"Mısır Eski Mısır`a" Dönüşürken
Öncelikle Dünya Gündemi sayfalarımıza not düşmüş olalım; göstermelik yargılamalar sonucu Mısır tarihinin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi cunta çetesinin kararı ile idama mahkûm edildi. Mursi ile birlikte Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii ve Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi’nin de aralarında bulunduğu 106 kişinin dosyası, haklarındaki idam kararıyla ilgili görüş alınması için müftülüğe gönderildi.
Peki bu karar şaşırtıcı ya da beklenmeyen bir karar mıydı? Açıkçası hayır. Darbeden bu yana uluslararası çevrelerle elele veren Abdülfettah Sisi liderliğindeki cunta yönetimi ihvanı şeytanlaştırmak için akıl almaz bir kampanya yürütüyordu çünkü. Hem kendi emrindeki hem de Körfez medyasının katkılarıyla Mısır kamuoyunun önemli bir bölümü başta olmak üzere Ortadoğu ve dünyada öyle bir algı oluşturmaya çalıştılar ki sanki darbeyi yapan Sisi değil de Mursi’ydi... Sanki binlerce sivilin katledilmesi, insanların keskin nişancılar tarafından kuş avlar gibi avlanmasının emrini veren Sisi değil de Mursi’ydi… Sanki Mısır hapishanelerini tıka basa dolduran, darbeye karşı sesini yükselten her kesime dünyayı dar eden Sisi değil de Mursi’ydi…
Cunta yönetiminin bu algı operasyonuna darbenin finansörleri Körfez ülkeleri maddi, manevi tüm imkanlarını seferber ederek katkı sağladılar. Baştan beri darbenin ebeliğini yapan Batı dünyası da cuntanın bütün hukuksuzlukları karşısında hep üç maymunu oynayarak katkı sundu.
Mursi’nin Hamas ile görüşmüş olmasını bile idama gerekçe olarak gösterdi cunta çetesi. İnanın Muhammed Mursi, Hamas’ın can düşmanı İsrail mahkemelerinde yargılansa çok daha insaflı bir cezaya çarptırılırdı herhalde.
Neticede de komik gerekçelerle seçilmiş bir cumhurbaşkanını ipe göndermeye çalışan cunta yönetimine ne Arap dünyasından ne de demokrasi havarisi, dünyaya hak, hukuk, insan hakları dersi vermeye çalışan Batı dünyasından bir tepki gelmedi…
Bu adaletsizliğe, bu zulme liderler ve ülkeler nezdinde en güçlü itiraz yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye’den geldi. Erdoğan kararı, “Mısır’ın eski Mısır’a dönüşü’’ olarak yorumladı. Gerçekten de bu karar ile Mısır’da ilk demokrasi tecrübesi hayalinin ipi çekilmiş oldu.
Umutsuz da ümitsiz de değiliz, Hak karşısında bâtılın zâil olması kaçınılmazdır çünkü. Sisi gibi çapsız bir generalin yönetimini, cinayet, baskı ve kanla sabitleştirmeye çalışma gayretleri asla başarıya ulaşamayacaktır.
Mısır’da ve diğer tüm diktatörlerin beldelerinde zalimler ve onların zulümleri asla ilelebet payidar olamayacaktır. Batıl er ya da geç bir gün zail olacaktır inşaallah…
Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.