“Çocuklar için besmele çeken bardak” Su içmeden önce ‘Bismillah’, içtikten sonra ‘Elhamdulillah’ diyen bardak, sağlıklı, şık ve kullanışlı imiş. Konuşan bardak, şükretmeyi hatırlatacak, hayatımıza bereket getirecekmiş...

Hadi artık adını koyalım: “Dinin endüstrileşmesi” şeklinde bir sorunumuz var! Bu; doğrudan doğruya dinin kendi doğasından kaynaklanan tabii bir vakıa değil. Müminlerin dini hassasiyet ve samimiyetlerini manipüle ederek kendi lehlerine kullanmak isteyen birtakım açıkgözlerin yol açtığı bir sorun. Pazar mümbit çünkü halkımız o kadar halisane inanıyor ki bu dine; kimselerin, onu çıkar amaçlı olarak kullanmaya teşebbüs edebileceği gelmiyor aklına. Bilirsiniz; Türk halkının, dini kutsallar konusunda, belki de başka hiçbir millette benzeri olmayan, naif ve halis bir yaklaşımı vardır. Din kavramı bizim için o kadar hassastır ki bırakın İslam dinini, diğer dinlerin bile kutsallarına saygı göstermek, neredeyse bir içgüdü haline gelmiştir bu topraklarda.

Üniversitedeki sanat tarihi derslerinden hatırladığıma göre; Anadolu’da hangi uygarlığa ait olursa olsun; tarihten günümüze çok az sayıda sivil mimari örneği ulaşmıştır. Saray, köşk, konak, kervansaray gibi yapılar yani. Buna karşın; muhtelif medeniyetlere ait çok fazla sayıda dini yapı, zarar görmeden (doğanın verdiği hariç) ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Bunun sebebi; Anadolu insanının nerede eski bir bina görürse görsün; onun kalıntılarını, taşlarını, sütunlarını kendi yaptıkları yeni binalarda kullanma eğiliminde olmasıdır. Ancak Anadolu’nun hiçbir yerinde, hiçbir dini yapının, neredeyse tek taşı; bu amaçla yerinden oynatılmamıştır. Bir ibadethanenin taşları, belki ancak başka bir ibadethanenin inşasında kullanılmıştır. Bu yüzden Anadolu, halihazırda bir dinler müzesidir. Fazla bilinen bir durum değildir bu ama halkımızın kutsala olan saygısının en güzel örneklerinden biridir. Böyle bir halk, tabii ki dini hususlarda herkesi kendi gibi halis zannedecektir.

Oysa maalesef durum hiç de öyle değil. Örneğin; Google’a “islami otel” yazdığınızda karşınıza 499 bin adet sonuç çıkar. Temelde verdikleri otelcilik hizmetinin; alkolsüz içecek servisi ve bayanlara özel yüzme havuzu dışında diğerlerinden hiçbir farkı olmayan bazı turizm işletmelerinin, “islami otel, islami tatil, muhafazakar otel, tesettür otel, halalbooking, müspet tatil...” gibi etiketler kullanarak, turizm sektöründe ciddi bir pazar payına el koymuş olduklarını görürsünüz. Sizinle bunlardan birinin sloganını paylaşayım da dinin ticaret uğruna nasıl da fütursuzca kullanılıyor olduğu hakkında bir fikir sahibi oluverin hemen: (Ön uyarı; birazdan okuyacağınız slogan Rabia meydanında müslüman kardeşlerin ağzından haykırılmıyor; bir otel sloganı olarak reklamları süslüyor) “İnancınızdan taviz vermeyin”(!)

Aynı şekilde; Google’a “islami ürünler” yazdığınızda; karşınıza çıkan sonuç sayısı ise 817 bin olacaktır!!! Bu ‘islami ürün’ sitelerinden biri, huzurlu alışverişin adresi imiş mesela(!) Paramızı üzerinde ‘islami’ yazan etiketler bulunduran ürünlere harcıyor olduğumuzu bilmenin huzuru başka hiçbir şeyde yok ne de olsa...

Bahsi geçen “islami alışveriş” sitelerindeki birkaç çok ilginç ürünse şöyle: “Çocuklar için besmele çeken bardak” Su içmeden önce ‘Bismillah’, içtikten sonra ‘Elhamdulillah’ diyen bardak, sağlıklı, şık ve kullanışlı imiş. Konuşan bardak, şükretmeyi hatırlatacak, hayatımıza bereket getirecekmiş...

“Kur’an okuyan kalem seti” temelde basit bir mp3 player’dan başkası değil. “İslami olmayan” muadillerini, piyasada 40-50 liraya bulabiliyorken, tabii ki “İslami” olduğu için bu ürüne 150 lira vermek durumundasınız.

“Namaz öğreten ve kıbleyi bulan akıllı seccade”nin HD ses kalitesi ile duaları çok net duyarmışık ve nerede olursak olalım kolaylıkla kıblemizi bulur ve namazımızı hatasız kılmamızı sağlarmış. Bu satış vaadi; dolaylı yoldan namazımızın kabul edileceği garantisinin de verildiği anlamına geliyor ki okuyunca sinirden ağlamamak mümkün değil! Bizleri herhangi bir ilmihalden sadece on beş dakikada nasıl namaz kılacağımızı öğrenme zahmetinden kurtaran bu mükemmel ürünün tek eksiği ise iman gücü yerine iki adet kalem pille çalışıyor olması...

Örnekler sayfalarca uzatılabilir. Asıl dikkat çekmeye çalıştığım nokta; ciddi ve saygın din adamlarımızın, artık konuya el atmalarının gerekliliği. Bu tip agresif yazılarla onların dikkatini çekmeye çalışıyorum sadece. Yoksa din tüccarlarından, sırf bizi okuyarak melanetlerinden vazgeçmeleri beklentisi içinde değiliz.


Sinan Özgenç'ın Yazısı.