Şehir meclisi şehrin ortasına bir tepe oluşturulmasını kararlaştırır. Bunun için de halktan toprak vergisi alınması kararlaştırılır. Herkes hissesine düşen toprağı çuvallarla, torbalarla getirmesi suretiyle tepe meydana gelir.
Sonuç olarak Alâeddin tepesi bir höyüktür. Doğal bir tepe değildir. Yaklaşık 10.000 yıl öncesinden bu yana farklı medeniyetlerin, bu medeniyetlere ait yapıların üst üste inşa edilmesiyle zamanla yükselen bir tepedir.
Şemsin Kuyusu
Konyalı iki hacı Kâbe-i Muazzama’yı ziyarete giderler. Su alırken tası zemzem kuyusuna düşürürler fakat çıkaramazlar. Konya’ya geldiklerinde tası şemsin türbedarının elinde görürler. “Nereden aldın bu tası?” diye sorduklarında türbedar şemsin kuyusundan aldığını söyler. Buradan şöyle bir ifade ortaya çıkmaktadır ki bir varsayım olarak şemsin kuyusunun zemzemle bağlantısı olduğu anlaşılmaktadır.
Üçler Mezarlığı
Üç dervişe hasta olan efendileri “Sizin kısmetiniz burada kesildi. Konya’ya gidin” demesi üzerine Horasan’ı bırakıp Konya’ya göç ederler. Kale kapısına vardıklarında önlerine yüzü peçeli derviş kılıklı bir adam çıkar ve “Gelin. Sizin yeriniz Mevlana dergâhıdır. Oraya yerleşeceksiniz.” Yol gösteren derviş peçesini kaldırır. Bir de ne görsünler, kendi mürşitleri değil mi? Mehmet, Mahmut ve Ahmet adlı üç derviş ölünce Mevlana’ya yakın bir yere gömülürler. Mezarlığa Fatih Sultan Mehmet zamanında Üçler adı verilir.
Unutulmayan Bir Gelenek: Şivlilik
Şivlilik Konya’ya has bir gelenektir. Üç ayların başlangıcı olan Receb-i Şerif`in ilk Perşembe günü yani Regaip kandilinin gündüzü Şivlilik olarak kutlanır.
Bu günde çocuklar gezerek şivlilik isterler. Ev sahipleri de şeker, çerez vb. şeyler verirler. Komşular birbirlerine ikramlarda bulunur. Akşam da fener alayı yapılır. Maksat ise insanlar arasındaki kardeşlik bağını güçlendirmektir.
Konya’nın İlklerinden Bazıları
-İlk matbaa 1869 yılında Konya valisi Ahmet Tevfik Paşa’nın zamanında Aslanlı Kışla civarında kurulmuştur.
-İlk tren 1895 yılında Anadolu-Bağdat demiryolunun ulaşmasıyla 1896 yılında fiilen sefere başlamıştır.
-Anadolu’nun ilk ticaret borsası ve şu anda en büyük ticaret borsası Konya’dadır.
- Konya’da ilk defa sessiz olarak 1915 yılında gelen sinema ilk gösterime sanayi mektebi salonlarında başlamıştır.
GENÇ'ın Yazısı.