Mart Sayımız Çıktı!
Merhabalar değerli GENÇ okurları. Mart ayı geldi, çattı. Yeni bir ay, yeni bir sayı, yeni bir heyecan ile karşınızda olmaktan mutluluk duyuyoruz. GENÇ, bu ay da heyecanımızı tazeleyecek, zihnimizi temizleyecek muhtevasıyla sizler için hazır.
Hız kaybetmeden GENÇ’in bu ayki sayısında neler var hep birlikte bakalım.
“Sorduk-Öğrendik” sayfasıyla başlıyor GENÇ. Süleyman Ragıp Yazıcılar, sizden gelen soruları içtenlikle cevaplıyor ve diyor ki: GENÇ`in GENÇ Temsilcilerine Selam Olsun!
Öncelikle Mahremiyete Saygı, Anadolu İnsanının İrfanı, Yeni Dönem Başkan Getirecek mi?, Türel’den Hayat Dersi... Semih Duhan’ın hazırladığı “Türkiye Gündemi “sayfası bu ay da dopdolu.
Beytullah Demircioğlu Ortadoğu`da yaşananların ve ABD`de öldürülen üç gencin analizlerini Dünya Gündemi köşesinde yazdı. Çarpıcı tespitler sizleri bekliyor.
Hayatımız boyunca hep iki seçenek arasından tercihler yaparak yaşıyoruz. Mehmet Lütfi Arslan “Üçüncü Yol Her Zaman Vardır” yazısıyla ikiden fazla seçeneğimizin de bulunabileceğine dikkat çekiyor.
Dosya konumuzda nazarın önemine değindik. Nazar, yani bakmak, görmek... "Nazar et ne olur diyoruz. Çünkü nazar etmemiz lazım, bakmamız lazım birbirimize. Her geçen gün daha az nazar ediyoruz yere göğe, tabiata, insana. Gökyüzünü daha az izliyor, toprağı daha az görüyor, ağaçları daha az seyrediyor, insanlara daha az bakıyoruz. Baktığımız zaman da gözümüzle bakıyoruz. Gönlümüz, aklımız hep başka yerlerde oluyor."
Akıllı telefonların büyüsüne kapıldığımız şu zamanlarda Mahmud Sami Erdem "Aradığınız Kişiye Şu An Ulaşılamıyor!" diyor. "Kimse seni anlamıyor çünkü sen insan olmaktan çıktın. Birini ziyarete gittiğinde elin sürekli telefonda. Whatsapp’tan geyik yapıp bir yandan Candy Crush oynuyorsun. Hayday’deki çiftliğinle ilgileniyorsun. Robot oldun. Sen Call of Duty’deki askersin. Sen PES’teki futbolcusun, kalecisin."
Modern yaşam tarzının bizi ne hâle soktuğunu özetleyen Ali Can bu ay "Yüzsüz İlişkiler" konusuna değiniyor. "Her dönemin kendini kaptırdığı kötü bir ruhu varsa; modern zamanın ruhunu, insanî değerlerden ve fıtratından arındıran liberal ideolojinin çarpık özgürlük anlayışı oluşturuyor. İnsan bilincini hakikate ve fıtrata kapatan bu anlayış; insanı, şuuru kapalı bir halde yaşatıp bunun farkına da vardırmayan bir halde sürüp gidiyor."
Yakın zamanda ülkemizde yaşanan cinayetler hepimizi derin bir hüzne boğdu. Yusuf Kaplan bu konuyu ele alıyor: "Sekülerleşme Süreci ve Ürpertici Cinayetler..." "Bencilleşme, bireyselleşme, müstehcenleşme, dünyevî çıkarları, kariyeri, parayı yegâne hayat ve varoluş şartı hâline getirme, toplumu, aileyi ve ferdi İslâmî duyarlıklardan, hayattan, dünyadan hızla uzaklaştırdı."
Yüz yıldır acıları dinmeyen Ortadoğu coğrafyası yaşadığı zulümler karşısında direnmeye devam ediyor. Her ne kadar sürekli çatışma haberleri alıyor olsak da oralarda da hayat var. Oradaki insanlar da "yaşıyor." Turgay Bakırtaş bu ay "Filistin ve Futbol" konusunu ele alarak İsrail zulmü altında yaşayan Filistinliler`in futbola duydukları ilgiyi bizlere aktarıyor: “Bu insanlar özgürce futbol oynamak istiyor. ‘Bir gün İsrail’i en azından sahada yeneceğiz’ diyorlar. ‘Evlerimizi zaten yakıyorlar, varsın Ziyad El-Kord’a yaptıkları gibi gol attığımız için yaksınlar, ne değişir ki?’ sözünden sonra insan olan onlarla aynı takımda olur!”
Özçekim son yılların modası olan bir akım. Bu akım dünyanın her yerinde insanların hayatını etkilemiş durumda. Hatta Mekke`de bile. Bu durumu ele alan Mesut Kaya "Kâbe`nin Önünde Selfie" konusunu gündeme getiriyor ve diyor: "Siz bu tür şeylere takıldığınız an, maneviyatınız azalıyor, tavaflarda ve ibadetlerdeki ritim kayboluyor. Hani diyoruz ya, insan tavaf ederken sanki her şavtla birlikte biraz daha arşa yükseliyor, varoluş hakikatinin kıyısına uzanıyor, varlığı hakikat âleminde eriyor; ancak bu tür şeylere takılmaya başladığınız an yere çakıldığınızı hissediyorsunuz. O kutlu mekândan yeterince istifade edemiyorsunuz."
Ayşegül Genç zafere giden yolda yaşanabilecek tökezlemelere dikkat çekiyor: "Yenilgi Yenilgi Büyüyen..." "Darbeler ve hak ihlalleri ile geçmiş ömürlerimiz özellikle adalet ve merhamet iddiasında olanlar için yenilgiler ile geçti. Bu “fiziksel” bir yenilme elbette. Düşüncelerinden dolayı hapse atılanlar, sürgüne gönderilenler, boykot edilenler, görevden uzaklaştırılanlar; yenilgiden yenilgi beğendi diyebiliriz…"
Kurumlarda yaşanan kargaşaları, verimliği ve devamlılığı ele alan "İnisiyatif Vermeden Olmaz" diyor ve ekliyor: "Kurum kültürünü inisiyatif veren ve yukarıdan aşağıya başarıları paylaşan bir yapı üstüne kuran tüm kurumlar yarına kalabilecektir. "
Genç Dergi Yazı İşleri Ekibi`nden Salih Yüztgenç "Sorunlara Boğma Kendini..." diyor. "Allah, dilediğini ve senin dileyeceğin şeyleri vermeye kadirdir, yeter ki sen isterken; sıkıntılara boğma kendini; bırak, hayallerin gerçek olsun…"
Hayatın meşgalelerinden başımızı kaldırıp da hayal kurmayı unuttuğumuz modern dünyaya Kadir Bekar "Hayal Kurmak Bedavadır" diyerek rest çekiyor. “Bir yerde kaybolursak, çocukluğumuzda bulabiliriz kendimizi. Ne kadar büyürsek büyüyelim, hepimizin döneceği, dönmek isteyeceği yer çocukluğudur.”
Sabretmenin önemine değinen Dr. Adem Ergül "Sen Sana Düşeni Yap Gerisini O`na Bırak" diyor. "Sabırsız ve aceleci kişilikler, azm sahibi olamaz ve sonuç alamazlar. Azm seviyesinde iradeyi ortaya koymadan tevekkül (Allah’a güvenip dayanma) davasını güdenler, yine muvaffak olamayacaklardır. Zira tevekkülün öncesi, azm seviyesinde bir ön hazırlıktır."
Mart ayının röportajları ise şunlar;
Selvigül Kandoğmuş Şahin – “Nasıl Yaşarsanız Öyle Yazarsınız!” - Konuşan: Ayşegül Genç
Eddie Redzovic – “Amerika’da İslami Talk Show” - Konuşan: Hatice Sarı
Ünsal Ünlü – “Yayıncılıkta Hedef Hakikat Olmalı” - Konuşan: Salih Yüztgenç
Akın Yeniceli – “İslam Barıştır”ı Hatırlatmak İçin Mekke’ye Koşuyor - Konuşan: Beytullah Genç
Fatma Zeynep Çilek – “Ne Doğu Ne Batı Hakikat Sanatı” - Konuşan: Ayşe Yazıcılar
Cemal Şakar – “İyi Öykü Vasat İçinde Mümkün Olur” - Konuşan: Abdullah Güner
Önümüzdeki sayıda buluşmak dileğiyle...
Muhammed Murat Tutar'ın Yazısı.