Güneşin battığı yerde İslam adına henüz ülkemizde şahit olamadığımız türden yüzleşmeler yaşanıyor. Viyana’da yapılması planlanan İslam Merkezi’ni protesto eden aşırı sağcılarla ilgili haberi okumuşsunuzdur. FPÖ partisi mensupları “yürüyüşümüz İslam’a karşı değildir, sadece Viyana’da İslam Merkezi istemiyoruz” demişler. Bir nevi “Avusturya Hıristiyan’dır, Hıristiyan kalacak...” çığırtkanlığı yani... Buraya kadarını az çok anlamlandırabiliyoruz. Anlamlandırabildiğimiz için de zaten fazla bir esprisi yok. Varsa bir espri bundan sonra: Aşırı sağcıların İslam Merkezi’ni protestolarına karşı Yeşiller ve Sosyal Demokratlar bir karşı protesto düzenleyerek Müslümanların haklarının engellenmeyeceğini ifade etmişler. Hatta aşırı sağcıların önünü kesen grubu polis zor kullanarak dağıtmış. İlginç değil mi? Buraya bir mim koyup geçelim.

Bir diğer yüzleşme de Almanya’da yaşandı. Münster kentindeki Yüksek İdare Mahkemesi’nin aldığı kararla Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki ilkokullarda artık Müslüman kız öğrencilere erkek öğrencilerle birlikte yüzme dersine katılmak zorunluluğu getirilmiş. Buraya kadar anlaşılır yine değil mi? O yüzden de bir esprisi yok, evet bildiniz. Espri varsa bundan sonra: Mahkeme Müslüman kız öğrencilerin İslami kıyafetine uygun sayılan tesettürlü mayo olarak nitelendirilen ‘Burkini` ile yüzme derslerine katılmalarına hükmetmiş. Bu da yeterince ilginç... Buraya da mim koyup geçelim.

Geçelim, çünkü bu tür yüzleşmelere biz henüz hazır değiliz. Viyana’daki İslam karşıtlarına özgürlük söylemiyle karşı çıkan Yeşilleri ve Sosyal Demokratları bir yere oturtamıyoruz, çünkü bizde karşılığı yok. Başörtüsü dayanışması çerçevesinde ortaya çıkan ilginç ittifakları saymazsanız tabii... Aslında o ittifak bizde de bu tür yüzleşmelerin yakında olacağını gösteren bir işaret fişeğiydi. Diğer taraftan burkini tartışmasına da yabancıyız biz. Şimdilik alternatif tatil köyü seviyesindeki bu tartışmanın okullara sıçraması için çok zaman lazım. AB üyesi olacaksak belki bu süreç hızlanacak ama bizim zihinlerimiz buna hazırlanabilecek mi orası şüpheli. Bu yazı biraz da bunun için. Yaklaşanı görmek ve bu tür yüzleşmelere hazır olmak gerekiyor.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.