Lokmasına Sahip Çıkmayan Lokma Olur
GENÇ çıktığı günden bu yana bir hususu sürekli vurguladık:
“Popüler kültürün istilası altındayız. Teyakkuz hâlinde olmalı, zihnimizi ve kalbimizi korumalıyız. Nasıl aldığımız gıdalara dikkat ediyoruz, aynı şekilde ne okuduğumuza, dinlediğimize ve izlediğimizide dikkat etmeliyiz.” Dönüp dolaşıp söylediğimiz bu hususta atladığımız bir nokta vardı aslında. Aldığımız gıdalar meselesi… Cidden dikkat ediyor muyuz yediğimiz içtiğimize? Yiyeceklerimiz helal, sıhhi ve tabii mi? Nasıl yiyor, içiyoruz? Yemek için mi yaşıyor, yaşamak için mi yiyoruz? Zihni ve kalbi beslenmenin ilk adımı vücudun aldığı gıdalardan başlıyor. Allah’a hakiki kul olmanın reçetesini yazan büyüklerin ilk dikkat ettiği nokta helal gıda değil mi? Bu kadar da değil… Gıda meselesi dünyada üstün gelme mücadelesinin önemli bir cephesini oluşturuyor. Önümüzdeki yılların en büyük savaşları lokma savaşları olacak. Ruhumuzu ele geçirmek isteyenler lokmamıza göz dikmiş durumdalar. Yediğimizi içtiğimizi kontrol edemezsek, lokmamıza sahip çıkmazsak lokma olmamız işten bile değil. Bu sayımızda “Yemezler” başlığı ile yediklerimiz ve içtiklerimiz konusunda herkesi uyanık olmaya davet ediyoruz. Dosya konumuz sadece yediklerimizin niteliği ile ilgili değil; nasıl ve ne amaçla yediğimiz de önemli. Bu yüzden yemek konusunu farklı açılardan ele almaya çalıştık. Umarız istifade edersiniz.
Abone kampanyamız bu ay itibarıyla sona eriyor. Hediye kitabımız “Hakk’a Adanmış Gençlik” büyük alaka gördü, hepinize teşekkür ediyoruz. Kitaplarını alamayan bazı okuyucularımız var, onların da bu ay içerisinde kitaplarını göndermeye çalışacağız.
GENÇ Gönüllülerin faaliyetleri yine her zamanki gibi heyecan dolu. Geçtiğimiz ay Kocaeli ve Kayseri’de kamplarımız oldu. Yeni arkadaşlarla buluştuk. Dergimiz, çalışmalarımız ve faaliyetlerimizin tümünün dünyaya niye geldiğimize dair bize özel soruyu güzel cevaplamak için bahşedilmiş vesileler olduğunu anlattık. Vesilelerimizi seviyor, daha çok gelişmeleri için gayretimizi artırmamız gerektiğini biliyoruz. Gayretimiz arttıkça işlerimiz gelişecek, işlerimiz geliştikçe sevgimiz ve şükrümüz artacak. Sonuçta hepsi bizi tek bir hedefe götüreceği için kıymetli. O hedef Rabbimize layık kul olmaktır; başka hangi hedef bu dünyada arkasından koşmaya değerdir ki?
Gelecek sayıda görüşmek ümidiyle, Allah’a emanet olunuz...
Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.