Kadir Bekâr
 
“Büyükler çok çile çektiler. Eskimez büyüklerimizin hatıralarını ve dertlerini yüklenerek, haydi canlar, haydi artık yeni şeyler yapalım.” 
 
1910 tarihinde bugün Hollywood’da çekilen ilk film olan “In Old California” gösterime girdi.* Filmin internete yüklenmiş halini şöyle bir izledim. Yüz yılı aşkın süredir devam eden sinema karteli Hollywood’un emeli, bu süre zarfında neredeyse hiç değişmemiş görünüyor. Yine alkol, yine kadın, yine silah, yine şehvet… 
 
Sıradan bir karakterini bile markalaştırabilen bu sektörün emellerine ulaşma tarzı ve yöntemi de dehşet verici cinsten korkunç ve ürkütücü. İnsani bir karakter bulamayınca ise, örümcekten, yarasadan, karıncadan vs. kahramanlar üretiyor ve bunları pazarlıyorlar. Çoğu vakit gerçeğin aynasından uzak, kokuşmuş ruhlu karakterlerle toplumun hafızasını kaybedip, yerine arzuladıkları düzeni kurma hevesinde oluyorlar. Yalnız şu parafı açmazsak gerçeğin sırrına ihanet etmiş oluruz ki; Sezar’ın hakkı Sezar’a… Yaptıkları işlerde ciddi manada profesyonelleşmişler. Bu profesyonellik sadece zamana bağlı bir profesyonellik değil, zamanla beraber gelişen ve değişen dünyaya yeni şeyler üretmenin, başarı olarak geri dönüşüdür.
 
Gönlümüze hoş sözleri, nasihatleri ve hâlleri ile nüfuz eden Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (k.s.) şöyle diyor: “Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel / Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş / Dünle beraber gitti cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Şimdi canlar söze göçmekten başlayalım. Göçelim. Günahtan, kirden, öfkeden, şehvetten, gıybetten ve bunların benzerlerinden göçelim. Göçtükçe durulalım. Duruldukça berraklaşalım. Berraklaştıkça bir içim su olalım. İçenlerin gönüllerinde hoş izler ve serinlikler bırakalım. Bişr-i Hâfî (k.s.) şöyle diyor: “Dün öldü, bugün can çekişiyor, yarın doğmadı. Öyle ise şu anı değerlendirmek için amele sarıl.” Ve sözü yeni şeyler söylemekle noktalayalım. Yeni şeyler yapalım, yeni filmler çekelim, yeni kitaplar yazalım, yeni hayaller kuralım… Eskimeyen büyüklerimizden devraldığımız eskimez dava taşını gediğine koyalım. 
 
21. yüzyılda Türkiye’de yaşayan Müslümanlar artık bunu yapamazsa kapatalım bu dükkânı gidelim. İmkân var, insan var, fırsat var, güç var, var oğlu var… Bunlarla beraber iman, şuur, bakış, vakar ve karakter olgunluğuna da erişirsek, profesyonel gayretleri hasbi bir duruş tablosu ve hassasiyeti ile sergilersek ve en önemlisi de bütün bu gayreti gösterip, bu icraatı gerçekleştirdikten sonra da tevekkül edip niyetimizi Hakk’a niyaz edersek görev tamamlanmış olur. Bahane üretmek kolay, iş üretmek zordur. Haydi canlar, haydi artık yeni şeyler yapalım.
 
*http://www.tarihtebugun.gen.tr


GENÇ'ın Yazısı.