60 sayıdır kurduğumuz bütün cümlelerimiz tek bir kelimeye sığabilir. O kelime dert kelimesidir. Her yazımız, her cümlemiz gönlümüzün tacı o kelimeyi ışıltabildiği ölçüde makbuldü. Tersini hiç düşünmedik. Ne söylediysek, ne yazdıysak dert üzerine  ve dert üzerinden yazdık. Dertlenerek yazdık, dertlendirmek için yazdık. Şimdi geldik 60. sayıyı bulduk. Tam beş senelik bir yürüyüş bu… 60 sayıdan seçilmiş 60 cümle, yürüyüşümüzü ve tabii derdimizi ne kadar verebilir bilinmez ama hiç olmazsa bir fikir verebilir. Adam olana ise bu kâfidir. İşte her biri püfür püfür dert kokan, derdi anlatan, dert söyleyip derde çağıran cümleler…

1. Bizim, gönlümüzü sürekli genç tutmak, daha da önemlisi ebedi gençliğe ulaşmak gibi bir derdimiz var.

2. Kendimizi adam etmenin derdini kuşanabilirsek biliyoruz ki yüreğimiz tüm mazlumların derdini kuşanacak kadar genişleyecek.

3. Gerçeğin göz kamaştıran manzarası ile gözümüz arasında ufacık bir yaprak var, bize ait bir yaprak bu, adı “ben” olan bir yaprak, gayret göstereceğiz, dertleneceğiz, aşacağız kendimizi.

4. Adam olma derdimizin devası, vaktimizin sahibi olabilmekte; kendimize ait vaktin sahibi olduğumuz gün, vakitlerin sahipliği de bahşedilecek.

5. Kendini dert edinen insan, insanlığı dert edinmiş demektir.

6. Derdimizi seviyoruz; bilemediğimiz bir  zamanda derdimizin şarkısı ile mest olmuş gönlümüzde bu derdin sızlayıp duruşu hayat emaremizdir; bitmemek, geri kalmamak, yorulmamak için derdimize muhtacız.

7. Dertliler göklerden beslenir, rızkını göklerde arar.

8. Dertliler huzur kokar,  dertten nasibi olmayanların ise yanlarında gaflete düşülür.

9. Neyi, niye dert ettiğimiz kim olduğumuzu ele veren ipuçlarıdır.

10. Yaşadığını, var olduğunu ortaya koyabilecek bir derdin var mı? Sana sunulan kof seçeneklerin, aldatıcı rahatlığın ve  sahte kafa konforunun yetmediği gerçeğiyle ne zaman yüzleşeceksin?

11. Biz, adam olma istidadındaki birisini görünce gözleri parlayan, onun için binlerce münafığın kahrını çekmeye hazır kahramanlar arıyoruz.

12. Önümüzde her tarafı istila edilmiş uçsuz bucaksız bir meydan var. Artık hattı müdafaa yok, sathı  müdafaa var. O satıh zihnimiz ve kalbimizdir.

13. Ey bizim biricik Rabbimiz, dert diyerek yola çıktık. Adam olmak, hep genç kalmak, gençlerle olmak, yaptıklarımızla değil, yapacaklarımızla yaşamak, sürekli bir fedakârlık ve hasbilik iklimini  solumak, ebedi gençliği bulmak derdi bu… Biliyoruz ki sen vermezsen verecek yoktur.

14. Rabbimiz kendisinin ve Nebi’sinin sevgisi ile rızıklandırsın bizi…

15. Niyet ettim adam olmaya…

16. Hayattaki en büyük hüsran neden var edildiğimizi  anlayamadan, kızıl elmamıza erişemeden terk-i dünya etmekten başka ne olabilir ki?

17. Rüyalarımızın peşinden gitmemizin garantisi, gerçeklerin acılığı ile yüzleştiğimizde dostlarımıza uy(an)maktan geçer.

18. Değil mi ki ufkun ümidi içine düşmüş, verilecek…

19. Medine sürmeli Batı fatihlerini önemsiyor, dertlerini anlamaya çalışıyoruz; kendimizi ve derdimizin kalitesini artırmak için...

20. Allah GENÇ’i hayatının baharındakilere şu soruyu soralım diye yarattı: “Senden murat nedir?”

21. Kalbinizde Fatihlerin derdiyle etrafınıza nazar edebiliyor, bakışınızı dertlendirebiliyorsanız muhtaç olduğumuz adamlar birer birer gelecek.

22. Biz kalbimizi, zihnimizi ve dostlarımızı önemsiyoruz. Rüyamıza sadık kalmanın yolunun bu üçünün ahenginde yattığını biliyoruz.

23. Sesin olacaktı senin, sessizlikten beslenen sesin/Sensizlikte bile çınlayacak ölmeyecek bir sesin…

24. Sadrın mıknatıs olsun şevkin adresini arayana.

25. Her şeyin bittiği anda bana tebessüm yakışır/ Her şey tükenmişse O var ya, O’nsuz hayat kışır.

26. Mekke ve Medine: Gidip de kendine geleceğin yegâne yerler buralar…

27. İnsan nasibi kadardır, nasip ise ancak himmet kadar…

28.  Görenlerin nefislerini uyandırma, aksine / Kalbinden hüzün düşsün yüzünün aksine.

29. Şunu unutma ki ancak hayatı aşanlar bulur / Hayatın kendisinden umulanı: İzzet ve onur.

30. Nerede bir gülün bittiğine şahitsin / Yanı başında tutuşacak  ateş, bileceksin.

31. Dâvâ delisi kalmamışsa ne yazar, dâvâ bitmez, dâvâ hep bakidir, aşkın ülkesine yolculuk biter mi?

32. Av olmalısın, doğuracak kıvama ermek için / Avcı olamayacak ava rağbet niçin?

33. Kalbimizden çıkmayan hiçbir şey bize  yaramayacak. Ancak kalbimizle can bulacağız ve ancak kalbimizle can vereceğiz. Kalbimizin derdi, derdimizin kalbinde bizim.

34. İzlemeyecek okuyacak, seyretmeyecek düşünecek, bakmayacak, yazacaksın; aktif olacaksın, başka çaren  yok, seyir kültüründen okuma kültürüne geçecek, ekranlardan sayfalara hicret edeceksin.

35. Hep hayret edebilecek saflıkta kal, sakın büyüme! Alıştığın bir şey olmasın yaşamak!

36. Meylinin aslında kaderin olduğunu bilmelisin.

37. Yaşamak  istediğimiz dünyayı önce içimizde, zihnimizde, gönlümüzde kuracağız; içini imar edemeyenlerin dışarıya verecekleri bir şey yoktur.

38. Dünyaya, uyum sağlamak için değil, uyumu sağlamak için geldik.

39. İçimizin rengi ne ise yüzümüzün rengi de  dur, içimize hangi sıfat hâkim ise yüzümüze de o...

40. Hizmet ehli olmak istiyorsan Allah seni tanıyacak, Peygamberi tanıyacak, ruhaniler tanıyacak, yerdekiler tanıyacak, göktekiler tanıyacak…

41. Kalp selameti derdine düşmek öyle herkesin  kârı mı, “ah kalbim” diyen  kaç kişi var?

42. Namaz, kimsenin bir şey söylemeye yanaşmadığı şu karmaşık dünyada sana neyi yapman ve hangi yolu tutman gerektiğini fısıldayacak.

43. İstiğna güzeldir, ama maneviyatta istiğna olmaz; hep  muhtacız, hep fakiriz, hep boşuz, hep hiçiz.

44. Beden kuyusuna düşmüş Yusuflarız; çıksak yeryüzüne, kurtulacağız, bize ip lazım, bize bir er kolu lazım.

45. Okumanın son noktası ümmîliktir.

46. İyiliğin merkezinde yer aldığı bir hayatı yaşamanın  kolay yolu birbirlerinin aydınlığından istifade ederek bir ışık hüzmesi oluşturanlara yakın durmaktır.

47. Seferimiz kalbimizin karasınadır. Orası aklaşırsa, dünya aklaşacak. Orası aklaşırsa, ötede yüzümüz aklaşacak.

48. Kendini bilmeyeni kimse  bilmez, kendine kıymet vermeyene kimse kıymet vermez.

49. Birbirlerine fiziki yakınlıkları bahşedilenler birbirlerinin erdiricisi ya da mütemmim cüzü olmakla birbirlerine yazılmış olanlardır.

50. Adaletin, hakikatin ve sadakatin hasreti bir fidelik  olmuş, rahminde büyütüyor bekleneni, o beklenen Hakk’a adanmış gençliktir.

51. Biz o kadar yüce bir gaye için yaratılmışız ki depresyona girmek bize yakışmıyor.

52. Merhamet siyaseti, muhatabın en büyük pişmanlığa duçar olmasını engelleme tavrını göstermektir.

53. Hakk’a adanmak isteyen Sahabe’den beslenecek; hep böyle olmuş, böyle oluyor, kıyamete kadar da böyle olacak.

54. Dün Çanakkale’yi geçemeyenlerin kusmuğu, bugün çocuğumuz, gencimiz ve kendi  insanımızın öz ağzından geliyor.

55. Ey Türk Gençliği! Bugüne kadar çok oynadın, çok eğlendin, artık zamanı geldi, biraz da dertlen!

56. Biz sadece üzüldüğümüzde değil sevindiğimizde de istiğfar ederiz.

57. Kalbimiz fethetmemiz gereken, kızılelmamızdır; Medine sürmeli nazarların saçtığı enerjilerden beslenmiyor o, şeytan ve avanesinin öncülüğünde pompalanan negatif enerjilerden besleniyor.

58. Dost kafa ve zihin ile kazanılmaz; dost, kalp ile kazanılır.

59. Sana dedelerin gibi kahraman olmak, hizmet, gayret ve Allah yolunda adanmışlıkla bu topraklara efendi olmak yakışır. Efendisi olamadığın toprağınancak kölesi olursun.

Ve son cümle:

Hikâye senin hikâyen, cümleler senin cümlelerin; yazdım, okudun ve biz buluştuk. Aynı kaderden gelmemiş olabiliriz, ama artık aynı geleceği paylaşabiliriz. O gelecek, merkezinde aşkın, derdin ve hizmetin olduğu bir İslam, iman ve ihsan yolculuğudur. Varsan daha çok yazar, söyler, okur ve  paylaşırız. Yoksan, buraya kadar…


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.