Yine Şeyh Sa’dî-i Şîrâzî (k.s.) şöyle anlatıyor. “Birtakım büyüklerle bir gemiye binmiştim. Bindiğimiz geminin arkasında bir kayık battı ve iki kardeş bir girdaba düştü. Birlikte bulunduğum büyüklerden biri gemiciye, “Bu her iki kardeşi kurtar, sana 100 dinar vereyim’’ dedi. Gemici yalnız birini kurtarabildi, ötekisi boğulup öldü. Ben, bu durumu görünce “Demek ömrü bu kadarmış; eceli gelmiş ki onu kurtarmakta geciktin’’ dedim. Gemici güldü ve şöyle dedi “Dediğin doğrudur. Fakat ben ilk önce bunu kurtarmak istedim. Çünkü bir vakitler çölde kalmıştım. Bu beni deveye bindirdi. Ötekisi ise bana kamçıyla vurmuştu. Ondan dayak yemiştim.” Sonra ben dedim ki: “Cenâb-ı Hak ne kadar doğru buyuruyor, iyilik eden kendisine iyilik etmiş olur. Fenalık eden de yine kendisine kötülük yapmış olur.” (Bkz. Fussilet 41/46 )


Alican Tatlı'ın Yazısı.