Türkiye çok acı, vahşetin ayyuka çıktığı ve kaosun tırmandırılmak istendiği bir zaman diliminden geçiyor. Zalimler zulümlere doymuyor, vahşiler vahşetten geri kalmıyor. Kana susayan habis ruhlular sinmiş oldukları izbelerde yeniden hortladı, memleketin birçok yerinden ölüm haberleri geliyor, yürekler dağlanıyor, kalpler parçalanıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, fiilen zulme bulaşmamış gibi görünen lakin söyledikleri ve yazdıklarıyla zalimlerden hiçbir aşağı kalan yanları olmayan, sözleriyle yüreklerdeki yangınları daha da büyüten o kadar çok zalim var ki aramızda, paylaşımlarını gördükçe insanlığımızdan utanıyoruz. Kalpleri vahşet ve kin dolu, öldürmeye susamış ne kadar çok katil, cani, barbar varmış, inanmakta zorluk çekiyoruz.

Görünen o ki, ülkemiz ve milletimiz, çocuğundan yaşlısına, erkeğinden kadınına kadar herkesi saracak bir ateş çemberinin, kaos hâlinin, acı atmosferinin içine çekilmek isteniyor...Vahşetlere, katliamlara, zulümlere hep birlikte karşı durmak zorundayız, özellikle biz gençler topluluğu olarak insanlığı ayakta tutmalı, kardeşliği, birlikteliği pekiştirmeliyiz, zalimlerin, kötü niyetli simsarların, kana doymayan timsahların belini bükmeliyiz. Hangi dinden, hangi ırktan, hangi mezhepten ya da anlayıştan olursa olsun, zalimlere, katillere, canilere meyledenlerin, yapılan ve yaşanan korkunçluklardan dolayı içi titremeyenlerin insanlık mahrumu olduğunu, hayvanlardan daha aşağı bir seviyede bulunduklarını haykırmalıyız dünyaya...

Rabbimiz kötülere fırsat vermesin, bir hiç uğruna, rezil ve sapkın ideolojiler uğruna insanların canına kasteden, yürekleri dağlayan zalimleri kahretsin. Bu dünyada ettikleri zulümler yanlarına kâr kalacak, kendilerinden hesap sorulmayacak sanıyorlarsa yanılıyorlar, Allah’ın laneti ebediyen üzerlerine olacaktır. Ama burada, ama asıl hayat olan ahirette, yaktıkları, yıktıkları, dağladıkları yüreklerin ahları onları boğacak ve yeri göğü titreten zulümleri sebebiyle sonsuz azaba düçar olacaklar...

“Bu dünyada bir tek şeye yanar içim, göynür özüm / Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi” diyen Yunus’un acı hissiyatıyla, kaybettiğimiz tüm insanlara Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır, milletimize basiret ve zalimlere karşı cesaret diliyoruz... İnsanları birbirlerine kırdırma, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarma, kan dökme niyeti olan her azılı zalimin, caninin, katilin şerrinden Allah’a sığınıyoruz.

***

Çanakkale savaşında dalgalanan Türk bayraklarının üzerinde, ay yıldızın etrafında dört vazgeçilmez kıymetimiz yer almıştı: Allah, Namus, Vatan ve İttihad. O bayrak yüz sene önce olduğu gibi bugün de dalgalanıyor, bu toprağın asıl ve asil değerlerinin ne olduğunu hatırlatmaya devam ediyor. Biz bu ay, GENÇ Dergisi olarak “namus”un safından seslenmeye niyet ettik, yani ahlak, edep ve haya bayrağının elimizden düşmeyeceğini, namussuzluğun, ahlaksızlığın, sapkınlığın bu topraklarda daima kaybedeceğini belirtmek istedik.

İçini ve dışını her türlü kötülükten, günahtan temizlemek için çabalayanlara, heva ve hevesin sınır tanımaz sapkınlıklarına, ahlaksız taşkınlıklarına prim vermeyenlere, tüm yozlaşma, sapkınlık ve soysuzlaşmalara karşı iffetin safında duranlara selam olsun...

Eylül ayında görüşmek üzere, muhabbetle ve “iffetle” kalınız...


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.