Buralarda da GENÇ Şöleni İstiyoruz!
Hediye kitabınız çok ama çok güzel, hızlıca okudum, pek beğendim. Hatta bayıldım. Sohbetlerde okuyorum, istifade edenler çoğalıyor. Adem Bey’i ve sizleri tebrik ederim. (Rumuz: Eskişehir)
Eskişehir rumuzunu kullanan kıymetli okuyucumuz; güzel duygu ve düşünceleriniz için çok teşekkür ederiz, eksik olmayın, sağ olun. Bu seneki hediye kitabımız gerçekten çok güzel, bunu teyit eden birçok geri dönüş aldık daha önce, bu ay da sizin vesilenizle bir kez daha gündeme gelmiş oldu. Kıymetli Adem Ergül Bey’in hazırladığı ve medeniyet öncülerimizden 365 lider davranışı ihtiva eden hediye kitabımız dileriz daha çok gönülle ve genç dostumuzla buluşur. Aşka, şevke, harekete ve berekete vesile olmasını dileriz. (Not: Dergimize abone olan herkese hediye edilen bu kitap için kampanya süresi tükenmek üzere, acele etmekte fayda var.)
Genç Gönüllüler bu sene de Afrika’ya gidecek mi? (İsmail Karlı)
İsmail Bey, kısmet olursa bu sene de GENÇ ailesi olarak Afrika’ya öğrenci göndermeyi düşünüyoruz. Şu an projenin detayları oluşturuluyor. Nasip olursa “gönlü küreyi kuşatan” dostlarımızın Afrika’nın çeşitli ülkelerinde unutulmaz günler geçirmeleri ve hayırlara vesile olmaları için kolları sıvadık, planımızı yaptık. Bakalım önümüzdeki zamanlar neler gösterecek. Takipte kalın...
Maşallah tüm Türkiye’yi dolaşıyorsunuz, şölenleriniz oluyor. Bizim buralarda da şölen olur mu acaba? (Osman Kırcı)
Osman Bey, GENÇ ailesi olarak davet edildiğimiz her yere gitme noktasında tüm imkanlarımızı zorluyoruz. Sizin oralar neresidir bilemiyorum, bunu belirtmemişsiniz, lakin şartlar elverdiği sürece “sizin oralara” da gelmek isteriz, bundan şüpheniz olmasın. GENÇ şölenleri “derdimizi tazelediğimiz” özel anlardır bizler için. Okuyucularımızla ve gençlerle buluşmak için güzel vesilelerdir. Bu şölenlerde Yusuf Goncagül ve Tuğrulhan Şen kulaklarımızın pasını siler, Samet Demir yüzümüzü güldürür. Kadir Bekâr’ın sunuculuğuyla birliktelik ayrı bir mana kazanır... Sözü uzatmayayım, şölenlerimiz devam ediyor, “sizin oralarda” görüşmek üzere Osman Bey. :)
(GENÇ şölenleri için detaylı bilgi almak ve organize talebinde bulunmak isteyenler Kadir Bekâr ile doğrudan irtibat kurabilirler: 0216 532 00 42 / kadirbekar@gencdergisi.com)
Müslüman Olduğumu Hatırlatan Hediye 
Yunus Emre Gürcan
Bir koca dünyayı sırtlanmış “atlasmışçasına” taşıdığım ilk derginin bende titreştirdiği hissiyat; sayfalara bu kadar çok şeyin sığdırılabileceğine dair şaşkınlıktan öte her şeyi öğrenebileceğime dair çocuksu hayal ve hayranlığımın sessizliğiydi. Dergi, kavram olarak, bir kitap olarak benim için bilmediğine uzanan bilinebilmiş basamaklar demekti. Güneşin 8,5 dk sonrasını gördüğümü, Eyfel Kulesi’ne 1792 basamakla çıktığımı, Venüs atmosferinin yüzde 98’nin karbondioksit olduğunu, evrimi ve insanın siyasal bir hayvan olduğunu öğrenmiştim. Doygunluğum bilgiyle açıktı ama ruhumda çocukken fark edemediğim gedikler vardı.
Güneşin 2002 yılında ısıttığı yazın başında saçlarına ak düşmüş bir çocukken tanıştığım bu harika nimetin bir yüzü de İstanbul semalarında “GENÇ” ile nefes buldu hayatımda. Bilgiler hâlâ yerinde, ama artık gedikler gün yüzünde. Eyfel kulesi hâlâ 1792 basamakta ama İslam neden hep darda? Bildiğim şeyleri bilmediğimi öğreten, kapısız kapılarla insanları kucaklayan, İstanbul’a yeni düşmüş bir gencin elinden, gönlünden tutan, sayfalar arasına sadece dünyayı değil insanı ve de seni koyan bir hazine, GENÇ Dergisi elimde, gönlümde...
Şu hayatı çoktan az, 20 yıl tüketmiş birisi olarak, tanımayıp bilmeyerek kaybettiğim her şeyin pişmanlığına çare, hiçliğin karanlık noktasına bir nebze, hak, iman ve sevgi ile GENÇ Dergisi bana insan olmayı hatırlatmaktan ziyade Müslüman olmayı hatırlatan bir hediye...
Biz Demeyi Öğreten Bir Okul
Gülsen Özek
Genç Dergisi’yle tanışıklığım sekiz yıl öncesine dayanıyor. Allah nasip etti de “gönüllü”, “dert” kelimesini ilk duyanlardan olduk. Allah nasip etti de Kur’an kursuna gönüllülüğü anlatmak için gelen Ayşe Yazıcılar ablanın “evet, kim gönüllü olmak ister?” sorusuna lisedeyken muhatap olup; bu ortamda hem liseyi hem üniversiteyi bitirmek nasip oldu. Bir büyüğümüz “Allah bazı kullarının kulağından tutar; ‘gel buraya kulum, nereye kaçıyorsun?’ diye sürükler” demişti. İşte o kul benim. O kulun okulu da burası oldu çoğu zaman. Okul ki; ben değil, “biz” demeyi öğreten bir okul. Dertlerle kendini keşfettiren bir okul. Sana tarikte, birçok refika veren bir okul. Anlık değil, ahiretlik bir okul.
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.