Mine Taşdemir

“Merak, ilmin hocasıdır.” derler. Durup durup bir şeyleri merak etmemi ve araştırmamı,  hem eleştiren hem de tuhaf bulanlara karşı, belki bu sözle aklayabilirim kendimi…

Son günlerde merak edip araştırdığım, sonrasında sizlerle de paylaşmak istediğim şey ise,  tarihte  “Sinan” ismiyle mâruf kişiler…

Merak ettiğim şey ne iki yumurtadan hangisinin büyük olduğu, ne de kabartma tozunun pastayı ne kadar kabarttığı ne de kremanın güzel kokusunun sebebi ... Babam "salata" bile yapmayı bilmediğinden son kısmı pas geçiyorum. Evet, şaka bir yana, tarihte “Sinan” isminde kimler varmış, işte benim tespit edebildiklerim:

Öncelik, tabii ki O’na ait olmalı. Hepimizin hakkında az çok bilgi sahibi olduğu, hiç olmazsa adı ve muhteşem eserlerinin bazıları herkesçe bilinen Mimar Sinan’a…

Mimar Sinan veya Koca Mimar Sinan Ağa

(d. 15 Nisan 1490, Kayseri - ö. 9 Nisan 1588, İstanbul), Osmanlı mimarı.  Mimar Sinan, Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğmuştur. 17 nisan 1588 yılında da ölmüştür. 1511 de Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul’a gelmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Mimar Sinan’ın naaşı antropolojik incelemeye alınmış fakat sonuç açıklanmamıştı. Mimar olarak Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferine, 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrad Seferine Yeniçeri olarak katıldı. 1522’de Rodos Seferine Atlı Sekban olarak katılıp, 1526 Mohaç Meydan Muharebesi’nden sonra, gösterdiği yararlıklar sebebiyle takdir edilerek, Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına (Bölük Komutanı) terfi ettirildi. 1533 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın İran Seferi sırasında Van Gölü’nde karşı sahile gitmek için Mimar Sinan iki haftada üç adet kadırga yapıp donatarak büyük itibar kazandı. İran seferinden dönüşte, Yeniçeri Ocağında itibarı yüksek olan Haseki`lik rütbesi verildi. Bu rütbeyle, 1537 Korfu, Pulya ve 1538 Moldavya seferlerine katıldı. 1538 yılında Hassa Baş Mimarı oldu. Mimar Sinan’ın, Mimarbaşılığa getirilmeden evvel yaptığı üç eser dikkat çekicidir. Bunlar: Halep’te Husreviye Külliyesi, Gebze’de Çoban Mustafa Külliyesi ve İstanbul’da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesi`dir.

Ömrüne sayısız eser sığdırdı...

Mimar Sinan 84 Cami, 52 Mescit, 56 Medrese, 7 Darül Kurra, 20 Türbe, 17 İmaret, 3 Darüşşifa (hastane), 5 Su yolu, 8 Köprü, 20 Kervansaray, 36 Saray, 8 Mahzen ve 48 de Hamam olmak üzere 364 eser vermiştir. Büyükçekmece Köprüsü üzerinde kazılı olan mührü, onun aynı zamanda mütevazı kişiliğini de yansıtmaktadır. Mühür şöyledir: El-Fakirul-Hakir Ser Mimaranı Hassa. Yani "Değersiz ve muhtaç kul, Saray özel mimarlarının başkanı". Eserlerinin bir kısmı İstanbul’dadır. 1588 de

İstanbul`da vefat eden Mimar Sinan, Süleymaniye Camii’nin yanında kendi yaptığı sade türbeye gömüldü. Mimar Sinan Türbesi, İstanbul Müftülüğü’nün sütunlu kapısından çıkınca hemen solda, iki caddenin kesiştiği noktadaki Fetva Yokuşu`nda, Süleymaniye Camii’nin Haliç duvarının önünde, beyaz taşlı sade bir türbedir.

Gelelim diğer “Sinan”lara…

İhsan ve cömertliği elden bırakmayan, gerçek bir "Paşa"...

Sinan Paşa`nın Tazarrunâme adlı eseri, Türk Edebiyatında süslü nesrin en başarılı örneklerindendir. İstanbul`un ilk kadısı Hızır Bey`in oğlu olan Sinan Paşa`nın soyu Nasreddin Hoca`ya dayanmaktadır. Zamanında ilim dağarcığı unvanını alan baba Hızır Bey oğlunun en iyi şekilde yetişmesi için ona gereken imkanları sunmuş bu anlamda devrin önemli alimleri Molla Güranî, Molla Hüsrev`den ders almıştır.

Sinan Paşa 1459`da Fatih Sultan Mehmed tarafından Edirne`de bir medreseye müderris olarak atanmış daha sonra Dâru`l-Hadis`e müderris olmuştur. Bir süre sonra Hace-i Sultânî unvanına erişen Sinan Paşa, dünya malına asla kıymet vermeyen, ihsan ve cömertliği bir an elden bırakmayan bir kişidir. Sinan Paşa`nın başarılı üslûbu taklit edilmiş ama geçilememiştir. Arapça olarak yazdığı on iki ilmî eseri bulunmaktadır. Türkçe eserleri Tazarrunâme, Maarifnâme ve Tezkiretü`l-Evliya`dır.

Sinan Paşa, Tazarrunâme`nin yazılış gayesini, eseri okuyacak ağzı kutlu, dili tatlı, aşk erlerinin Fatiha ve dualarından istimdâd etmek olarak açıklar. Tazarrunâme çok okunan bir eser olarak dikkat çeker.

Ümmi Sinan

Halvetiye tarikatının Ahmediye şubesinin Sinaniye kolu kurucusu Pir Ümmi Sinan ilim sahibi olduğu halde gördüğü bir rüya üzerine Ümmi mahlasını kullanmıştır. Seyid Seyfullah Hazretlerinin mürşididir. İstanbul`da şeyhlik yapmış ve orada ölmüştür. Şiirleri, kendisinden bir yüzyıl sonra yetişen Elmalılı Sinan Ümmi`nin şiirleriyle karıştırılmıştır. Eski yazma dergilerde şiirlerine rastlanmaktadır. 

Mirasını Mihrimah Sultan`a bırakan Sinan...

Sinan Paşa, Osmanlı Hanedanı`na akrabalık bağıyla bağlı olan Sinan Paşa sadrazam Damat Rüstem Paşa`nın erkek kardeşi olup, Rüstem Paşa I. Süleyman`ın kızı Mihrimah Sultan`la evli olduğu için I. Süleyman`ın damadının erkek kardeşi oluyordu.

Sinan Paşa Enderun`da yetişmiştir. Sokollu Mehmed Paşa`nin Kaptan-ı Derya`lığından sonra 1550`de Kaptan-ı Derya olmustur.   Öldüğünde kendisinin 2 kızı ve 1 oğlu olmasına rağmen, garip bir kararla servetini Mihrimah Sultan`a bıraktı. Öldüğü sırada Mimar Sinan, Sinan Paşa`nın adına Beşiktaş`ta Sinan Paşa Camii`ni inşa etmekteydi. Ancak cami henüz hazır olmadığı için Sinan Paşa`nın gene Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan Üsküdar`daki Mihrimah Sultan Camii`ne gömülmüştür.

Koca Sinan Paşa,  (1520 - 3 Nisan 1596), Osmanlı padişahları III. Murat ve III. Mehmet`in saltanat dönemlerinde 5 defa olmak üzere toplam 8 yıl 5 ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Hoca Sinan Paşa,  (d. 1440 - ö. 1486 Gelibolu), Fatih Sultan Mehmet saltanatında 1476-1477 yılları  arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Hadım Sinan Paşa, I. Selim saltanatında 18 Haziran 1515-23 Eylül 1515 ile 26 Nisan 1516-22 Ocak 1517 tarihleri arasında iki kez sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.

Cığalazade Yusuf Sinan Paşa ya da Cağaloğlu Yusuf Sinan Paşa, III. Mehmet saltanatı döneminde 1591-1595 ve 1599-1604 yılları arasında toplam 10 yıl Kaptan-ı Deryalık, 27 Ekim 1596-5 Aralık 1596 tarihleri arasında da bir ay dokuz gün Sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul`daki Cağaloğlu semti ve Bağdat`ta yaptırdığı Cığalazade Hanı onun ismini taşımaktadır.


GENÇ'ın Yazısı.