Öfke Gelince Akıl Gider mi?
Asude Usluer Uğurlu
“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. İşte onların mükâfatı rableri tarafından bağışlama ve içinden ırmaklar akan cennetlerdir ki orada ebedi kalacaklardır. (Allah yolunda) çalışanların mükâfatı ne güzeldir. (Ali İmran 3/134-136)
Aslında öfke gayet doğal bir duygudur. Ama yeri geldiğinde kullanmasını bilmelidir. İnsanın kendisini tehlikelere karşı korumasında kişiliğine ve değerlerine yönelik bir saldırı karşısında savunmaya geçmesinde görev yapan içgüdüsel bir duygudur.
Peygamberimiz bir hadisi şerifinde “Öfkeden, sinirden sakınınız. O insanoğlunun dibini tutuşturur. Sizden birisi öfkesini sezerse başını yere sersin. Yine geçmezse soğuk suyla abdest alsın. Yine geçmezse soğuk suyla yıkansın. İçinizden bazıları çabuk öfkelenir, çabuk geçer. Bu birbirini telafi eder. Bazıları geç öfkelenip çabuk geçer. En kötünüz ise çabuk öfkelenip geç geçendir.
Ebu Hureyre’den mervidir ki: “Bir gün Hazreti Ebubekir`e bir şahıs gelerek olur olmaz laflar ediyor. Peygamberimiz de Ebubekir efendimizin yanındadır. Ebubekir efendimiz karşısındaki şahsa cevap vermez. Adam bir süre sayıştırdıktan sonra Hazreti Ebubekir tek bir şey söyler. Ve peygamberimiz kalkıp gider. Hazreti Ebubekir peygamberimize sebebinden sual eder. Peygamberimiz “Sen susarken senin yerine bir melek cevap veriyordu. Sen ağzını açınca melek gitti ve yerine şeytan geldi. Ben şeytanın olduğu yerde bulunmam.” buyurdu.
Asıl pehlivan güreşte karşıdakini yenen değil, öfke anında kendini kontrol edebilendir. (Müslim, Birr ve Sıla, 106)
Atalarımız ne demiş “Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.” Tatlı dille güzelce konuşarak meseleleri halletmek yerine öfkelenip bağırıp çağırarak, kırıp dökerek bir yere varamayız. Üstelik böyle yapmak şeytanı da nefsi de çok mutlu edecektir. O yüzden şeytanın bacağını kırıp öfke anında kendimize hâkim olmalı, gerekirse abdest almalı, bir şekilde çaresine bakmalıyız. Öfkemizin insanları kırıp geçirmesine mani olmalıyız.
Zaten insanı öfkesi geçtikten sonra kendisi de yaptıklarına pişman olacaktır. Atalarımızın da dediği gibi öfkeyle kalkan zararla oturur. Öfkeli anında karar vermemek ve kimseye zarar vermemek insanın karşısındakinden çok kendine yapacağı bir iyiliktir.
“Öfke şeytandandır. Şeytan ateşten yaratılmıştır. Ateşi ise su söndürür. Dolayısıyla biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın.” (Ebu Davut, Edep,3)
Öfke baldan tatlıdır, derler. Öfkeye kapılıp ne dediğini ve ne yaptığını bilmez bir halde savrulmak insanın kolayına gelir. Oysa aklıselim sahibi yetişkin bir kimsenin öfkelendiğinde sağduyulu olması lazımdır. Hiçbirimizin öfke girdabına kendini bırakıp bütün olumsuz enerjisini karşısındakine boşalttıktan sonra “Ne yapayım öfkeme yenildim” deme gibi bir lüksü yoktur. Öfkesini denetlemek yaşı, cinsiyeti ve konumu ne olursa olsun herkesin vazifesidir.
Biriniz ayaktayken öfkelenecek olursa hemen otursun, eğer oturunca öfkesi geçecek olursa ne ala! Ama eğer dinmezse o zaman da uzansın.
(Ebu Davut, Edep, 3) Lokman Hekim şöyle demiştir:”3 kimse 3 şeyde belli olur.
1-Halim kimse öfke halinde belli olur.
2-Kahraman kimse harpte belli olur.
3-Kardeşlik ihtiyaç zamanında belli olur.
Kendisi de öfkeyle hata etmekten endişe eden kâinatın efendisi “Allah’ım Muhammed ancak bir beşerdir. Her insanın öfkelendiği gibi o da öfkelenir. Eğer bir Müslümana haksız yere lanet okur, ağır konuşur, beddua edersem bunu onun için rahmet ve günahlardan temizlenme vesilesi kıl” (Müslim, Birr ve Sıla, 89)
Kısacası Allah resulünün de söylediği üzere ateş gibidir öfke. Ona muhtaçtır insan ama gereğinden fazla olup kontrol edilemez hale geldiğinde yakar, yıkar, perişan eder.
GENÇ'ın Yazısı.