Heybemiz nispetinde yaşıyor, vakit buldukça yazıyoruz. Yazmak mı kolay, yaşamak mı sorusunun cevabına ise yazdıkça varıyoruz... Bazı hakikatleri yaşıyormuş gibi yazıyoruz da, her hakikati yazıyormuş gibi yaşa(ya)mıyoruz maalesef.
 
Böyle çokbilmiş bir girişin ardından, belki yine sıradan bir meselenin belli başlı yerlerine eklenen mübalağalarla kıymetlenecektir bu yazı. Belki de yaşıyormuş gibi yazdığımda okunur hale gelecektir ne belli...
 
Yazmak, gürül gürül akan bir suyun, kayaya çarpıp da karaya düşmesi gibi kimi zaman. Akan su kir tutmaz derler ya, ne kadar sert çarpıp da düşerse karaya o kadar berraktır o dökülen damlalar. Coşkun akıp gelmiştir zira. Bu teşbihle şuraya varıyoruz ki; o berraklık yazıldığı gibi okunur.
 
Bazen de durgun mu durgun, bir çırpınışta bulanan suların berraklık iddiasından vazgeçmemesi gibidir yazmak.
 
Her feryat, her çırpınış "ben berrağım" ifadeleriyle doludur. Bu aslını inkârdır ki bu teşbih, yazıldığı gibi okunmaz. Yazıldığı gibi okunacak, gürül gürül yazılar yazmanın derdine düşmüştüm ki, sordum ehline: "Kalem nasıl keskinleşir?" Reçeteyi yazdı: "Kalem ehline özen." 3 kelimelik, meraklı ve istekli bir soruya yine 3 kelimelik ince, manidar bir cevap... Her soru herkese sorulmaz. Her cevap da dikkate alınmaz. Fakat sorduğum kişi de, verdiği cevap da isabetliydi. Aldığım cevap iki bilinmeyenli bir şifre mahiyetindeydi ki günlerce düşündükten sonra kendimce şifreyi çözdüğüm kanısına vardım. İlk bilinmez "kalem ehli". İkincisi "özen".
 
Kimdir kalem ehli? Yazdıkları bir hâlin tezahüründen ibaret olan. Her yazdığı, hayatında yer bulan. Yaşamadığını yazmayan. Hâsılı kalemi kalıbıyla değil kalbiyle tutan, yazdığını sözüyle değil özüyle yazan...
 
Peki, niçin "özen" dedi? Özenmek, taklit etmek daha yolun başında olmaktır. Belki başında bile olamamaktır. Ancak, yolun neresinde olursak olalım, sermayemiz bir nebze umut ise ehline özenmek gerek. Tahkike takatimiz olsun istiyorsak, hakkıyla taklit etmek gerek.
 
Ehli gibi yazdığı hakikatlerin cahili gibi yaşıyorsa bir insan, en azından ehline özenmeli; yazdığı ile yaşadığı bir değilse uykularını kaçırmalı kendine sorduğu aykırı sorular. Kendince cevaplayamadığı her soruyu ehline sormalı sonra ve bu kez aldığı cevaplarla uykusu kaçmalı. Yazmak derdine düştüyse, uykuları kaçmasa bile rüyasında bulacaktır cevabı: "Kalem ehline özen."


Yunus Emre Avşar'ın Yazısı.