Marifet hatayı, kusuru, eksiği, yanlışı değil iyiliği, güzelliği, doğruluğu, hoşluğu görmekte. Onu gören mutlu olur, ötekini gören mutsuz. Dolayısıyla hatırlayacaksak insanları, anacaksak bir sebeple iyiliklerini hatırlayıp iyilikleriyle analım.

Geçen haftamı seyyar geçirdim. Yurtdışından gelen beş misafirimizle devamlı hareket hâlindeydik. Misafir beş ben de altı olunca normal bir araba ihtiyacı karşılamayacağından minibüs lazım oldu. Bir büyüğümüzün tavassutuyla bir minibüs ve şoför ayarlandı. Yollarda ara ara şoförle sohbetler ettik. Bir ara söz minibüsü ayarlamamıza tavassut eden büyüğümüze geldi. Şoför dedi ki “Ben tanırım onu, kardeşim onun şoförlüğünü yapmıştı, annem vefat ettiğinde cenaze namazına geldi, iyi adamdır.” Annesinin ne zaman vefat ettiğini sordum, “12 sene önce” dedi ve ekledi: “Annemin cenazesine gelmişti, iyi adamdır.” Söz sonra döndü dolaştı ama benim aklımda hep aynı cümle kaldı: “Annemin cenazesine gelmişti, iyi adamdır!”

Üç önemli doğruyu hatırlattı bana bu söz. Birincisi fırsatın varsa iyilik yapacaksın. İyilik yapmaya vakit ayıracaksın. Hususen iyilik yapmanın yollarını arayacaksın. Küçük büyük, önemli önemsiz demeden iyilik yapmaya bakacaksın. Senin için basit, küçük, önemsiz olan bir iyilik; iyilik gören kişi için yıllar boyu unutmayacağı önemli bir iyilik olabilir. Söz konusu büyüğümüz işi gücü oldukça yoğun olan bir insan. Buna rağmen telefon açmakla yetinmemiş, görünce konuşurum dememiş, vakit ayırmış gitmiş cenaze namazına ama 10 dakika ayırdığı cenaze namazı 10 yıl unutulmamış.

İkincisi insanları iyilikleri ile hatırlayacaksın. Herkesin hatası, kusuru, eksiği, yanlışı var. Bununla beraber iyiliği, güzelliği, doğruluğu, hoşluğu da var. Marifet hatayı, kusuru, eksiği, yanlışı değil iyiliği, güzelliği, doğruluğu, hoşluğu görmekte. Onu gören mutlu olur, ötekini gören mutsuz. Dolayısıyla hatırlayacaksak insanları, anacaksak bir sebeple iyiliklerini hatırlayıp iyilikleriyle analım. Söz konusu büyüğümüz şoförüne zaman zaman kızmış olabilir, onu çok çalıştırmış, belki uzun saatler bekletmiş, belki gereksiz yere üzmüş, kırmış, incitmiş olabilir. Ancak hatırlayan abi bütün bunları değil de iyiliğini hatırlıyor. Unutmayalım ki kötülükleri unutup iyilikleri hatırlamak iyilik yapmak kadar önemli bir meziyettir.

Üçüncüsü zaman geçse de minnettarlık geçmeyecek. Minnettarlık da ne demek demeyin lütfen. Unuttuk ne demek biliyorum ama gelin hatırlayalım da bir daha unutmayalım. Minnettar olmayı bırakmayalım. Şoför beyin annesi vefat edeli 12 yıl geçmiş, uzun bir zaman. Unutabilir insan, önemsemez. Altı üstü bir cenaze namazı der geçer, geçmemiş şoför bey. Vazife icabı geldi hemen gitti diyebilir dememiş şoför bey. Bunun yerine aklının bir köşesine yazmış ve unutmamış bir namazlık iyiliği. Yeri geldikçe de hatırlıyor, iyi adamdır deyip iyiliğine de şahitlik ediyor. Bu da bir olgunluk, bu da bir güzellik, bu da bir iyiliktir.

Sonuç olarak minnettarım şoför beye hatırlattığı üç önemli doğru için. Fırsat buldukça küçük büyük demeden iyilik yap, sana iyilik yapanları iyilikleri ile hatırla ve zaman geçse de sana yapılan iyilikleri unutma.


Mehmet Dinç'ın Yazısı.